Aslında 21 yıl önce başarmışız

Haberin Devamı

“Kamu ya da özel sektör, işin kimin tarafından yapıldığının hiçbir önemi yoktur, önemli olan nasıl yapıldığıdır ve bu da bellidir.”

Bu cümle Maden Mühendisi Mustafa Suvar‘a ait. Suvar, 1982’den 2000 yılına kadar Türkiye Kömür İşletmeleri’nde (TKİ) mühendis, başmühendis, bölge ve müessese müdürü olarak çalışmış, Türkiye’deki birçok havzayı ve tabii Soma’yı da bilen bir isim. 2000 - 2010 TEAŞ Elektrik Üretim AŞ’de, sonraki 2 yıl da özel sektörde, Amasra Kömür Havzası’nda görev yapmış bir uzman.

Konunun üretim aşamasında da, denetim aşamasında da yıllarca hizmet vermiş olan Mustafa Suvar’ın çok net ve çarpıcı tespitleri var.

Aynı Ergün Soğlalı gibi...

Maden Yüksek Mühendisi Soğlalı’nın kariyerinde, TKİ’de ocak mühendisliği ve Etibank var.

Üstelik Ergün Soğlalı, uzun yıllar Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başdenetçisi olarak görev yapmış bir uzman.

Birazdan okuyacaklarınız, işte böylesine yetkin iki ismin anlattıklarından harmanladığım değerlendirmeler.

Çayırhan en çarpıcı örnek

Mustafa Suvar anlattı:

- TKİ zamanında, 1993’te Çayırhan’da, Soma’dakine benzer bir olay yaşadık. Soma’da tahkimatın olmaması gerektiği şekilde ağaçtan yapıldığını biliyoruz. Bunun çelik tahkimat olması gerekiyordu. 21 sene önce Çayırhan’da tahkimat çelik olmasına rağmen, biriken kömür tozlarının alev alması sonucu açık yangın çıktı. Karbonmonoksit seviyesi çok hızlı şekilde yükseldi. Sensörler vasıtasıyla erken uyarı sistemi alarm verdi. Kumanda merkezindekiler, yer altı iletişim sisteminden yaptıkları anonslarla, aşağıda çalışanlara acilen ferdi gaz maskelerini takmalarını ve hemen alt katmanda yer alan alternatif kaçış yoluna geçmeleri talimatını iletti.

Herkes talimatlara uygun hareket etti, maskelerini takıp kömür katmanının altında yer alan, içinde temiz hava olan ve yüzeye çıkışı bulunan o alternatif yola indi. İçeride 200 kişi vardı. Peki kaç kişi öldü biliyor musunuz? 1 kişi... Sadece bir işçimiz öldü. O da anonslara rağmen ters yöne gittiği için hayatını kaybetti.

Suvar’ın anlattıkları sonunda ortaya çıkan soru şu değil mi?

Çayırhan örneği, bizim tam 21 yıl önce Soma benzeri bir faciayı yaşamamayı başardığımız anlamına gelmiyor mu?

Soma yaşanmazdı

Mustafa Suvar ve Ergün Soğlalı’nın dün Ankara’da yaptığımız görüşmede anlattıkları aslında son derece basit ve net...

Diyorlar ki:

Soma kömürünün yanma özelliği, ülkenin diğer başka havzalarındakilerden çok daha yüksek. Yani tutuşma ısısı çok daha düşük. Bu durum, sektördeki herkesin bildiği, bilimsel bir gerçek.

Dolayısı ile Soma’da projenin de, uygulamanın da bu gerçeğe uygun olması gerekiyor.

Yine diyorlar ki:

1) Kömürün yani yanıcı yapının içinde olmayan, farklı bir katmandaki bir kayaç içinden geçen alternatif bir ana yol olsaydı.

2) Bağımsız üretim panoları (iş yeri) ve bu panoların havalandırmaları da birbirinden bağımsız olsaydı.

3) Ağaç tahkimat yerine tamamen çelik tahkimat yapılmış olsaydı.

4) Her işçinin karbonmonoksit ferdi gaz maskesi üzerinde ve çalışır durumda olsaydı.

5) Erken uyarı sistemi çalışsa (ki çalışıyordur) ve kumanda merkezi personeli görevini gereği gibi yapsaydı.

6) İçerideki haberleşme (anons) sistemi sağlıklı çalışsaydı, Soma’da bu acıyı yaşamazdık.

Esas olan ihtisas

Mustafa Suvar, yaklaşık 2 saatlik görüşmemizde dönüp dolaşıp hep aynı sözcüğün altını çizdi: “İhtisas”.

İşçi eğitimsiz olsa bile, koordinasyon ve yönlendirmeyi sağlayacak olan kurmay teknik kadronun ihtisas sahibi olması gerekiyor.

Suvar’ın sözlerinden çıkan sonuç şu:

Soma kömür madeninin projesi ve uygulama, havzanın yapısal gerçeklerine uygun olsa, o çok tartışılan yaşam odalarına bile gerek duyulmayacaktı. Çünkü bahsedilen ve olması gereken, kömür damarının altındaki alternatif yol zaten yaşama çıkış yolu olacaktı. Aynı 21 sene önce Çayırhan’da olduğu gibi.

Suvar’ın şu sözleri ile -bugünlük- bitirelim:

“Amerika’yı yeniden keşfetmemiz gerekmiyor. Bakın mesela Çayırhan’da, Türkiye Cumhuriyeti adına görevlendirilmiş TKİ, Alman Rag-Montan firmasıyla ortak çalıştı. 70’li yılların sonundan itibaren Çayırhan’ın projeleri bu ortaklık tarafından çizildi ve hiçbir problem yaşanmadı.”

“Bugünlük” dedim çünkü Soma’nın kader olmadığına ilişkin uzman görüşlerine devam edeceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR