Mete Yarar: Sürpriz bir operasyon şekliyle...

Uzmanlar, Zeytin Dalı Harekatı'nda Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO), harekatın ilk 4 gününde terör örgütleri karşısında ilerleyişini AA muhabirine değerlendirdi.

Zeytin Dalı Harekatı'nın dikkate alınması gereken çok belirgin parametreleri olduğunu vurgulayan güvenlik ve strateji uzmanı Abdullah Ağar, "İnsanlar film, dizi izler gibi, bilgisayar oyunu oynar gibi harekatı algılamaya çalıştılar. Oysa bu gerçek. Çok zor bir harekat. Karşınızdaki teröristleri görmüyor musunuz?" ifadesini kullandı.

Terör örgütlerinin silahlı varlığına, dağ kadrosuna, Afrin ve diğer alanlardan kendi bünyesine katıp ideolojik olarak yetiştirdiği ve silahlandırdığı unsurlara dikkati çeken Ağar, şunları söyledi:

"İkinci parametre şu, burada general kış, general doğa, general toprak. Yani arazi ve iklim koşulları harekat için çok önemli. Üçüncü parametre ise tahkimat. Yani PKK'nın üç farklı alanda tanımlayabileceğimiz hazırlıklı tahkimatı var. Yani dağlarda, meskun mahallerde ve dağlara göre engebesi daha az yerlerde. Yani Fırat Kalkanı arazisine yakın arazilere tahkimatı var. Her tahkimatın karakteri değişik ama tanımlamaları aynı. Yani hendekler, menfezler, tüneller, mazgallar, barbakanlar ve koruganlar var. Hatta bu koruganların yapılmasında bazı alanlarda batılı ülkelerin güvenlik güçlerinden destek aldıkları dahi biliniyor."

Ağar, terör örgütlerinin kurduğu engel kuşaklarına dikkati çekerek, "PKK'nın çok iyi bildiğimiz el yapımı patlayıcı, gelişmiş el yapımı patlayıcı, mayın, bubi tuzak patlayıcı kuşakları var. Bir de Amerikalıların vermiş olduğu ve kendisinin temin etmiş olduğu konvansiyonel ve sofistike silah sistemleri ve ateş gücü var. Bu direnç katsayısıyla Mehmetçiğimiz kendi milli ve manevi değerlerine olan inancıyla, silah sistemleriyle ve fiziki kuvvetiyle mücadele edecek ve onu yenecek. Ya sürecek ya da kaçıracak." diye konuştu.

Harekatın çok zor şartlara rağmen çok iyi ilerlediğini ancak süreçte çeşitli manipülasyonların da ortaya çıkabileceğini vurgulayan Ağar, şöyle devam etti:

"Zeytin Dalı Harekatı bir savaş filmi, bir savaş dizisi değil. Bilgisayar oyunu değil. Bu harekat gerçek. Burada bir tane canınız var. Bu canı kaybettiğiniz zaman bitersiniz. Bilgisayar oyunlarındaki gibi yüz tane, üç yüz tane canınız yok. Burada Mehmetçik yalın gerçeği bilerek hareket ediyor. Filmlerde kahramanlar hiçbir zaman ölmez ama gerçek hayatta hep kahramanlar ölür."

"Silahlı Kuvvetler zor şartlara rağmen ilerliyor"

Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar da Zeytin Dalı Harekatı'nda şu ana kadar elde edilen başarının üç ana nedeni olduğunu söyledi. Yarar, "Birincisi, silahlı kuvvetler harekata ciddi bir güçle başladı. Hatırlayalım, ilk gün 72 uçağın katıldığı, 108 hedefin imha edildiği bir operasyon yapıldı. Böyle bir sayı normalde büyüklük açısından baktığınızda korkunç bir rakam. Bu baskının etkisini unutmamak lazım." dedi.

Yarar, ilerleme kaydedilmesinin ikinci nedeninin de izlenen strateji olduğunu vurgulayarak, "Sürpriz dediğimiz bir operasyon şekli tercih edildi. Başlangıç itibarıyla Azez tarafından, yani daha düzlük araziden ilerlenmesinin beklendiği bir yerde Silahlı Kuvvetler daha zor bir şartı, yani ormanlık ve dağlık araziden ilerlemeyi tercih etti. Özel Kuvvetler ve komando birliklerini bu araziden soktu. Beklenmeyen, sürpriz etkisi yarattı." ifadesini kullandı.

Harekatın büyüklüğünün ve yarattığı sürpriz etkisinin yanı sıra üçüncü nedenin teknolojik keşifler faktörü olduğunu vurgulayan Yarar, şunları dile getirdi:

"Bölgenin keşfini yaparak, birliklerin önüne çıkmadan teröristlerin etkisiz hale getirilmiş olması PKK/PYD'yi sınır hatlarından daha içerilere çekilmeye zorladı. Kendi istekleriyle çekilmediler tabii ki, askeri operasyon bu başarıyı getirdi. İlk aşamada üç günde yaklaşık 8-9 kilometrelik bir hatta ilerleme sağlandı. Bu büyük bir rakam. Bir de bunun yaya olarak yüründüğünü düşünün. Bu araca binerek ilerlenmiş bir mesafe değil. Çatışma ortamında 8 kilometrelik bir alanda yaya olarak 700 metreden 1400'lere doğru tırmanarak, ormanının içinden ilerlemek, mayınlara ve el yapımı patlayıcılara karşı ilerlemek olarak değerlendirdiğinizde aslında çok büyük bir mesafe katedildi."

Yarar, sahadaki şartlara dikkati çekerek, Silahlı Kuvvetlerin zor şartlara rağmen ilerlediğini ifade ederek, şöyle dedi:

"Karşınızda terörist var. İlerlerken karşınızda bir terörist varmış gibi ilerlemek, her bastığınız adımda bir mayın var mı yok mu, el yapımı patlayıcı var mı yok mu diye arama yaparak ilerlemek zorundasınız. O yüzden bu iş o kadar kolay değil. Buna gece eksi derecelere düşen hava sıcaklığını, yağmur altında olduğunuzu, ısınmak için bile en ufak ateş yakamadığınızı ve üç günden beri hiç dinlenmeden ilerlediğinizi düşündüğünüzde aslında bu işin çok da kolay olmadığını, büyük bir başarı hikayesi olduğunu söylemek gerek."

"Bir mayını yakın temasta tespit edebilirsiniz"

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da Zeytin Dalı Harekatı'nın iyi planlandığına işaret etti.

Yavuz, "Hedefler doğru tespit edildiği, gerek Hava Kuvvetleri, gerek karadaki destek silahlarımız yani topçularımız, çok namlulu roketatarlarımız tarafından etkili olarak ateş altına alındığı ve terör örgütleri tesirsiz hale getirildiği için harekat başarılı bir şekilde başladı. Ama henüz esas çatışma bölgeleriyle ilgili, şehir merkezlerine girilmediği için kesin bir şey söylemek mümkün değil." dedi.

Harekatın kış şartlarında yapıldığına ve hava koşullarına da bağlı olduğuna dikkati çeken Yavuz, bunun özellikle zırhlı araçların harekatını da etkileyebileceğini belirtti. Bölgenin yol şebekesi bakımından da zayıf olduğunu söyleyen Yavuz, "O bakımdan harekatın bugünkü seyrine bakarak çok hızlı ilerlediğimizi söylemek doğru olmaz. Önümüzdeki günlerde YPG'lilerin buraları boşaltıp gitmeme olasılığı da var." diye konuştu.

Esas tehlikenin terör örgütlerinin tuzaklama yoluna gitmesi olduğuna dikkati çeken Yavuz, "Tespit edilebilen hedefleri siz tespit edip, ateş destek vasıtalarınızla etkisiz hale getirebilirsiniz. Ama bir mayını, el yapımı patlayıcıyı ancak gözle görerek ya da cihazlarınızla yakın temas esnasında tespit edebilirsiniz. Henüz bu tür tehditlerle yazık ki nasıl karşı karşıya olduğumuz belli değil. Dolayısıyla, 'hızlı ilerliyor, gayet iyi gidiyor' şeklinde tanımlamalar bir yanıyla doğru ama bir yanıyla da tedbirsiz bir yargıya yol açar." sözlerine yer verdi.