‘Kara propaganda kuşatması altındayız ‘

Davutoğlu, Ak Partili 4 bakanla ilgili Yüce Divan kararını 5 ocak'a erteleyen Meclis Soruşturma Komisyonu'na hiçbir müdahale olmadığını söyledi. Davutoğlu, "Bilgim dahilinde ve elimde veriler olduğu zaman kim olursa olsun yolsuzluğa tahammül etmeyiz. Bu Cumhurbaşkanımız için de geçerli. Meclis'teki soruşturma Komisyonu'na hiçbir zaman müdahale etmedik, etmem de...’

Başbakan Davutoğlu, 14 Aralık operasyonuyla ilgili “Yargı, 'Kusura bakmayın, bu topluluğa okunanın canı yanıyor mu ‘ deseydi. Yoğun kara propaganda kuşatması var” dedi?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Üsküp'e giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu'nun 14 Aralık operasyonu ve sonrasınnda yaşananlara ilişkin açıklamaları şöyle:
‘Kara propaganda kuşatması altındayız ‘
KİMSE SAPTIRMASIN: Burada problem, paralel yapının organize ettiği iddia edilen bir tuzak neticesinde mağdur edilmiş vatandaşlarımızla hatta dini bir cemaatle paralel yapı arasında. Kimsenin bunu saptırmaması lazım. Bu bir 'İnsan hakları davasıdır' dedim. Gözü görmeyen yaşlı biri terör örgütü lideri olarak yansıtılıyor. Onlar müracaat etmemiş olsaydı 14 Aralık operasyonu yapılmamış olacaktı. Yargı bunu takip etmek zorunda. Yapmazsa suç işlemiş olur.
AĞIR SUÇ: Ne yapmışlar, Fethullah Gülen’in dini anlayışlarına yönelik bir eleştiri getirmişler. Kendisinden farklı düşünen bir topluluğa tahammül edemeyen bir grup var ve o grup öbür toplulukla olan problemini devletin aygıtını kullanarak çözmeye çalışıyor. Bu, bu kadar ağır bir suç.
NE ALAKASI VAR: Bu ortaya çıkınca basın özgürlüğünün arkasına saklanıyorlar. Böyle bir yapıya yönelik operasyonun basın hürriyetiyle ne alakası var. Adliyeye götürülen gazetecilere 'Şu makaleniz nedeniyle bir şey yapıyoruz' denmiyor. 'Siz bu toplulukla ilgili yürüttüğünüz kampanya nedeniyle bu topluluğu suçlu göstermek suretiyle hak gaspına yol açmışsınız' deniyor. Mahkeme neticesini bekleyeceğiz. Peşin hüküm vermem ama iddiada ortaya konan şeyler bunlar.
O DÜZEN KURULSAYDI: Yine bir kampanya daha yürütüyorlar. Sanki hükümet bütün dini cemaatlere karşı tavır alıyor gibi. Halbuki bu son olay kendilerinin, farklı düşünen cemaate dahi tahammül edemediklerini ortaya koyuyor. Onların istediği bir düzen kurulmuş olsa kendisinden farklı her türlü dini düşünceye de tavır alacak, hapse atacak, terör yaftası yapıştıracak. Bunları yapabilecek bir yapıdan bahsediyoruz.
YARGI NE YAPSAYDI?: Çok geniş bir kara propaganda kuşatması altındayız. Bunun arkasındaki unsurları biliyoruz. Yargı ne yapsaydı? '17 ay usulsüzce hapis yattım' diyen mağdur vatandaşlara 'Kusura bakma başkası olsa soruştururdum ama bu olaylara sebebiyet veren topluluğa dokunanın canı yanıyor veya bunlara dönük olunca dünya ayağa kalkıyor, senin hakkını korumak için birşey yapamam mı?' diyecekti. Böyle bir mantık olur mu? Herkes bir empati yapsın.
NEYİN RÖVANŞI: (Ergenekon Balyoz gibi davalardaki komplo iddialarıyla ilgili gelişme olur mu) Buna ben karar veremem. Bu yürüyen bir yargı süreci. Burada da dikkatli dil kullanıyorum. Kılıçdaroğlu da olayı saptırarak böyle diyor. Rövanşmış. Neyin rövanşı? Ne tür bir rövanşizmden bahsediyorsun adam 17 ay hapis yatmış aynı şey kendisine yapılsa eşi dostu akrabası mağdur olsa rövanşizm mi diyecek?
‘Arkasında kim var, bu önemli’
Davutoğlu, Twitter’daki ‘Fuat Avni’ hesabıyla ilgili soru üzerine şöyle dedi: "Dünyada sosyal medyanın nasıl düzenlenmesi ve hukuki çerçeveye oturtulmasıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Bunun bazı olayları yönlendirmek için kullanıldığı kesin. Bunun çarpıcı ve tedirgin edici bir örneği de bahsettiğiniz hesap. Önemli olan o kimlik arkasında kimlerin nasıl bir tezgah içinde oldukları. Muhtemelen bir isim altında tek bir kişi. Ve bir isim altında elde edilen bazı bilgiler, yönlendirmeler anonim şekilde yapılıyor görünüyor. Ama tabi bu ismin arkasında hangi gerçek şahıslar var, bunların ortaya çıkarılması için çalışmalar sürüyor.
‘Dumanlı’nın o yazıları da mizansen’
Davutoğlu, Ekrem Dumanlı'nın Zaman gazetesi binasından alınmasıyla ilgili de “Allah aşkına kimse bir sabah erken vakitte evinden alınıp götürülmedi. Herkes ‘ifade versin' diye davet edildi. İfade vermek yerine gazeteye gideceksin, kamuoyunu aldatacak şekilde 'Gazetede direniyoruz' diyeceksin. Neye direniyorsun, ifadeyi verdin serbest kaldın. Böyle bir şova kalkışmasan ne olurdu? Yani bu da şunu gösteriyor, düğmeye basılıyor." Dumanlı'nın 'İki makale ve bir haberden sorgulandım' sözleri hatırlatılınca Davutoğlu, "Bildiğimiz kadarıyla onlar bu gruba yönelik operasyonla ilgili mizansenin parçası. Bir yerden 'Bunları şöyle tanıtın' deniyor, bir ayarlama, mizansen var" dedi.
'Düğmeye basılmış gibi'
Operasyona AB'den gelen tepkileri eleştiren Davutoğlu şöyle devam etti: "Pazar günü operasyon hakkında hiçbir bilgi almadan açıklama yapılıyor. Avrupa’da açıklamalar kolay şekilde çıkmaz, kolektif şekilde çıkar. Düğmeye basılmış gibi her yandan harekete geçiliyor. Türkiye’de ifadesi nedeniyle soruşturma altında olan kimse yok. Herkes her türlü yayını yapıyor. Hangisine sınırlama getirilmiş. Dünyanın her yerinde bunu açık yüreklilikle savunuruz." Davutoğlu AB ziyareti konusunda da "Zamanımız ne zaman uygun olursa karşılıklı teyitleşmeden sonra gideceğiz" diye konuştu.
'Çözümde pozitif bir hava var'
- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HÜDAPAR ve HAKPAR'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde çözüm sürecinin paydaşlarını genişletmeyi düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Çözüm süreci tek taraflı tek boyutlu değildir. Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç’a bu görüşmeleri yapması için talimatı ben verdim, bundan sonra görüşmeler devam edecek.
- Heyetler arası görüşmelere mi geçiliyor?
Hayır öyle bir şey yok. Bundan sonra bölgenin bütün siyasi partiler ve STK’larla görüşmelerimiz artarak yoğunlaşarak devam edecek. Çözüm süreci salt bir tarafla yürüyen bir süreç değil. Orada yürüyen çalışmalar etrafında pozitif bir hava var. Umarız bu hava sürsün. Mesela yöntem konusunda basın üzerinden konuşulmaması ve spekülasyon yapılmaması sürecin önemli bir işaretidir. Suhulet içinde bir yol yürünecekse basın üzerinden sürekli açıklama yaparak ortamı öyle veya böyle etkilememek önemli bir husus. Tabi görüşmeler devam edecek, hem siyasi hem diğer görüşmeler devam edecek.
- Sanki format değişiyor gibi...
Tabii daha doğrudan... Bizim için bu süreç tek taraflı, tek boyutlu ve kamu düzenine alternatif değildir. Kamu düzeninin olmadığı yerde çözüm vesaire bir şey olmaz. Yasal sınırlar dışına çıkıldığı anda tedbir alınır. Önemli olan pozitif momentumun yeniden yakalanması. Şu anda böyle bir momentum var. Nelerin yapılacağını nelerin yapılamayacağını zamanla göreceğiz.
‘Bunlar güzel işaretler’
- 2015’te silahların bırakılması söz konusu olabilir mi?
Bir tarih vermek istemem. Gönül ister ki buna en kısa zaman ulaşalım. Erken beklenti oluşturmak ve beklenti çıtasını yükseltmek yerine bir an önce netice almak ve bu neticeyi günlük hayatta somut bir şekilde göstermek önemli.
Çözüm süreci meselesinde de üniter yapı vurgusu yaptınız.
Çözüm süreci içinde İmralı’dan ve diğer yerlerden yapılan açıklamaların hepsinin içinde bu husus vurgulandı. Çevremizdeki gelişmelere baktığımızda eşit vatandaşlık ilkesi zedelendiğinde ve farklı yapılarda farklı vatandaşlık kimlikleri öne çıktığında nelerin olabileceğini görüyoruz.
- HDP’liler son dönemde özerklik kavramını çok gündeme getiriyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kavramların sembolik anlamları üzerine yoğunlaşmamak, somut olarak ne yapılması gerektiği hususunda ve bir bölgeyi değil Türkiye’nin bütününü düşünerek politika geliştirmek gerekiyor. Son dönemde HDP’den gelen açıklamalar da Türkiye’nin bütününe dönük politika geliştirecekleri işaretleri taşıyor. Bunlar güzel işaretler.
'Komisyona müdahale etmedik, etmeyiz de’
Davutoğlu, AK Parti Ankara Kongresi’ndeki "Yolsuzluk yapan kardeşimiz da olsa kolunu koparırız" sözleri hatırlatılınca şunları söyledi: "Ahi Evran 'Eline beline, diline sahip çık' der. Kastedilen şey budur. Elimde veriler olduğu zaman kim olursa olsun yolsuzluğa tahammül etmeyiz. Bu benim için geçerli olduğu kadar Cumhurbaşkanımız için de geçerliyir. Komisyona hiçbir zaman müdahale etmedik, etmem de. Ne kimseyi ne peşinen suçlu ilan ederiz, ne peşinen masum. Bu sözü zikretmem komisyonla alakalı değildi. Önce komisyon kendi kanaatini ortaya koysun, ondan sonra değerlendiririz. Önyargıyla bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum.”
Davutoğlu, Makedonya Başbakanı Nikola Gruevski’yle görüşmesniden sonra yaptığı basın toplantısında gazetecilerin bu konudaki soruları üzerine şöyle dedi:
“Şimdiden komisyonun çalışmalarını etkileyecek yorumlarda bulunmaktan kaçınmak lazım. Hangi tarafta, nerede duruyorsunuz sorusuna cevaben söylüyorum: Hukuk devletinin ve Mecliste bu komisyonun işleyiş tarzının, yönteminin yanında duruyoruz. Bu komisyon hangi prensipler etrafında oluşmuşsa ve çalışmalarını hangi temel ilkeler ve prosedürler etrafından yürütüyorsa o korunmalıdır ve komisyonun çalışmaları şöyle veya bu yönde etkilenmemeli. Hepimiz yeni belgelerin değerlendirilmesiyle komisyondan çıkacak raporu ve kanaati beklemek durumundayız.”

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR