Çözüm seçimden önce

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: ‘Çözüm süreci, 2015 seçimleri öncesi tamamlanmış olur. Kobani olayları biraz etkiledi ama çözüm sürecinden vazgeçmeyi kimse kaldıramaz’

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündemdeki konuları, önceki akşam bazı gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile bir araya geldiği yemekte değerlendirdi. Çözüm sürecinde HDP’ye çok büyük sorumluluk düştüğünü belirten Numan Kurtulmuş’un altını çizdiği noktalar şunlar oldu:

HDP’ye net mesajlar

- HDP’nin Kobani’ye destek adı altında yaptığı açıklama tam bir akıl tutulması. Bilmeleri gereken, bu süreçte, terör örgütünün baskısı ile atılmış ya da atılacak adımlar olmayacak. HDP’nin iyi niyetli ve çok daha sorumlu davranması gerekiyor. Baskının, tehdidin altında siyaset yapılmaz. HDP bu şekilde davranarak en büyük zararı bizzat kendine veriyor.

- Seçmen HDP’ye Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mesajını verdi. Selahattin Demirtaş’ın söylemi, tavrı, yaklaşımları sandıkta karşılık buldu. Seçmen, “Sen böyle davranırsan, ben sana belki barajı bile aştırırım” mesajını verdi. Artık herkesin, “Tamam kardeşim, biz bu siyaseti silahlar altında, o baskıyla yapmayacağız” demesi lâzım. Bu iş bir ciddiyet meselesi. Siyasi risk alma meselesi. Amaç siyasi rant sağlamak olmamalı.

Haberin Devamı

- Şu anda HDP ile yeniden bir güven inşasına ihtiyaç var.

‘PKK da vazgeçemez’

- Çözüm sürecinde üç irade var. Birincisi siyasi irade; ki bu aynen devam ediyor. İkincisi karşı tarafın silah bırakma iradesi; bunun da hâlâ var olduğunu görüyoruz. Üçüncüsü de halkın, kamuoyunun bu süreci benimsemesi; bu da mevcut.

- Bu süreçte birinci derece muhatap Kürt halkı. Kürt kökenlilerin haklarının verilmesi... Bunun da neredeyse yüzde 90’ı tamamlandı. Ama zaten kalan bu yüzde 10 da işin en zor kısmı. Dağdakilerin silah bırakması ve dağdan inenlerin sosyal hayata entegrasyonu meselenin zor kısmı.

- Biz bu sürecin, PKK açısından da asla vazgeçilemeyecek olduğunu düşünüyoruz. Bu işten geriye dönüş yok. Ama şimdiye kadarkilerden daha zor adımlar gerekiyor ve bu noktada gözetilmesi gereken hassas dengeler var.

Haberin Devamı

- Şu aşamada İmralı ile Kandil’in psikolojileri farklı. Ancak söylemleri ne olursa olsun onların da 80’li, 90’lı yıllara geri dönüşü istemeyeceklerini tahmin ediyorum. Tekrar uzun soluklu, yoğun bir silahlı mücadele için gerekli olan insan kaynağını bulmak, onlar için de artık eskisi gibi kolay değil.

‘Geçmişten kötü olur’

- Bu iş büyük sabır gerektiriyor. Süreç başarısız olursa, gelecek geçmişten çok daha kötü olur. Çünkü bakın, yangın kapımızda. Ve bu, etnik fitne ve mezhep meselesi ile tutuşturulmuş bir yangın. Hem etnik hem de mezhep kavgası riski çok yüksek ve bu çok vahim.

‘Kobani biraz etkiledi’

- Kurtulmuş, süreci etkileyen gelişmelere karşın umudunu koruduğunu söyledi ve ilk kez net bir tarih verdi: “Evet, son Kobani olayları süreci biraz etkiledi ama bu sürecin bitmesini hiç kimse kaldıramaz. Çözüm sürecinin 2015 seçimleri öncesi sonuca ulaşacağını, biteceğini tahmin ediyorum. İnsanların, “Bu iş oldu” diyeceği noktaya seçimlerden önce geleceğimizi tahmin ediyorduk, hâlâ da öyle düşünüyoruz.”

Haberin Devamı

Yargıda cemaat etkisi

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş HSYK seçimleri ve ‘paralel yapı’ konularında da şunları söyledi: “Oylara baktığınızda görüldü ki, yargının yüzde 40 - 45’i bir cemaatin etki alanında. Bu vahim bir durumdur. Paralel yapı meselesinde söz konusu olan bir dini cemaat ya da seküler cemiyet konusu değil, demokratik meşruiyetin kullanılması sorunudur. Paralel yapının bir iç tehdit olarak Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde (Kırmızı Kitap) girip girmeyeceği MGK’da konuşulacak bir konu, buna o platformda karar verilecek.

‘1 milyon sığınmacı daha’ riski

Numan Kurtulmuş, Suriye’de yaşananlar ve IŞİD gündemi ile bu gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını da şu başlıklarda değerlendirdi:

- Bizim batılı dostlarımıza bir türlü anlatamadığımız şu: IŞİD bir sebep değil, bir sonuç. IŞİD dediğiniz örgütün insan gücü topu topu 15 bin kişi. Ama asıl tehlike IŞİD’in yarattığı, teröre yatkın ortam.

- Mesela artık ‘ikinci nesil cihatçılar’ olarak adlandırılan bir gerçek var. Geçmişte yaşanan Afganistan, Çeçenistan ve Bosna işgallerinin de bugünkü IŞİD’e zemin ve militan kaynağı yarattığı ortada. Oralarda ailelerini, babalarını kaybeden o günün çocukları bugünün intikam yemini etmiş cihatçı gençlerine dönüşmüş durumda.

Haberin Devamı

- Suriye’de herkesin güvenliğinin sağlandığı, bütün kesimlerin temsil edildiği, uluslar arası camianın kontrolünde, katılımcı, demokratik bir sistem kurulmadan bu sorunun tamamen çözülmesi mümkün değil.

- Siyasi çözüm olmadan alınacak askeri tedbirler, atılacak askeri adımlar yetersiz kalacak. Güvenli bölge ve uçuşa yasak hava sahası oluşturulmadan o insanları topraklarına döndürmek de mümkün değil. Türkiye, kendi sınırları içinde bir güvenli bölgeyi hemen yarın sabah kendi imkanlarıyla kurabilir ama çözüm bu değil.

- Şimdi bizim topraklarımızdaki kamplarda bile mesela Türkmen Arap’la, Arap Kürt’le oturmam diyor. Bu da ayrı bir dert. Birbirleri ile bir araya gelmiyorlar.

- Şu anda toplam 6 milyon Suriyeli var yerinden olmuş. 3 milyonu Suriye toprakları içinde yer değiştirmiş. Bir buçuk milyon Ürdün ve Lübnan’da, bir buçuk milyon da Türkiye’de. Allah vermesin şimdi Halep’te bir şey olsa, sırf Halep’ten 400 bin sığınmacı daha dayanacak bizim sınırımıza. Toplamda mevcut bir buçuk milyona ilave olarak 1 milyon kişi daha gelebilir. Böyle vahim bir risk var ortada.

- Sığınmacılar konusu, Türkiye üzerinde bir tür siyasi baskı da oluşturuyor tabii. Bazıları da istiyor olabilir bu durumu. Bu kadar insanın geri dönüşü, Suriye’de siyasi çözüme ulaşılmadan mümkün görünmüyor.

DİĞER YENİ YAZILAR