Kuşkusuz iyi bir fikir değildi, hatta “Bu İngilizler enayi mi, yoksa mahsus mu yapıyorlar?” bile dedirtir, ama olan oldu ve İngiltere Kraliçesi, Hint asıllı yazar Salman Rüşdü’ye “şövalye” unvanı verdi. 1989’da “Şeytan Ayetleri” kitabı yüzünden Ayetullah Humeyni tarafından “katli vaciptir” fetvasıyla taltif edilen Salman Rüşdü, artık “Sir” diye anılacak, tabii hayatta kalırsa... Çünkü İran fetvasından paçayı kurtaran yazar, bu kez Pakistan fetvasıyla hedefte. Din İşleri Bakanı, Salman Rüşdü’ye dair: “Eğer beline patlayıcı sarmış biri, Hazreti Muhammed’in şerefini korumak için bu adama saldırırsa, sevaba girer!” buyurmuş.
Yetmemiş, ülke refah, bolluk ve uygarlık içinde yüzdüğünden yapacak işi kalmayan Pakistan parlamentosu, İngiltere’den “Salman Rüşdü’ye verilen şövalye unvanının derhal geri alınmasını” talep eden bir tezkere oylayıp kabul etmiş.
Halen Pakistan meydanlarında, nur yüzlü adamlar ağızları köpürerek “Rüşdü’yü gebertelim!” diye tepiniyor, İngiltere Kraliçesi’nin portrelerini yakıyor.
Bu asude ülkenin iktidarı cennetlik de, muhalefeti “cehennemlik”mi vaat ediyor? Zinhar! Muhalefet lideri Rahman da dün aynı gerekçeyle yapılan büyük mitingin organizatörü. İran falan da ayakta, ama nedense Pakistan başı çekiyor bu ikinci “Salman Rüşdü’ye ölüm” dalgasında. Sanırsınız ki Pakistan, İslamiyet’in şövalyeliğine soyunmuş, şeriat kurallarından milim şaşmayan, günahtan ödü kopan, Allah sevabı için yaşayan Müslümanların kalesi.
Oysa... Mümin Pakistan halkı, sokaklarda “Salman Rüşdü’ye ölüm!” diye saçtığı salyaları, televizyon ekranları karşısında, hafifmeşrep ve küfürbaz şen dul Begüm Navaziş’e akıtıyor.
Begüm Navaziş kim?
Asıl adı Ali Salem olup, çekim olmadığı zamanlar üç günlük sakalıyla “erkek gibi” gezen 29 yaşında bir travesti! Begüm/Ali, ülkenin bir numaralı TV starı. “Late Night Show” isimli muzip programı, zekice hazırlanmış siyasal bir parodi. İpek sarilere bürünüp şuh bir dul olaraktan, takma kirpiklerini süzüp, silikon dudaklarını büzerek, Pakistan Adalet Bakanı’yla röportaj yapıyor, örneğin... Hem de evire çevire rezil etmecesine. Her lafa “Daaarling...” diye başlıyor.
Gündüz sokaklarda “Salman Rüşdü’ye ölüm!” diye ulumaktan dönen Pakistan halkı, akşam ekran başında Begüm/Ali’yi seyrederken zevkten bayılıyor. Sadece zevkten mi? Hayır. Begüm/Ali herkesin içini gıcıklayan bir travesti. Aslında biseksüel ve dişiliği kadar, erkekliği de pek çekici. Özel hayatında hem kadınlar peşinde, hem de erkekler. Eh, bu albeni ekranlara da yansıyor ve epeyce seyircinin ağız suyunu akıtıyor. Haydi gerçeği söyleyelim: Daha çok erkekleri tahrik ediyor!
Kendisiyle röportaj yapan Libération muhabiri Célia Mercier’ye göre, ister politikacı olsun ister ulema, Pakistan’lı erkekler Begüm/Ali’nin programına katılmak için can atıyor. Ama Kızıl Cami diye anılan kız medresesi yönetici ve öğrencileri, “Late Night Show”a çıkmayı, starın cinsiyeti İslami “tabiata aykırı” diye reddetmiş! Sen misin Begüm/Ali’ye burun kıvıran? Şuh travesti ertesi hafta programa Kızıl Cami’nin kız öğrenci üniforması(!), tepeden tırnağa siyah bir burkayla çıkmış. Seyircileri “karşınızda kâbusunuz!” takdimiyle güldürdükten sonra, kâbus kızın motosikletli Molla Ömer’in terkisine atlamasıyla biten bir “cinsel açlık” parodisi sergilemiş.
Ben bayıldım Begüm/Ali’nin provokasyonlarına. Fakat kabul edin ki mümin Müslüman Pakistan halkında (bizim ellerde de mebzul) bir tuhaflık var. Travesti Begüm/Ali’ye hayranlık yolları, Salman Rüşdü’ye ölüm fetvaları...Acaba kadınların “namus” diye gizlenip kapanmak kısmetinde, “zenne”leri tercih niyeti mi var?
Salman Rüşdü’nün başına dert olan “Şeytan Ayetleri”de, üç kadın tanrıçayla ilgili ayetlerdir, çünkü...
