Asi ruh Burak Tozkoparan

Müzik oldukça önemli hayatınızda, neydi lisedeki müzik grubunuzun adı?

Bir değil birkaç gruba dahildim aslında. Fakat en uzun süren ve birlikte en çok sahne aldığımız grubun adı Kara Patlıcan’dı (gülüyor). Red Hot Chili Peppers’ın büyük hayranıyız hepimiz, hala da öyle, Türkiye’ye geldiklerinde gidip en önden izledik konseri. Beş kişilik bir gruptuk sürekli o çizgide bir şeyler dinliyorduk, cover’larını yapıyorduk.

Hala bir araya gelip, üretiyor musunuz peki?

Hala görüşüyoruz, fakat bu yoğun koşuşturmaca içinde tekrar müzik yapmaya vakit bulamıyoruz şu aralar ne yazık ki.

Davulcusunuz, bu senenin hit filmi Whiplash’i izlemişsinizdir diye tahmin ediyorum. Teknik olarak nasıl buldunuz?

Kesinlikle davul çalışmış biri olduğunu anlıyordum, ama bazı senkron sorunları olduğunu söyleyebilirim. Ama şahsen hiçbir zaman ellerimi buzlu sulara sokmam gerekmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Evet oldukça dramatikti o sahneler. Belki de caz çaldığı içindir.

Evet olabilir, ama bana kalsa, okuldan onun yerine ben atılmış olsam, direkt olarak rock yapmaya başlardım, ne uğraşıyor cazla, mazla hala (gülüyor)!

Müziğe olan bu ilgi ne zaman başladı peki sizde?

Babamdan sanıyorum. Biz aslen Rize’liyiz, hatta muhafazakar bir aileden geldiğimi söyleyebilirim. Fakat babamın bu konularda daha geniş bir bakış açısı varmış. Askerde ondan Ferdi Tayfur çalmasını isterlermiş o Stevie Wonder çalarmış. Biraz da asi yani. Phil Collins filan dinleterek büyüttü beni, hep yabancı müzikler çaldı yani evde.

DAHA İYİ OYNAMALIYIM

Sinemaya şimdilik biraz mesafeli yaklaştığınızdan bahsetmişsiniz, neden?

Ben bu dünyanın içinde yalnızca beş aydır bulunuyorum. Erkan Petekkaya, Nurgül Yeşilçay gibi çok büyük şanslarım var neyse ki ve set benim için bir okul gibi adeta. Buraya girerken de gördünüz (röportajı yaptığımız restorana adım attığımız an, iki 12 yaşlarında erkek çocuğu ‘Burak ağabey seninle fotoğraf çektirebilir miyiz’ diyerek yanımıza geldiler) insanların ilgisi muhteşem. Yani bu kadar kısa bir süre içinde kendimi hızla geliştirmek zorunda kaldım. İlk zamanlar kendimi izleyemiyordum ekranda mesela, artık izleyebiliyorum, hatalarımı görüp daha iyi oynamayı öğreniyorum.

Peki oyunculuğa geçiş tam olarak nasıl oldu?

2011 yılında Vodafone Free Zone yarışmasında ben enstrüman birincisi oldum, o yıl yarışmaya Okan Üniversitesi sponsordu ve yüzde yüz burs veriyordu.

İyi hisseden iyi görünür

Bir kıyafetin içinde kendimi rahat hissetmiyorsam, başkalarının onayını gerçekçi bulmam. İnsan iyi hissediyorsa iyi görünür.

Kendimi şartlandırıp hayal kurmuyorum

Kimle aynı filmde oynamak isterdiniz? Brad Pitt! Hollywood hayaliniz var mı?

Yok. Hayal kurmuyorum, istiyorum sadece bazı şeyleri, ama kendimi şartlandırıp, büyüsünü kaçırmak istemiyorum.

Motorsiklet sevdası ne zaman başladı?

Benim tarzımın da motor sevdamın da kaynağı hep Adam Levine. Maroon 5’ın solisti, hem müzisyen hem oyuncu. Anneme ve babama araba alsınlar diye çok yalvardım. Almadılar. Babama inat olsun diye “Sen araba almıyorsan, ben motor alıyorum,” dedim ve Harley Davidson aldım. Sonra da sattım, daha oyunculuk da başlamamıştı hayatımda ve paraya ihtiyacım vardı (gülüyor)!

Esmer kadınları beğenirim

Kafana koyduğunuzu yapıyorsunuz demek böyle her zaman?

Evet. Oyunculuk için de aynı, kendime iki yıl tanımıştım, iki yıl içinde iyi bir yere gelemiyorsam bırakırım diyordum. Neyse ki birinci yılın sonunda bu işi devam ettireceğimi garantiledim.

Nasıl kadınları beğeniyorsunuz?

Esmer ve kumral kadınları beğeniyorum. Fiziksel özelliklere önem vermiyorum diyemem. İnce bir siluet etkiler beni...