Cevap hakkı

Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Fatih Onur'un, öğretmen, öğrenci ve veliler tarafından kendisine yöneltilen ithamlara verdiği cevabı, söz verdiğim üzere, ancak bu sütuna sığacak biçimde kısaltarak yayınlıyorum

Haberin Devamı

Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Fatih Onur'un, öğretmen, öğrenci ve veliler tarafından kendisine yöneltilen ithamlara verdiği cevabı, söz verdiğim üzere, ancak bu sütuna sığacak biçimde kısaltarak yayınlıyorum :

"Sayın Kırıkkanat,

Kesinlikle maganda değilim. Entellektüel birikime sahip, zarif, kibar ve medeni bir insan olduğum tüm eğitim camiasında çok iyi bilinmektedir. Lisemize yeni atanmış biri değilim. 7 yıldır müdürlüğünü büyük bir zevk ve onurla yürütüyorum. İstanbul Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesine 1 Kasım 1999'da 26 yaşında Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında Yüksek Lisans eğitimi görmüş idealist bir öğretmen olarak girdiğim müdürlük sınavını Türkiye çapında derece kazanarak bileğimin hakkıyla, hiç bir siyasi destek ya da tavassut olmaksızın, liyakat, kariyer ve sicil esaslarına göre atandım. Ben müdür olduğumda, okul öğrencisi okula gelmeyen, velisi medyada tüm Milli Eğitim yöneticilerini şikayet eden, 10 yılda 10 müdür değiştirmiş, kavgalı, çalkantılı, problemli, kamuoyunda kötü yönde afişe olmuş, marjinalleşme noktasına gelmiş bir haldeydi. Bahsedilen %98'lik başarılar, gecemi gündüzüme katıp canla başla çalışmamdan sonra elde edilmiş benim dönemime ait başarılardır. Okul, benim müdürlüğümde hızla yükselme trendine girmiş, tanınmış, saygın, cazip ve tercih edilen, uluslararası standart ve donanıma sahip, sergi ve konserleriyle otorite sayılan kişilerin övgülerini alır hale gelmiştir. Güzel Sanatlar Lisemiz, benim zamanımda Türkiye'nin en prestijli galerilerinde onlarca sergi açmış, en prestijli sahnelerinde konserler vermiş ve sayısız ödüller almıştır.

Benim korunmaya ihtiyacım yoktur. Toplum önünde beni suçlu göstermeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Benim varlığımdan dolayı Okulu kendi çıkarlarına alet edemeyen örgüt ve marjinal grupların veya kişilerin asılsız ve mesnetsiz iddialarda bulunması doğaldır. Çamur atılmaktan korkan devlet adamı olamaz. Ben devlet adamıyım.

Bana kimse klasik Müzik dinletemez, evime resim astıramaz sözü tamamen yalandır ifadem çarpıtılmıştır. Olayın gelişimi ve benim ifademin doğrusu şudur: Okulumuzda etkinlik yapan bir sanatçının okulumuza hediye ettiği 2 Müzik CD'sini ısrarla bende olduğunu iddia eden bir öğretmene bende olmadığını beyan edip kendisine bende değil, çünkü benim sadece arabamda cd çalar var. Ben araba kullanırken klasik müzik dinlemeyi sevmiyorum, dedim. Bunu kötü amaçlarla çarpıtmaya çalışanlara da bu benim zevkim ve tercihim, özel hayatımda ne yaptığım kimseyi ilgilendirmez. Okulun bazı resimlerini evime astığım ithamında bulunan bir öğretmene karşılık evime gelin bakın okula ait hiç bir resmi evime asmam. İfadem budur.

Resim sanatını çok severim. Öğrencilere modellik yaptığım zamanlar bile oldu. Klasik müziği severim. Ruhumun dinginleşmeye ihtiyaç duyduğu zamanlarda zevkle dinlerim. Ancak, Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü olduğum için her zaman ve her yerde sadece Klasik Müzik dinlemek zorundamıyım? Okulumuzda Türk Müziği ile Klasik Müzik yarı yarıya öğretilmektedir. Türk müziğine uzak durmayı kabul etmem mümkün değildir. Lisemizde, Türk müziği ve diğer çağdaş müzik akımlarının kurumsallaştırılmasına karşı duruş sergileyen dayatmacı ve tek tipçi bazı müzisyen ve birkaç eğitimci, bazı velilerin kışkırtmasıyla şahsıma karşı yürüttükleri komplo ve iftira kampanyasıyla, önce beni din düşmanı, komünist, vatan haini ilan ettiler. Oradan bir şey tutturamayınca bu sefer Milliyetçi, faşist ilan edip Hitler'e benzettiler. Bu da tutmayınca resim, müzik ve sanat düşmanı ilan edip gericilikle itham ediyorlar. Ne kadar ilginçtir ki ithamların hepsini 1 yıl içinde yaptılar. Ben bunların hiç biri değilim, DEVLET ADAMI OLMA GAYRETİ VE SORUMLULUĞUNDA HAREKET EDİYORUM.

Mektupta yazan iddialar bütünüyle gerçek dışı, kurgu, kompla ve kötü amaçlı bir düzmecedir.

Saygılarımla."

DİĞER YENİ YAZILAR