Gazete Vatan Logo

Mortgage'a geçmek avantajlı görünüyor

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Fuat Erbil:“Konut kredisi kullananların yeni konut sisteme geçmeleri yararlı”

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Fuat Erbil, 6 Mart’tan önce konut kredisi kullananların konut finansman sistemine (mortgage-tutsat) geçmelerinin, hem bugün için hem de gelecekte yapılacak düzenlemeler açısından daha yararlı göründüğünü söyledi.

Erbil, yasa uyarınca, 6 Mart’tan önce konut kredisi kullananların mortgage’a geçmeleri halinde faizler üzerinden alınan yüzde 5’lik banka ve sigorta muameleleri vergisinin (BSMV) alınmayacağını hatırlattı. Kamuoyunda bilinenin aksine, bu müşterilerden, mortgage’a geçseler de geçmeseler de kredilerini erken kapatmaları halinde erken ödeme komisyonu alınamayacağını vurgulayan Erbil, konut finansmanı yasası çıktıktan sonra, müşterilerine bilgilendirme mektubu göndererek, sıkça sorulan bu tür soruları yanıtladıklarını bildirdi. Konut finansmanı yasası konusunda medyada yer alan bazı haberlerin tüketicileri yanıltıcı nitelikte olduğuna işaret eden Erbil, şöyle devam etti:

Taksit 3-5 kuruş düşse
“Eski konut kredileri açısından kazanılmış hakların devamı söz konusu. Bunlar, sisteme girse de girmese de erken ödeme komisyonu yok. Ayrıca taksitler bir ay gecikince takibe alınma, ipoteğin nakte çevrilmesi gibi uygulamalar mevzu bahis değil. O anlamda bir korku ve beklenti oluşturmamak, tüketicileri yanlış yönlendirmemek gerekli.

Ayrıca, gelecekte yapılacak düzenlemeler mortgage sistemine göre yapılacağı için gelecekte sağlanacak avantajlar açısında da sisteme girmekte yarar var diye düşünüyorum. İleride vergi kolaylığı sağlanırsa, mortgage için geçerli olacaktır. Tüketicilerin sisteme geçmeleri halinde kaybedecekleri bir şey yok, ama 3-5 kuruş taksitleri düşecek.”

Banka, taksit aksatanın üzerine öyle hemen üçüncü ayda gitmez
Taksitlerin aksatılması halinde uygulamalar açısından tutsat kanununun çok fazla yeni şeyler getirmediğini anlatan Fuat Erbil, şu bilgiyi verdi:

“Tüketici Kanunu’na göre, bankalar iki kez üst üste taksitini geciktiren bir kişiden muaceliyet, yani bütün borcunu ödemesini isteyebiliyor. Yeni kanunda da aynısı devam ediyor. Finansman kanunu ile getirilen yeni bir düzenleme değil. Diğer taraftan, İcra İflas Kanunu’na yapılan 3 ekleme var. Yeni kanuna göre, taksitlerini iki kez aksatan kişinin üzerine, haciz yoluyla da gidilebilecek. Haciz veya ipoteği nakte çevirme konusunda seçme hakkı olan bankalar, ipoteği nakte çevirmek imkanı varken, bunu bir tarafa atıp, haciz yoluna gitmez. Kişiler açısından değişen bir şey yok.

Bankalar için en kötü şey, müşterinin elindekini almaktır. Bankalar, konut kredilerini gayrimenkul zengini olmak için vermiyor. İki kez üst üste ödenmeyince, bu müşteri ile defalarca görüşülür, kredi yeniden yapılandırılmaya çalışılır. Ancak müşteri çok kötü niyetli olursa, onların üzerine gidilir. Bu süreçte 8-10 ay, bir yıla kadar devam edecek bir süreçtir. Öyle 3. ayda el koyup konutu satmak gibi bir şey her halükarda olmayacak.”

Referans endeks olarak TÜFE yetersiz kalacak
Değişken faizli konut finansmanı sözleşmelerinde, referans endeks olarak sadece TÜFE’nin kullanılabilmesi yönünde bir düzenleme yayımlandığını hatırlatan Erbil, banka olarak bunun sadece TÜFE ile sınırlandırılmasını yetersiz bulduklarını söyledi. Erbil, “Başlangıç için sakıncalı değil ama yeterli de değil. Yabancı paralara ya da diğer bazı değişkenlere de endekslenmesi uygun olurdu. Libor, YTL libor olabilirdi. Tek endeks eksik kalır, geliştirilebilir” dedi.

“Mortgage’ın, orta ve yüksek gelir grubundakilerin konut sorunun çözeceği, alt gelir grubuna yönelik olmadığı” yönündeki kanaatin hatırlatılması üzerine de Fuat Erbil, şunları kaydetti:

“Tutsat kredilerinde taksitlerin yüksek olması, yasadan değil piyasadaki faizlerin yüksek olmasından kaynaklanıyor. Piyasadaki faizler yüksek olduğu için taksitler yüksek. Türkiye’de ekonomik istikrar sağlandığı zaman, ikincil piyasanın faizleri düşürücü etkisi arttığı zaman faizler düşer. O zaman konut kredilerinin taksitleri düşer. Sorun, kanundan değil faizlerden kaynaklanıyor. Kanun bu konuda çare değildi zaten, olmadığını da gördük.”

Haberin Devamı