PKK’nın yeni taktiği

Haberin Devamı

“O piyon oraya, vurulup ölmesi için gönderildi.”

PKK’nın yeni taktiği, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın işte bu cümlesinde saklı.

Erdoğan, Salı günü Meclis grup konuşmasında, Diyarbakır’da Türk bayrığını gönderden indiren kişiyi böyle tanımladı.

Vurulup ölmesi için gönderilen bir piyon...

Silahsız militanlarla taciz

Lice...

Diyarbakır’daki bayrak vak’ası... Bölgenin farklı noktalarındaki gergin hareketlilik.

Terör örgütü en iyi bildiği işi yapmaya devam ediyor. Ancak bu defa yeni ve etkili bir yöntem ile.

Örgüt, askeri birliklere ‘silahsız militanlar’ını yönlendiriyor.

Kırsaldaki karakollara da, ilçe ya da şehir merkezlerindeki askeri birliklere de aynı taktik ile ‘saldırıyor’ PKK.

Bazen tek ama genellikle 2 kişilik, ‘silahsız timler’askeri mevzilere sızmaya çalışıyor.

***


Örgüt üyeleri, girmeyi başarabilirlerse, mevzilerden silah, özellikle de Bixi (Rus yapımı ağır makineli tüfek) çalmayı deniyorlar.

Ama bu stratejinin asıl hedefi Bixi hırsızlığı değil.

Büyük oyunun senaryosu, o silahsız saldırganlardan birinin vurulup öldürülmesi ihtimali üzerine kurulu.

Diyarbakır’daki bayrağın indirilmesi olayında olduğu gibi.

Ya da birçok yerde yapılan yol kesme ve kimlik kontrolü eylemlerinde olduğu gibi.

Örgüt mensupları, güvenlik güçlerinin gözünün önünde, aleni biçimde yapıyorlar bunu. Ve tabii silahsız şekilde...

Maksat; polisi, jandarmayı, askeri tahrik ve ateş açmaya teşvik etmek.

***


Şimdi bir düşünelim...

2 kişi, bir askeri birliğe girmeye çalışıyor. 2 sivil...

Dur ihtarlarına uymak bir yana, doğrudan mevzinin içine yöneliyorlar. Ve mevziden açılan ateş sonucu hayatlarını kaybediyorlar.

Olayın ardından, öldürülen 2 kişinin, ‘silahsız’ olduğu çıkıyor ortaya. Sonuç ne olur, iş nerelere varır tahmin etmek güç olmasa gerek...

“Asker, silahsız iki kişiyi; iki sade vatandaşı vurup öldürdü!” Olay ın böyle yansıtılacağına şüphesi olan var mı?

Ya sonrası?..

Üstelik sadece bölgede değil, ülke genelinde oluşacak gündemi öngörebiliyorsunuz değil mi?

***


Örgütün yeni taktiği bu işte.

Bilmekte, uyanık olmakta fayda var.

İlgililer, yetkililer ne yapmayı planlıyorlarsa, bu gerçeğin farkında olarak yapmalılar.


Eski Başkan’dan Merkez Bankası’na destek


Çankaya Köşkü’nde “Cumhuriyet ve liyakat nişanları tevcih töreni” vardı önceki gün.

Tören sonrası verilen resepsiyonda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından Durmuş Yılmaz ile karşılaştık.

Merkez Bankası’nın eski başkanı Yılmaz’a, halefi Erdem Başçı’nın Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaşadığı ‘faiz polemiği’ni sordum.

Yılmaz o her zamanki mütevazı ve mahcup edasıyla, mütebessim bir ifade eşliğinde dinledi sorumu.

Sonra da şu kısa diyalog geçti Yılmaz ile aramızda.

- Yanlış hatırlamıyorsam siz de benzer bir tartışmanın tarafı olmuştunuz görev yaptığınız dönemde...

- Ben de geçenlerde baktım... 2007’de, Suudi Arabistan’dan dönüşte, uçakta benzer şeyler söylemiş Sayın Başbakan.

- Siz ne cevap vermiştiniz o zaman?

- Ona da baktım... “Faiz sonuçtur, sebep değil” demişim.

- Bugün de aynı şekilde mi düşünüyorsunuz?

- Öyle.

- Peki selefiniz Erdem Başçı’nın tutumunu nasıl buluyorsunuz şimdi?

- O cevabını, sunumuyla verdi.

- Sizce de doğrusunu yapıyor yani öyle mi? Siz olsanız, sizin tutumunuz da aynı mı olurdu yani?

- Neyse... Daha fazla yorum yapmayayım ben.

- Peki. Teşekkür ederim.

DİĞER YENİ YAZILAR