Tükenmeyenler!

Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” eserindeki insanların hikayesi gibi büyük kentlerde yaşamak her gün biraz daha zorlaşıyor. Okyanusta yüzerek kurtulmaya çalışan insanların talihsizliğine benziyor...

Telaş ve kaos ikileminde günler gelip geçiyor...

İstanbul gibi büyük kentlerde “esnaf kültürü” artık sıfır noktasında...

“İstatistik geçmişi gösterir ve geleceğin taslağını yapar” diyen dünyaca ünlü Fransız mimar Le Corbusier istatistiğin sorunları çözmeyeceğini ama ortaya da koyacağını belirtiyor...

Vatandaşın günlük yaşantısında adeta boğuştuğu sorunların istatistiği yapılsa görülecektir ki İstanbul gibi büyük kentlerin açık cezaevinden bir farkı yok.

Vatandaş, tüketici yerine konulduğu günden beri paraya hükmeden efendiler yedi başlı ejderha gibi bir türlü doymak bilmiyor!

***

Bir telefonla abone oluyor ve kredi kartından otomatik talimat verebiliyoruz...

Bu teknoloji kolaylığı karşısında seviniyoruz... Lakin, üyeliği iptal etmeye kalkıştığımızda ise uzaya gitmenin daha kolay olduğu gerçeğiyle tanışıyoruz!

Haberin Devamı

Ve ülkenin ne kadar başı boş olduğuna ve sorumsuzluğun da zirvelerde gezindiğine şahit oluyoruz...

Bir telefonla abone olunan ama kırk telefonla abonelikten çıkamadığımız şirketler teknoloji çağında vatandaşa bir e-posta adresi yerine 24 saat meşgul çalan bir faks numarası veriyor...

Ve biz yirmi günden beri aboneliğin iptali için dilekçe göndermeye çalışıyoruz!

Üç kuruş kar etme uğruna vatandaşa bu kadar eziyet artık yeter!

Kültür başkenti denilen ama gittikçe “deliler tımarhanesine” dönüşen İstanbul gibi kentlerde vatandaş akıl sağlığını korumak için gayret sarfediyor.

Günde dört saat trafik işkencesi gören vatandaşlara başta devletin kurumları olmak üzere her kurum ve her özel şirket eziyet ediyor...

***

Şirketlerin abonelerini “enayi” yerine koymasından ve “aptal” muamelesi yapmasından şikayetçiyiz!

Yöneticilere diyoruz ki, yönettiğiniz şirketleri ne olur artık insanlara hizmet ederek büyütün... Ve bir telefonla, bir e-postayla üye nasıl yapıyorsanız aynı şekilde sonlandırın...

Vatandaşın vakti yok, her kurumla bu kadar uğraşmaya...

Haberin Devamı

***

Ticareti bilmiyoruz... Markalaşmayı reklamlardan ibaret sayıyoruz...

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu veya TÜSİAD, MÜSİAD gibi kuruluşların yöneticilerine feryat ederek diyoruz ki; üyelerinize “arkadaşlar artık yeter!” deyin...

Alış verişi müşteriyi “ kazıklamak” olarak gören bir zihniyeti artık denetleyin.

Vatandaşı seçimlerde yüce millet ilan eden siyasiler ise sandıklar kalktıktan sonra tüketici ya da yolunacak “kaz” yerine koyuyor...

Devletin bütün kurumlarının sessiz çoğunluğa yani vatandaşa karşı muamelesi de böyle! Vatandaşın vergisi ile geçinenler hala vatandaşa eziyet etmeye bayılıyor!

Soruyoruz, Vatandaş Bakanlığı bu ülkede niye yok?

Bu sorumuza cevap bekliyoruz eğer, “egemenlik kayıtsız şartsız milletin” ise...

Tükenmemek için hala direniyoruz...

DİĞER YENİ YAZILAR