Valide Sultan

Haberin Devamı

Vatan’dan gelen posta paketimi açtım. Mektuplar, kitaplar derken, büyüklüğüne oranla aşırı hafif bir kutu çıktı içinden. “Dikkat kırılır!” yazıyor üstünde, sanat eseri ambalajı gibi, ahşap çıtalardan yapılmış bir kutu.

Ben bombalı paketlere çok şehit vermiş bir “demokrasi” okulunda okudum. Gazetemin denetimine güvensem de kolay kolay paket, hatta kalın zarf bile açmam. Çıtalı kutu da günlerdir duruyor masamın üstünde, “Acaba kime açtırsam?” sorusuyla birlikte. Yardımcım Aysel Hanım’a, Kapıcım Recep Efendi’ye kıyamıyorum; eh, rahatlıkla kıyabileceğim kişilerle de zaten: “Yahu şu kutuyu sen açar mısın?” diyecek kadar içli dışlı değilim. Kutu bana bakıyor, ben kutuya; sonunda masamın üstünde açılmamış bir paketle yaşamaya alıştım.

***

Yeni bir roman yazıyorum, aziz okurlarım. “Bir Gün,Gece”nin (Epsilon, 2006) devamını hem de. Türkiye ve Fransa’da aynı zamanda yayınlanacak... İnanmayacaksınız ama Fransız okurlarım, ki aralarında yalnız okur değil, kitabevi sahipleri var, mektuplar yazıyor, bu romanın devamını istiyor. Bir de: “Hilmi’yi lütfen öldürme!” diyorlar, “Yeni romanda mutlaka Hilmi de olsun!” Fransız yayımcım bir de süre koydu, romanın Türkçesini ocak ayının sonuna kadar teslim halindeyim ki, çeviri süreci başlayabilsin... Okur velinimetimizdir, Hilmi’yi de hafifçe topallatarak, hayata döndürüyorum tabii...

Beni “Vatan” kürsüsüne çıkaran sevgili müdürüm Tayfun Devecioğlu’ndan izin aldım. Romanı bir an önce bitirebilmek için gereken kısıtlama sizleri belki hoşnut etmeyecek, ama muhaliflerim için küçük bir müjde sayılabilir: Ocak ayının sonuna kadar haftalık yazı sayımı dörtten üçe indiriyorum. Bundan böyle salı, çarşamba ve cuma günleri yayınlanacak yazılarım. Şimdiden özür dilerim, gönderdiğiniz mesajları yine dikkatle okuyacak, ama cevaplandırmayacağım.

Dün gece geç vakit, son mesajlarınıza bir toplu teşekkür etmek için isimlerinizi not alıyordum ki, masamın üstünde duran kutunun esrarı da çözüldü. Çok içimden, çok içinizden biri, Turgut Tuna, bir yazara duyulan güvenin yüreğimi yakan sevgisiyle yazdığı muhteşem şiirine, eşi Şebnem’le birlikte yarattıkları bir heykelciği ekleyip göndermiş. Geceyarısı kerpeten ve tornavidaya sarıldım, çatır çutur söktüm çıtalarını kutunun.

Bu yazıyı yazarken, masmavinin ortasındaki beyaz buluttan yoğurulmuş, kanatlarını açamayan kuğumsu bir Valide Sultan uzatıyor ince uzun boynunu, “Sen de mi açamıyorsun kanatlarını?” der gibi bakıyor bilgisayar ekranıma.

***

Lütfullah Baytın, Müge Gezeroğlu, Melek Dener, Yücel Dener, Ahmet Çelik, Ayten Gündüz, Pınar Karadeniz, Nur K, Leyla Emiroğlu, Nergis Özcan, Ahmet Üyüllü, Yaşar Haluk Gildil, Mine Gülüm, Özlem Çelik, Ersin Karapınar, Hacer Uymaz, Kemal Aydoğdu, İsmail Ç, Toygar Abak, Volkan Bahçeci, Erdal Kaya, Pelin Okçuoğlu, Aslıhan Kutlu, Tahsin Korkmaz, Aydemir Yanarca, Pars Anıl Arıkan, Ufuk Sevük, Yaman Uğurluol, Volkan Kurt, Nurcan Dumlu, Hebun Serhat, Latif Köybaş, Bekir Çay, Özkan Esmer, Suad Şadi Kara, Mine Göksu, Tevfik Aşlama, Erkan Durak, Ercan Böncüoğlu, Adem Dündaroğlu, Yüzer Kurtuluş, Ali Atlıer, Kaan Saygı, Mustafa Kemal Mavioğlu, İsmet Güvenç, Songül Hülagü, Jale Vardar, Ülkü Karlı, Oğuz Başer, Cihanşah Muratoğlu, Şahin Uçar, Pınar Karadeniz, Salih Cenk Bölükbaşı, Muzaffer Açık, Mücevher Doğan, Güneyhan Rüzgâr, Arzu Ercan, Nevin Çelik, Emin Şiş, Taner Kozanoğlu, Bergül Uz, Gökhan Üstüner, Buket Yaşar, Eymür Musal, Cengiz Tarus, Oral Canbolat, Asuman Katırcıoğlu, Nurcan Dumlu, Pakize Tuğcu, Hasan Er ve adını tekrarlamadığım, sevgisiyle beslendiğim, oysa teşekkür edemediğim kadim dostlarım...

Sizler beni anlarsınız.
Evet, açamıyorum kanatlarımı. Sizler açtığımı sanıyorsunuz, ama yetmiyor bana. Daha geniş ufuklar gerekiyor. Roman, böyle bir sınırsızlık iştahı. Ufkumdan eksilmeyin, siz yine yazın bana, cevap bir roman olacak, eksik yazılarımı bağışlatacağını umarım.

DİĞER YENİ YAZILAR