Gazete Vatan Logo
Magazin Yaşlanmaktan korkmam genetik olarak şanslıyım

Yaşlanmaktan korkmam genetik olarak şanslıyım

Yaşlanmaktan korkmam genetik olarak şanslıyım

Yasemin Öztürk dizilerin de tiyatro sahnelerinin de vazgeçilmez oyuncularından. Şimdi de Shakespeare’in dünyaca ünlü oyunu III. Richard’ta 80 yaşındaki York Düşesi’ni canlandırıyor. Yaşlanmakla ilgili düşünceleri ise şöyle: “Çocuksu ifademin ve fiziğimin bana getirmiş olduğu genetik avantajlara hep şükrediyorum. Bana göre ruh yaşlanmıyor.”

Üçüncü Richard rol almadan önce de sevdiğiniz bir oyun muydu?

Tabii ki. Shakespeare’in bütün oyunlarına şapka çıkarıyorum, yarattığı karakterlerin derinliği, anlamı, alt metinleri dahi ayrı ayrı birer oyun gibi benim için... Konservatuara giriş sınavında zaten, Lady Anne’in meşhur sahnesini sınava giriş parçası olarak oynamıştım. Cüneyt Gökçer, Çetin Tekindor, Lemi Bilgin gibi bir jürinin karşısın da oynamıştım üstelik, şimdi de York Düşesi’ni oynuyorum. Tevâfuk oldu.

80 yaşındaki York Düşesi’ni canladırmayı siz mi istediniz? Yoksa teklif öyle mi geldi? Rol sizi zorluğu açısından korkuttu mu?

Yönetmenimiz Zurab Sikharulidze aynı zamanda benim Bilkent tiyatrodan oyunculuk hocam. Mezuniyet oyunumuz olan Shakespeare’in “Windsor’un Şen Kadınları” adlı oyunumuzu da kendisi yönetmişti. “Sen York Düşesisin ve senden başka hiç kimseyi bu role düşünmüyorum”dediğinde büyük onur duydum.

Haberin Devamı

Makyajınız ne kadar sürüyor? Kostüm, makyaj derken yani kaç saatte 80 yaşında oluyorsunuz?

Bu oyunda yaş ortalamamız küçük. Yönetmenimiz bunu görmüş ve düşünmüş olacak ki, yaşlandırmak için herhangi bir plastik makyaja gereksinim duymadı. Kendisi, doğal halimizle oynamamızı uygun gördü. Böyle olunca da ana kraliçenin, ruh ve beden haline bürünmek yeterli benim için.

Kurtlar Vadisi, Behzat Ç. gibi fenomen olmuş yapımlarda da rol aldınız... En eğlendiğiniz dizi seti hangisiydi?

Ben bu veya şu dizi diye işlerimi birbirinden ayırmadım. Sadece oyuncuların değil, her meslek sahibi insanın işini severek yapması gerektiğini düşünüyorum. Çalışmış olduğunuz ekip neşeli ise şanslısınızdır zaten. Ben çok şanslıydım.

Peki içinde bulunmaktan en gurur duyduğunuz iş?

Malum tiyatro benim ilk göz ağrım. Dizilerden inanılmaz keyif alıyorum ama sinema bambaşka. Neden diyecek olursanız, sinemanın gelecek kuşaklara aktarılma ve kalıcı olma özelliği var. Her insan gibi ben de hayata bir iz bırakmak istiyorum. Ben de iz bırakan sinema filmimi soracak olursanız “Gece 11:45” adlı filmimdir.

Haberin Devamı

Asla özgüvensiz bir erkek istemem

Maddi olarak yeterli olsa sadece tiyatroda mı oynarsınız?

Tiyatro, oyuncuların er meydanıdır, aldığınız haz bambaşkadır, ayrı bir kalp çarpıntısı, ayrı bir adrenalin,bedeninin ve ruhunun yüksek bir frekansta olma hali... Özellikle de oyunun sonunda selama çıkmamız ve aldığımız alkış yaşanmaya değer bir durum. Televizyon ise, olmazsa olmazımız... Ekranda olmayı, binlerce seyirciye ulaşabilme durumunu da çok seviyorum. Mesleğine aşık biri olarak tiyatro, dizi, sinema filmi, dublaj, sunuculuk kısacası oyunculuğu içinde barındıran mesleğimin her hali benim için değerli ve önemli.

Gündelik hayatta neler yapıyorsunuz? Nasıl stres atarsınız?

Spor benim için önemli, insanın mutlu olması için serotonin salgılaması gerekiyor malum... Nasıl stres atttığıma gelirsek, tabii ki bol bol gülerek.

Haberin Devamı

Cilt ve saçınız için neler yapıyorsunuz?

Sır mıdır bilmiyorum ama saçlarımı yağmur suyu ile yıkıyorum. Cildim için ise her zaman naturel ürünleri seçtim. Güzel bir cildin sırrının önce su sonra da huzurlu bir hayat olduğunu düşünüyorum. Bir de aloe veranın cilt için yenileyici ve onarıcı olduğunu bizzat kendim deneyimledim ve tavsiye ederim. Benim gibi balkonda yetiştirebilir, her gün bir yaprağını yüzünüze özsuyunu sürebilirsiniz, jel gibidir.

Hayalim Leonardo ile oynamak

Yaşlanmaktan korkuyor musunuz?

“Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır”sözü benim için de geçerlidir. Ayrıca korkularımızın bizi hayatta olumsuz davranışlara ittiğini düşünüyorum; tedirgin, şüpheci, kırılgan, sabırsız, agresif gibi.... Böyle olunca da yaşadığımız anın değerini, bereketini, huzurunu yitirmiş oluyoruz. Bu yüzden yaşadığım anda kalmayı tercih edenlerdenim. Yaşlanmak da bu sebepten beni korkutmuyor. Çocuksu ifademin ve fiziğimin bana getirmiş olduğu genetik avantajlara hep şükrediyorum. Bana göre ruh yaşlanmıyor sadece dünyadaki deneyimini bu ten kafesi içinde devam ediyor. Ben bir insanın yüzündeki her kırışıklığın bir anıyı hatırlattığını düşünüyorum, yaşlı bir çınarın gölgesinde kim dinlenmek istemez ki....

Haberin Devamı

En çok canlandırmak istediğiniz rol hangisi?

Canlandırmak istediğim rol deyince aklıma o kadar çok karakter geliyor ki ama Jeanne D’arcı canlandırmak isterdim. Bir de Notre Damme müzikalinde Esmeraldayı canlandırmayı gerçekten isterdim.

Beraber kamera karşısına geçmek istediğiniz aktör kim?

Leonardo Di Caprıo.