Konuşan Türkiye!

Haberin Devamı

Telekomünikasyon çağı diye diye övündüğümüz yıllardan bugün nerelere geldik... Artık, bilgi çağı kâbus çağına dönüştürülüyor!

Malumun ilanı denilen günlerden mi geçiyoruz?

Yoksa, melunun ilanı mı!

Malum ise yazık...

Melun bir oyun, bir tezgâh ise daha çok yazık!

7 bin kişi dinlenilmiş ise 7 bin kişi de dinlemiş demektir!

7 bin kişi günde on kişiyle konuşsa 70 bin kişi ediyor... 70 bin kişi günde on kişi ile konuşsa 700 bin kişi dinlenilmiş oluyor... Ve dinlenme serüvenine her geçen gün yeni sayılar ve skandallar ekleniyor...

***


Biliniyordu bilinmesine ama herkes, ‘galiba ben dinlenmiyorum’ diyerek durumdan kendini soyutluyor ve bunun getirdiği rahatlıkla konuşmaya devam ediyordu...

Bir zamanlar, ‘Konuşamayan Türkiye’ deniliyordu ya, konuşmaya başlayınca ülke ne hâle geldi!

***


Demirel, 93 yılında Cumhurbaşkanı olmuştu ve Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirdiğimiz televizyon programımda kendisine sormuştum;

- Konuşan Türkiye diyerek iktidara geldiniz, şimdi de devletin en tepesinde oturuyorsunuz... Artık Türkiye konuşuyor! Sizce, Türkiye meselelerini konuşarak çözebildi mi?

Demirel gülerek:

- Biz, Konuşan Türkiye demiştik... Geveze Türkiye dememiştik! Galiba biraz gevezeleşti!

***


Üst düzey bir istihbarat yetkilisiyle telefon dinlemeleri üzerine sohbet ettiğimizde şunları söylemişti:

- Bizim insanımız sürekli ve çok konuşuyor... Bir kişiyi bir ay dinle, nasıl bir adam olduğunu anlarsın. Ya da ilan etmek istediğin gibi bir kişiye dönüştürebilirsin... Bir aylık konuşmalarıyla olağanüstü bir yeni konuşma kaseti de hazırlayabilirsin... Teröristler ise zaten olağanüstü bir telefon disiplinine sahip. Çünkü, onlar bombaya boyacı, bombaya da boya diyor... Onların kelime kombinasyonundan bir şey elde edilmez... Ama normal vatandaşın konuştuğu kelimelerden muhteşem bir konuşma kaseti çıkartabilirsin!

***


Peki nasıl dinliyorlar?

Dinleyenler, ya belirli bir merkeze veya kişilere odaklanıyor ya da çember daraltma metoduyla kişileri ve kurumları dinliyor... Yani, büyük kalabalıklar taranıyor ve tarama yapıldıkça dinlenilenlerin sayısı da azalıyor...

Aslında, bir tür ‘gizli sorgulama’ yapılıyor! Ha binlerce insanı sorguya almışsınız ha telefonunu dinlemişsiniz... Fark etmiyor!

Darbe yıllarında sorguya alınan insanların konuşması için işkence yapılıyordu... Şimdi işkencesiz herkes kendiliğinden konuşuyor... Kendiliğinden konuştuğu zaman itiraftan sayılıyor...

***


Peki, bunların ne kadarı gerçek, ne kadarı montaj, ne kadarı suç! Daha da ötesi ne kadarı yalan ve iftira...

İşte, asıl mesele buradaki tasnifte...

Ve bu tasnif süratle yapılmalı...

***


Hukuksuz yapılan dinleme kararlarının altında eğer bir hâkim imzası var ise: Yani, dürüst insanların itibarını koruması gereken adreslerden, itibarsızlaştırma operasyonu gerçekleştiriliyorsa daha çok kötü...

***


Kendi paramızla, kendi telefonumuzla kendi kendimizi dinletiyoruz!

Bu gidişle Konuşamayan Türkiye yıllarına geri dönüyoruz gibi...

Atalar boşuna mı söylemiş:

- Söz gümüşse, sükût altındır!

DİĞER YENİ YAZILAR