6504

Yazıyla, altı bin beş yüz dört...

Dün toprağa verilen 127 kişi ile birlikte, Potoçari Anıt Mezarlığı’nda yatanların sayısı tam 6 bin 504’e yükseldi.

***

Potoçari Bosna - Hersek’te... Srebrenitsa’nın hemen yakınında bir köy...

Geçen 21 senede kimliği tespit edilebilen soykırım kurbanlarının en azından başında dua edilebilecek bir kabri var Potoçari’de.

Bosna - Hersek Kayıp Arama Enstitüsü’nün verilerine göre, savaş sonrası kayıp sayısı 8 bin 400 kişi. Yani geride hâlâ kimliğinin tespit edilmesi beklenen 2 bine yakın cenaze var.

***

Bu yıl içinde kimlik tespiti yapılan ve dün defnedilenlerin sayısı 127.

Aralarında 14 yaşında çocuk da var, 77 yaşındaki dede de...

Düşünebiliyor musunuz?.. Savaşta bir yakınınızı kaybediyorsunuz, yıllar içinde açılan toplu mezarlardan çıkan kemikler üzerinden yapılan kimlik tespiti sonucu, ancak 21 yıl sonra cenazenizi teslim alabiliyorsunuz.

***

Srebrenitsa katliamının 21’inci yıldönümüydü dün.

11 Temmuz 1995, Sırp askerlerinin yakın tarihin en kanlı toplu katliamına imza attığı tarih.

Haberin Devamı

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük insanlık trajedesinin üzerinden 21 sene geçti ama o acıyı yaşayan Boşnaklar’ın yüreğindeki yara hâlâ kabuk bağlamadı. Her sene yeni kurbanların kimlikleri belirleniyor. Her sene yeni mezarların taşlarına isim yazılabiliyor. Bitmeyen acı...

***

Yaşı müsait olanlar o günleri hatırlayacaktır...

1992’de başlayan, 1995 sonuna kadar süren savaş... Savaş adı altında Bosna’da uygulanan soykırım...

Avrupa’nın ortasında, Eski Yugoslavya’da yaşanan dram... Daha doğrusu Boşnakların yaşadığı dram.

Modern dünyanın devlerinin ilgilenir’miş’ gibi yaparak aslında izlediği...

NATO ve Birleşmiş Milletler eliyle müdahale için oyalanıp durduğu...

Ortaya çıkan insanlık dışı bilançonun adının ‘etnik temizlik’ koyulduğu o günler...

Hatırlarsınız...

O ‘kirli’ vahşeti gizlemeye çalışırcasına...

Bildiğiniz ‘soykırım’ı gözmezden gelerek, yok sayarak...

Etnik ‘temizlik’ adıyla tarihe kazınan koskocaman bir leke.

***

Konuyu sadece, batı dünyasının Türkiye’ye karşı sergilediği ‘soykırım’ çifte standartı çerçevesinde ele alanlardan değilim.

Haberin Devamı

Biraz daha fazlası var...

O günleri yaşamış, olan biteni detaylarıyla takip etmiş bir gazeteci olarak; 21 sene sonra bugün özellikle de Avrupa başkentlerinden ‘soykırım’, ‘terör’, ‘ölüm’, ‘acı’ ve benzeri kavramlar konusunda gelen açıklamalara, acı acı gülümsüyorum sadece.

Hele de o açıklamaların içinde ‘insanlık’, ‘yaşam hakkı’ gibi sözcükler geçiyorsa, hissettiklerimi ifade edecek sözcük bulmakta zorlanıyorum yıllardır.

DİĞER YENİ YAZILAR