Üç buçuk ay önceki o fuar...

Haberin Devamı

Aşağıdaki yazıyı, 5 Aralık 2013 tarihinde yazmıştım. Yazının yayınlanmasından sadece 12 gün sonra, ’17 Aralık vakası’ yaşandı.

O günden bu yana da vakalar vakaları izledi, izliyor. Her yeni vaka, gündemi bir kez daha şekillendirdi. Aslında yıllardır bazı kurumların ve birçok kişinin kaderini şekillendirdiği gibi.

Son dönem gündeminin anlam ve önemine binaen bir kez daha okuyalım istedim üç buçuk ay önceki bu yazıyı.

Tabii aşağıda yer alanların, konunun sadece küçük bir kesiti olduğunu unutmadan.

Buyurun...

“Ajanların böcek mesaisi

Emniyet İstihbarat, Jandarma İstihbarat ve MİT’ten (Milli İstihbarat Teşkilatı) onlarca istihbarat görevlisi ile yabancı ülkelerin Ankara büyükelçiliklerinde görevli istihbarat elemanları bir aradaydı dün Ankara’da.

5 yıldızlı bir otelin küçük bir salonundaki ‘spesifik bir fuar’da.

‘Özel güvenlik ekipman fuarı’ doğrudan istihbarat faaliyetinde bulunan kişi ve kurumlara hitap eden bir çalışmaydı.

‘Fuar’ dediysem öyle günlerce süren, büyük bir organizasyon değil.

Dün sabah başlayıp akşamüzeri biten, günübirlik bir fuar.

İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği’nin organize ettiği, sadece İngiliz firmalarının yer aldığı küçük bir tanıtım faaliyeti.

Amerika Birleşik Devletleri’nin bütün dünyayı dinlediği gerçeğinin ortaya çıktığı şu dönemde, yakın tarihte ‘istihbarat’ denildiğinde dünya çapında üne sahip İngilizler, küçük çaplı bir ‘gösteri’ yaptı Ankara’da.

***


Hepimizin ‘böcek’ takma adı (!) ile bildiğimiz takip ya da dinleme cihazları...

Ses, görüntü ya da veri aktarma sistemleri...

Sinyal kesiciler, yani ‘jammer’lar...

Kriminal incelemelerde kullanılan parmak ve avuç içi izi ile ıslak imza tespit aygıtları...

Gece görüş sistemleri...

İngiliz firmalarının yetkilileri, ‘işin ehilleri’ne uygulamalı şekilde anlattı yeni teknoloji ürünü donanımları.

***


Tesadüfen görüp girdiğim salonda, bir gazeteci olarak (hatta galiba tek gazeteci olarak) benim dikkatimi çeken ise böcekler ile böceksavarların aynı salonda buluşmuş olduğuydu.

Bir masada ‘sıva altı’ tabir edilen, yani ‘tesisat içi’ cihazlar... Yani duvar ve benzeri yapıların içine yerleştirilen ‘gizli ortam dinleme’ faaliyetlerinde kullanılan vericiler; bir başka masada, o dinleme cihazlarını tespit etmeye yarayan dedektörler sergileniyordu.

Zehrin yanında panzehirinin satışa sunulması misali...

***


Herhangi bir mekânda gizli dinleme cihazı bulunup bulunmadığını belirleyen dedektör sisteminin, MİT ve Emniyet İstihbarat’ın envanterinde bulunduğunu duydum salonda.

Hatta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Ankara Subayevleri’ndeki konutunda yer alan ofisinde bulunan böceğin de bu ekipman ile yapılan arama sonucu tespit edildiğini...

***


Dün ajanlar ‘böcek mesaisi’ndeydi yani Ankara’da.

Salon, dünyada istihbarat faaliyetlerinin geldiği noktanın ve bu iş yapılırken kullanılan teknolojinin ulaştığı boyutun gözler önüne serildiği bir laboratuvar gibiydi.

Unutulmaması gereken de şuydu bence:

Sergilenen ve tanıtılanlar yalnızca görünen, herkesin görebildiği kadarıydı. İşin, görülmesinde sakınca olmayan ve sektörün satış yapmak için masaya koyduğu kısmı.

Göremediğimiz, dolayısı ile de bilemediğimiz daha neler var onu bilmiyoruz.

Bilmediğimizi biliyoruz.”

DİĞER YENİ YAZILAR