Evangelist tasarım

Haberin Devamı

Afrika kıtası her yıl iki santimetre kuzeye kayıyor ve gerek Filistin, gerekse İsrail toprakları, Afrika’yla Arabistan Yarımadası’nın sıkıştığı, dünyanın en aktif faylarından birinin üstünde yer alıyor. Başka bir deyişle, yer üstünde çatışan bölge, yeraltında da çatırdıyor...

İsrail, geçen aralık ayından bu yana bir dizi depreme sahne oldu. Sonuncusu iki hafta önce ve Richter ölçeğinde 5 büyüklüğünde vurunca, İsrail parlamentosu Knesset’te yıkıcı bir deprem olasılığına karşı alınacak önlemler tartışıldı.

İşte bu tartışmalar sırasında, köktendinci Shas partisi milletvekili Şlomo Benizri, deprem önlemi olarak eşcinsel nikâh yasasının iptalini önerdi. Benizri’ye göre, İsrail’de parlamento eşcinsel nikâha izin veren bir yasa çıkardığından beri deprem oluyordu. Dinci milletvekili, yerine oturmadan önce: “Büyük depremi önleyebiliriz! Livatayı yasallaştırdığımız için yer sallanıyor...” diye bağırdı.

Hatırlarsanız, 1999 Marmara depremleri de bazı İslami tarikat uleması tarafından zinaya bağlanmıştı.

Zina, nikâh düşmeyen bir kadınla bir erkek arasındaki yasaklı cinsel ilişki demek. Livata ise, erkek erkeğe ilişki.

Üç tek tanrılı dinin de Lut efsanesinden çıkarsadığı deprem tarifesi, bana pek mantıklı gelmiyor. Eğer insanlar arası düz ya da ters cinsel ilişki tektonik hareketlere yer açsaydı, bence yerkürenin kabuk çalkalamakta oryantal dansözlere taş çıkarması ve çoktaaan çatlayıp dağılması gerekirdi!

***


Hemen tüm dinlerde, deprem, sel, kuraklık gibi doğal afetleri ve hatta “kafamıza taş yağması” olasılığını, her şeyden önce cinsel günahlara bağlayan jeoloji ilmini(!) doğrusu ben anlayamıyorum. Yani neden çok yaygın başka günahlar; hırsızlık, yolsuzluk, özellikle dindarlık yalanıyla organize talan, haksız işgal, saldırı, soykırım, katliam, işkence kızdırmıyor da tektonik tabakaları, illa ki cinsellik gemi azıya alınca kırılıyor faylar, patlıyor yanardağlar, azıyor sular ya da tersi vb, vb...

Birkaç yüz bin Yahudi mürteci ve maalesef milyonlarca fanatik İslamcı ilahi gazabı, livata ve zinada arayadursun, dünyayı “ilahi gazap” tetikçileri Hristiyan Evangelistler cehenneme hazırlıyor.

Bu cehennem, bir dünya savaşı olabilir.

Geçen yüzyıl, iki dünya savaşına tanık oldu. Yeni yüzyılın barış içinde geçmesi için hiçbir neden yok; zamanı geldi, ortak genetik, savaşmak için kaşıyor ve kaşınıyor.

Temelinde elbette siyasal ve ekonomik, ama bahanesi, görseli, simgeseli dini bir savaşa doğru saflaştırılıyor insanlık. Adım adım, gözümüzün önünde yapılıyor hazırlık.

Pek çok ulus devlet, etnik değil dinsel soykırımlar sonucu parçalanıyor. Millet kavramının federasyondu, bağımsızlıktı diye parsellenip, ümmetçiliğin öne çıkartılması boşuna değil. Toplumsal birlik ölçüsü, aynı toprağı paylaşmaktan, aynı dini paylaşmaya kaydırılıyor.

***


Bu süreç, SSCB’nin yıkılmasıyla başladı. Komünist blok yıkılana kadar imanın parayla özdeşleştiği liberal dünya, beyaz dindarlığı kızıl dinsizliğe karşı bir numaralı psikolojik silah olarak kullandı ve tabii baş silahşörü ABD olduğundan, geniş anlamında Hristiyanlık, bütün dinlerin önünde ve hepsinin hamisi pozisyonundaydı. Amerika’nın gözünde herhangi bir kutsal kitaba inanmak yeterli, nasılsa evrenin kralı, onları üstün kılan ve yeşil banknotlarını kutsayan Tanrı’ydı...

Ne zaman ki komünizm yıkıldı, ABD imanı, muazzam bir rakip buldu karşısında: Rus Ortodoksluğu. Onlar da aynı Tanrı’ya inanıyorlardı, amma velakin ne Katolik, ne de Protestan ümmetine yakındılar.

Ayrı süreçte, komünizme karşı bizzat ABD’nin gaz verdiği fanatik İslamcılık yayılmaya, dünyadaki Müslüman nüfus da hızla artmaya başlamıştı.

Katoliklerden çok Evangelist Protestanlar, ABD’nin dünya din sömürüsünde hegemonyasını sürdüremeyeceği telaşına kapıldı. Evangelist ekol, bütün dinlere sızacak, dolayısıyla kendi nüfuzunu arttıracak bir ideoloji geliştirdi: Yaratılışçılık.

Bu ideoloji, özellikle İslamiyet’i yeni baştan düzenlemek, “akıllı tasarım”la Amerikan kalıbına dökmekte çok işe yarayacaktı.

Devamı cumaya.

DİĞER YENİ YAZILAR