Gazete Vatan Logo
Magazin Minyatürler keman ve piyanonun söyleşisidir

Minyatürler keman ve piyanonun söyleşisidir

Kemanın usta ismi Cihat Aşkın’ın büyük ilgiyle takip edilen projesi “Minyatürler”, 15 Ocak akşamı Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde izleyicilerle buluşacak. Sanatçıya o gece piyanoda Mehru Ensari eşlik edecek. Aşkın ile Minyatürler eserinin gücünü konuştuk.

Minyatürler keman ve piyanonun söyleşisidir

Minyatürler gibi oldukça zor bir çalışmayı sadece 5.5 saatte tamamladığınızı biliyoruz. Bu heyecanlı hikayeyi bir de sizin ağzınızdan dinlemek isteriz...

Minyatürleri ilk öğrenciliğimden beri bestelediğim ve düzenlediğim eserlerden oluşturmuştum. Bunun yanısıra Beken ve Göçmen gibi arkadaşlarımın benim için yazmış oldukları eserleri de bu çalışmaya dahil ettim. Bu benim Türkiye’deki ilk CD çalışmam olacağı için çok heyecanlıydım. Daha önce Hungaroton ve Meridien şirketlerinden CD’lerim çıkmıştı ama ilk defa Türkiye’de bir Unkapanı şirketi olan Kalan Müzik klasik CD yayınlayacaktı. Bu yüzden de bu çalışma benim için çok önemliydi. Önceden gerek düzenlemeler için gerekse performans için Mehru Ensari ile konsere hazırlanır gibi hazırlandık. Orijinal minyatürler projesinde ilk CD’nin içinde olan 18 parçadan daha fazla eser vardı aslında. Ancak CD sadece 70 küsür dakika aldığı için biz hepsini yapmadık. O gün dışarıda kar yağıyordu, hava çok soğuktu ve sabah erkenden Marşandiz stüdyolarına geldik. Marşandiz o yılların en meşhur stüdyosuydu. Kalan Müzik tarafından bizim için kiralandı. Günümüzün meşhur DJ’lerinden Murat Uncuoğlu kayıt stüdyosunda bize yardımcı oldu. O yıllarda Marşandiz bünyesinde piyanoya sahip olan tek stüdyoydu. Piyano akordundan sonra biz öğleye doğru kayda başladık. Her eseri iki defa çaldık. Bazılarını da üç defa çaldık. ‘Editing’ neydi? Bu benim kitabımda yazmıyordu. Her eseri ‘editing’ yapmadan bir kerede çalarak tamamlamak mecburiyetindeydik. Zira ‘editing’ yapsaydık aynı heyecan hiçbir zaman hissedilemeyecekti. Bu 18 parçayı tam beş buçuk saatte tamamladık ve stüdyodan çıktık. Ham kayıtları hemen ertesi gün Kalan Müzik’e götürdüm. Sarı Gelin ilk parçaydı, Hasan Saltık bu eseri defalarca dinledi ve sonuç... Hasan ile 16 yıllık dostluk ve ben Kalan Müzik’in asıl sanatçılarından biriyim. Hasan ile çok güzel projeler yaptık.

Haberin Devamı

BAZI PARÇALARI KALICILIĞA ULAŞTIRDILAR

15 Ocak’ta Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde, Minyatürler için yeni bir performans daha gerçekleştireceksiniz. Öncekilerle kıyaslandığında bir farklılık olacak mı?

Haberin Devamı

Her Minyatürler projesi benim için ayrı heyecan. Zaman içerisinde döneme göre bazı parçaları eledim. Artık onları çalmak istemiyorum. Zira onları CD’ye kaydettim ve kalıcılığa ulaştılar. Artık konserlerde ilk ve ikinci Minyatürler CD’sinden eserleri bir karma şeklinde seslendiriyoruz.

Yoğun sahne çalışmalarınıza paralel olarak Kasım ayı başında Pan Yayıncılık’tan bir anı/biyografi yayınladınız. Artık Melekleri Hissetme Vaktidir adı nereden geliyor?

‘Artık Melekleri Hissetme Vaktidir’ kitabın içinden seçilen bir cümle. Hilal Doğanay’ın hissettiği bu. Ama bana şunu hatırlatıyor: İlk konserim için en iyi şekilde hazırlanmıştım. Artık heyecana ve endişeye gerek yoktu ve Artık Melekleri Hissetme Vaktiydi. İşte bu duygularla ilk konserime çıkmıştım. Hayatım boyunca çok sıkıntı çektim ve bulunduğum ortamlarda çok mağduriyete uğradım. Uzun yıllar sonra bu kitap meydana getirildi ve bundan sonra yine ‘Artık Melekleri Hissetme Vaktidir’.

Haberin Devamı

Hilal Doğanay ile nasıl ilerledi bu proje?

Hilal bir gün geldi ve bana projeyi açtı. Ben uygun bulmadım, ama kendisi bu projenin çok ses getireceğini, çocuklara ve yeni çıkan müzisyenlere örnek olacağını söyledi. Bu onun görüşü. Ben bu kitabın çıkmasını uygun görmedim. Bu kitap benim tarafımdam ‘otorize’ edilmiş bir kitap değildir ve Hilal Doğanay’ın bir çalışmasıdır. Ancak Hilal bunu çok iyi bir niyetle yaptı ve üstünde üç yıl gibi bir süre çalıştı.

FARKINDA OLDUĞUM MÜZİĞE İLGİMDİ

Kitabınızda kemana başlamanın yaşının olmadığını söylüyorsunuz, tıpkı mutluluğu hissetmenin yaşının olmadığı gibi... Keman size neler hissettiriyor, onunla aranızda nasıl bir ilişki var?

Keman benim için bir ifade aracı. Hayatımda her türlü ifadeyi onunla buldum. Onun dışında başka bir ilişki yok. Süslü sözlere de gerek yok. Bu da kâfi zaten.

8 yaşında Ziya Osman Saba’nın bir şiirini bestelediğinizde ailenizin ve yakın çevrenizin tepkisi ne oldu?

Besteciliğimin ne ailem farkındaydı, ne ben farkındaydım, ne de başkası farkındaydı. Ama benim farkında olmadığım fakat ailemin farkında olduğu bir şey vardı. Benim müziğe karşı olağanüstü ilgim ve yeteneğim. Onlar adeta tırnakları ile kazır gibi benim müzik hayatımı destan olarak tarihe kazıdılar. İmkanları yoktu ama benim için her türlü fedaklarlıkta bulundular. Ailemin bana olan desteği beni bugün hala eski tazeliğinde duygulandırır.

Haberin Devamı

Rodney Friend ile yaptığınız çalışmalar bugün hafızanızda nasıl bir yerde duruyor ve size neler hissettiriyor?

Friend benim için İngiltere’de bir baba figüründeydi. Kendisi benim yeteneğime özel ilgi gösterdi. Bana her türlü desteği verdi. Öğrencilik yıllarımdan sonra onunla ilişkim bir süreliğine kesildi. Fakat yıllar sonra kendisini tekrar buldum ve festivalime davet ettim. Bunca yıldan sonra onu görmek ve aynı tazelikte duygularımızı yeniden yaşamak bana çok iyi geldi.

KEMAN İLE TÜRK ESERLERİNİ BİRLEŞTİRDİM

Türk bestecilerin keman için yazdığı eserleri böylesine kapsamlı bir şekilde bir araya getiren ilk kişi olduğunuzu söyleyebilir miyiz? Nasıl zorluklar yaşadınız bu derleme sürecinde?

1996 yılında Türkiye’ye döndüğümde yeni birşeyler yapmanın gerekliliğini hissettim. Rahmetli Hikmek Şimşek’ten aldığım bir vasiyetti bu. Bana daima Türk eserlerine ilgi göstermemi ve bu eserleri çalmamı isterdi. Ben onun vasiyeti üzerine Türk eserlerine ilgi gösterdim ve Türk bestecilerinin bütün keman eserlerinin toplanması, kaydedilmesi gibi bir hayat projesini yürürlüğe koydum. 1999 yılında yaklaşık 150 kadar eser vardı Türk keman edebiyatında. Ben yaklaşık 40 eseri topladım, çaldım ve kaydettim. Konserlerimde bu eserleri seslendirdim. Genç bestecileri özendirdim. Birçok Türk eserinin ilk seslendirilişini ben yaptım. Erkin, Akses, Aracı ve Balcı konçertoların ilk CD’leri, Tura, Agoşyan, Fırat, Balcı ve İnce gibi bestecilerin ithafları ve bunlar gibi küçük büyük birçok eser. Şimdilerde bu projeyi tekrar gündeme getirdim. Yakın zamanda daha önceden ele almadığım yeni bestecilerin eserlerini ele alacağım.