Kartal olmak

Haberin Devamı

Saffet Bey, hem iyi yürekli bir insan, hem de çok iyi bir terzidir. Zenginler de vardır müşterileri arasında, züğürtler de. Hepsinden aynı, makul ücreti alır. Belki de bu yüzden yükünü tutamamıştır. Atölyesinde kendisi gibi titiz ve kalender yedi işçisiyle, sabahtan akşama 12 saat, haftanın yedi günü çalışır.

Annesi öldü geçenlerde, başsağlığı dilemeye gittim. Türk insanında masum ve cömert olan ne varsa sığdırdığı yorgun gözleri hüzünlü bir öfkeyle parlıyordu.

“Mine Hanım, bir gelir vergisi tahakkuk ettirmişler, altı aydır ödeyemiyorum” dedi. “Suçum, yanımda çalışan 7 işçinin sigortalı olması. Şu köşedeki hanı görüyor musun? O hanın sahibi 30 işçi çalıştırıyor, sadece 2’si sigortalı ve gidin bakın tabelasına, bana çıkarılan gelir vergisinin yarısını bile ödemiyor!”

Çaktım manzarayı.

Devletin, tutabildiğini diktiğini hepimiz biliriz, hem de oldum olası, kuşaklar aşacak kadar uzun zamandır.

Ama AKP’nin -haklı olarak- sıkı tuttuğu vergilendirme politikasında, iş yerinin muhtemel cirosunu çalıştırılan sigortalı sayısına göre hesaplamak düzeneği, adeta sigortasız işçi çalıştırmayı teşvik uygulamasına dönüştü. İşçilerini sigortalayan dürüst işletmeciler yüksek gelir vergisiyle cezalandırılıyor, işçilerini sigortalamadığı için iş yerini küçük gösteren vergi kaçakçıları, düşük gelir vergisiyle ödüllendiriliyor.

Sigortasız işçi çalıştırmaya iten ve dürüst insanları zorluğa, hatta bazen iflasa sürüklediği gibi devleti de zarara uğratan bu uygulama yetmiyormuş gibi, yine apar topar çıkarılan ve Cumhurbaşkanı Gül tarafından şıpınişi onaylanan bir yasayla, işsizlik fonuna devlet el koydu! İşini kaybedenlere işsizlik yardımı olarak dağıtılmak için toplanan 42 milyar TL’nin devasa nemasından bütçe açığına yama, anasından GAP’a kaynak ve istihdam desteği olarak “işçilerin sigorta primlerini karşılamak” üzere işverenlere kıyak çekilecek.

Diyelim ki 42 milyar büyük para, diyelim ki Türkiye’de bu parayı yiyip bitirecek kadar işsiz yok, asıl amacına da yeter, tali yoluna da. Ama durum öyle değil.

***


Bu fonu kim ödedi, niçin ödedi? İşi olup çalışanlar, işsiz kaldıkları zaman kendilerine geri dönsün diye gırtlaklarından kesip biriktirdiler bu paraları. Biriken tutarın da maşallahı var. Oysa, bu fona el koyan devlet, işsiz kalana sadece bir kez işsiz kalmaya özgü ve gülünç bir işsizlik yardımı bağlıyor, biçare ikinci kez işsiz kalırsa yardım etmiyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Konutu’nda kalıyor diye Dışişleri Bakanı’na 35 bin TL’ye villa kiralayan bu devlet, ilk ve tek defa işsiz kalana TAVAN yardım olarak aylık 720 TL öngörüyor!

Eğer 42 milyar TL, işsizlere insan gibi yaşayacakları ve ikinci kez işten atılırsak diye tirtir titremeyecekleri yardımlar dağıtmaya yetmiyorsa, niçin nemalar bütçeye yamanıyor, niçin GAP’a, işverenlere falan dağıtılıyor. Yok, bu meblağ amacından gayrı tarlaları sulayacak kadar gür ise, niçin işsizlere diş kovuğunu doldurmayacak bir pay ayrılıyor?

Üstelik sonu belirsiz bir kriz sürecinde, ikinci, hatta üçüncü kez işsiz kalmak büyük olasılık iken bu gülünç derecede düşük yardımı “tek işsizlik dönemi”yle sınırlayarak...

Bırakın işten atılmak, öylesine gaddarlaştı ki düzen, yaşlı ve kimsesiz oldukları için huzurevine sığınanlar, emekli maaşları yetmediği gerekçesiyle ücretleri yüzde 35 artan huzurevinden atılıyorlar! Mustafa Mutlu, Vatan’da bir taksi şoförünün sokakta bulup evine getirdiği ninenin dramını yazdı, ablam Suna’ya çok dokunmuş, o gün bugündür yazıdan söz edip ağlıyor. Haklı.

***


Devlet huzurevlerinde ücret artışları her zaman oldu. Ama AKP hükümetine gelinceye kadar emekli maaşı yetmeyen yaşlı ve kimsesizlerin ödeyemediği fark devlet tarafından karşılanır, eline de 50 TL harçlık verilirdi. Şimdi sokağa atılıyorlar...

Zaten yetimhaneler de 17 yaşına gelen gençleri sokağa atıyor.

Biri, iki yıldan beri hâlâ kapımın önünde yatıyor kimi geceler. İki kez yazdım, kimse tınmadı. Her geri geldiğinde bizim apartmanın kapısına, biraz daha zayıf, biraz daha bakımsız, ölüme biraz daha yakın.

Böyle olmaz. Devlet kartaldır. Leş kargası olmamalıdır.

DİĞER YENİ YAZILAR