Sitcom üniversiteleri

Devlet, eğitim işini de liberal ekonomiye geçtiğimiz 80’li yıllardan itibaren özel sektöre kaydırdı. Özel kolejlerle başlayan süreç, dersane kaosuyla devam etti...

Ve bu kördüğümler yetmezmiş gibi, vakıf üniversiteleri furyası ile eğitim hayatına bir düğüm daha attı. Böyle giderse devlet üniversiteleri ya özelleştirilecek ya da uluslararası ortaklıklara açılacağa benziyor.

Her şeyin bir okulu var ama artık her şeyin bir de kursu var... Tıpkı, yan sanayi gibi... Demek ki, okullar öğretimde yetersiz kaldığı için ayrıca kurslar açılıyor.

İlkokuldan itibaren yabancı dille eğitim var ama yabancı dil kursları da var... Peki, yabancı dil bilenin sayısı ne kadar? Belli değil! Bilse ne olacak? Hiç!

***

Kısacası, üniversitelerde yine tercih heyacanı başladı.

Üniversiteler, “müşteri” gibi gördükleri yani öğrencileri reklamlarla etkilemeye çalışıyor...

Kentin duvarlarındaki bilboardlar vakıf üniversitelerinin reklamlarıyla dolu. Televizyonlardaki eğitim programlarında ise “gizli reklam” ilkesi açıkça çiğneniyor ve üniversitelerin gizli reklamını yapıyor.

Haberin Devamı

Yani, aileler ile öğrenciler medya aracılığıyla aldatılıyor...

Apartman üniversitelerindeki artış ise dikkat çekiyor...

Milyonlarca üniversite mezunu genç ne iş yapacak?

Ve nerede iş bulacak?

Büyük çoğunluğu bir meslek sahibi dahi değil.

***

Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler gibi bölümlerden mezun olanlar dışarıya çıktığı zaman görecek ki, siyaset yapmak için bilime gerek yok... Hele de Türkiye’de...

Belediyelerin yönetimlerine, meclislerine baktığımızda görüyoruz ki, estetik kaygısı olmayan kişilerden oluşuyor!

Çünkü, böyle bir kaygıyı yüreğinde taşıyanlar rant oluşturmaz...

Ve kentin ortasına “kıyamet kazıkları” gibi gökdelenleri diktirmez!

Kasap, manav, bakkal, müteahhit, mühendis, mali müşavir, çaycı, muhasebeci ve serbest meslek sahibi olduğunu söyleyen sayılarını bilemediğimiz kadar avukatlardan oluşan anlamsız bir yapı organize olmuş ve kentleri sorumsuzca idare ediyor!

Ettiklerine dair belge de kentlerimizin bugünkü haliyle ortada.

***

Haberin Devamı

Socar’ın Türkiye CEO’su Kenan Yavuz dostumuzun da bu durumdan çok dertli olduğunu biliyorduk ama geçen hafta eğitim sistemimiz ile ilgili YÖK’e patladı.

Diyor ki;

-Üniversite bitirip ortalığa dökülen milyonlarca genç var. Üniversite bitirdim diye eline diploma alan, ben ne zaman müdür olacağım demeye başlıyor. Ailelere sesleniyorum Sitcom Üniversitelere çocuklarınızı gönderip hayatlarını karartmayın. İş bulamazlar. En yüksek işsizlik oranı üniversite mezunları arasında. Kasabalarda uluslararası ilişkiler olur mu? Çocuklarımız ve aileleri sanal beklentilere sokuluyor. Zira her on ara işgücüne karşı sadece bir üniversite mezununa ihtiyaç var.

Ve gelecek üç yıl içinde binlerce meslek eğitimli işci istihdam edeceğini açıklayan Kenan Yavuz bir uyarıda bulunuyor ve diyor ki;

- Üniversite mezunlarına ise kapım kapalı... Japonya, Kore ve Almanya’nın kalkınmasının altında yatan nitelikli ara işgücü ve kaliteli üniversite eğitimidir.

***

Devlet, sorumsuzca ve hesapsızca bu gidişe artık bir son vermelidir.

Haberin Devamı

Aileler de, bir diploma olsunda nasıl olursa olsun anlayışı ile çocuklarının üzerinde baskı kurmaktan vazgeçmeli!

Sanatkar, yani bir mesleği olsun...

Mimar, bilgisayarında üç boyutlu banyonun projesini çiziyor ama projeyi aynı kalitede uygulayacak usta yok!

Bir kara tahta, bir tebeşir ve beş yıl sonra işe yaramayan bir diploma... Kime sorsak; işletme, iktisat, hukuk, finans, siyaset bilimi okumuş! Nereyi işletecek? İthal cennetine dönüşen ülkemizde bu kadar üniversiteye ne gerek var ki? Varsın biraz oyalansın gençlik, deniliyorsa o ayrı bir konu!

DİĞER YENİ YAZILAR