Beatles şarkıları roman olursa
Oyuncu Bâlâ Atabek, Beatles müziklerinin verdiği ilhamla ikinci kitabı ‘İşte Güneş Geliyor’u çıkardı. Atabek, modern dünyanın ilişkilerine ters açıdan bakıyor. Kitap, satırlarında ise müzik dinlemeye de davet ediyor. Oyuncu-yazar ile kitabın efsunlu dünyasının kapısını araladık
Kafanda kitabın hikayesini tasarlama sürecin nasıl oldu?
Üç buçuk-dört ay gibi bir sürede kitabı yazdım. İlk kitabım çıktıktan sonra hemen yeni kitabı düşünmeye başlamıştım. Bir sabah uyandığımda kafamda kitabın ilk bölümünü yazmıştım. Ardından su gibi akmaya başladı. Ön hazırlığı olmadan, aniden doğdu. Yazdıkça kendimi durduramıyordum. Kitabı farklı yerlerde yazmak da beni besledi. Kitabın çoğunu arkadaşımın seramik atölyesinde yazdım. Çünkü onu çalışırken izlemek ilham kaynağıydı. Yazdıkça ve geri dönüp yazdığım yazıları okudukça bölümlere adını veren Beatles şarkılarına karar verdim.
Beatles’ın hangi dönemleri bu kitapta var?
Belli bir dönem üzerine odaklanmadım. Neredeyse bütün dönemleri var. Tek bir albüme yoğunlaşmak değil de onların diskografisinden bir şeyler toplamak karakterlerin ruh değişimi açısından iyi oldu.
YALNIZLIKTAN ÇOK YORULUYORUZ
Kitap modern kadın ve erkek ilişkilerini anlatıyor. Sokakta birçok kişinin hayatından birer parça varmış gibi... Sana ilham veren şeyler nelerdi?
Yazın bir aşk filmi çektik. Her Şey Aşktan filmi ile aşka olan bakışım ve odağım da enteresan bir şekilde değişim gösterdi. Etrafımdaki aşk hikayelerini daha çok dinlemeye başladım. Yazın aşıkların mevsimi denilir. Geçen yaz karşılaştığım şey ise yalnız, aşktan korkan ve kaçan insanların olduğuydu. İlişkisi uzun zaman önce bitmiş, yalnızlığı tercih etmiş insanlarla tanıştım. Biraz da onlar bu kitabın çıkmasına neden oldu. Yalnızlıktan yoruluyoruz ve sıkılıyoruz biraz da bu kısmı sorguladım. İnsanlar inanılmaz derecede sevilmek istiyor, ama aşık olma ihtimali olunca da kendilerini hazır hissetmiyor. Modern dünyada aşk, insanlar için özgürlüğün kısıtlandığı bir noktaya gelmiş gibi. Tamamen teslimiyetten korkma hali var. İnsanlar o kadar bireysel yaşıyorlar ki kimseyi içeriye davet etmiyorlar.
Bir bakıma bu kitap da aşkın evrelerini gösteriyor...
Modern erkek sendromunu bu kez kadına biçtim. Vur-kaçı yapan bu sefer kadın; Leyla. Modern ilişkiler, tersine dönmüş durumda. Erkek-kadın figürü yer değiştirdi. Eskiden olan o romantizim, başka bir şeye doğru evrildi.
KARAKTERİ EĞLENEREK AYAĞA KALDIRDIK
Bu kitabın okuyucuya ne hissettirmesi sana iyi gelir?
Kalp kırıklığının ölümcül olmadığını hissetmelerini istiyorum. Biri terk edip gittiğinde, bu seni üzüntülerinle baş başa bırakmış anlamına gelmiyor. Yeni bir başlangıç sayılıyor bu. Kitabı alanların korkmamalarını, ayrılıkla karşılaştıklarında dünyanın sonuymuş gibi hissetmemelerini istiyorum. İyi hissedip, Beatles dinlemelerini öneririm.
Kapaktaki güneş doğumu metaforu da buradan mı geliyor?
Beatles’ın Here Comes The Sun şarkısından geliyor. Ferit karakterinin babasının en sevdiği şarkı... Çünkü Ferit babasını kaybediyor.
O şarkıyı dinlemek babayı anmak gibi bir şey. Kapağı da Marscha Franco yaptı. Onunla birlikte konuşarak çıkardık.
Çifte Saadet dizisinde de rol alıyorsun. Nasıl bir ekiple çalışıyorsun dizide?
Bu kitabı yazabilmek için yazın gelen birkaç işi geri çevirdim. Çünkü zamana ihtiyacım vardı. “Doğru iş seni bulur” cümlesi doğruymuş. Kitap bittikten bir ay sonra bu iş bana geldi. Bir oyuncuyu en mutlu eden şey yakın ve sevdiği arkadaşları ile aynı sette olması. Şebnem Bozoklu ve Dolunay Soysert ile çalıştığım için çok seviniyorum. İkisi de çok sevdiğim arkadaşlarım. Bu işi kabul etmemin en büyük nedeni onlar. Karakteri eğlenerek ayağa kaldırdık. Sıcak bir aile komedisinde buluştuk. İki kadın, bir adam ve çetrefilli de bir konu. Her bölüm ne olacak diye heyecanlanıyoruz.
NİNNİ YERİNE BEATLES DİNLETTİLER
Kitabın kırılma noktası ilk satın aldıkları albümleri birbirine sormaları. Peki, senin neydi?
The Doors ve Nirvana... Tabii ki Beatles’lar hayatımda etkiliydi. Çünkü anneannemin ve annemin en sevdiği şarkılardan biri Hey Jude’du. Bana ninni ya da çocuk şarkısı yerine ilk öğretilen şarkı Hey Jude’du. O yüzden önemi bambaşka.
Kulağına müziği takar takmaz bir hayal dünyasının içinde mi buluyorsun kendini?
Uzun yürüyüşleri seviyorum. İnsanları izlerken dikkat ettiğim gerçekten kendilerine ufak klipler çektikleri. Bu illa ki bir kanun gibi bir şey. Mekanları ve anları ferahlatan şeyin müzik olduğunu düşünüyorum. O yüzden görsel zekamızı ve bizi rahatlatan şey de müzik.
Müzik de yapıyorsun aynı zamanda...
İyi bir müzisyen olduğumu söyleyemem ama iyi bir müzik dinleyicisiyim.
