Gazete Vatan Logo

Küçük çapraz sorguda

Ergenekon Savcısı Öz'e şok suçlama

Tarihi davanın en önemli isimlerinden Veli Küçük ilk kez konuştu: Ergenekon’a değil avcı kulübüne üyeyim

Devletin komplo kuracağını hiç düşünmediğini söyleyen emekli general, “Terörle mücadele etmek suçsa suçluyum” dedi

Ergenekon davasının 26. duruşmasında, merakla beklenen sanık Jandarma emekli Tuğgeneral Veli Küçük savunma yaptı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından savunmasını yapacağı kürsüye çağrılan Veli Küçük’e yasal hakları hatırlatıldı.

Ergenekon’un kurcu liderlerinden biri olmakla suçlanan Küçük, “uzun zamandan beri planlı bir şekilde üzerine gelindiğini ve bu planın icra safhasına konulması sonucu gözaltına alındığını” söyledi. Küçük 6 saatlik ifadesinde hakkındaki tüm iddiaları reddetti:

PKK’LI GİBİ ARANDIM: Hayatım boyunca hiç hata yapmadım, yasaların dışına çıkmadım. ’Veli Küçük korktu’ dememeleri için hastalığımı sakladım. Ancak devletin komplo kuracağını hiç düşünmemiştim. Cezaevi firarisi ya da PKK’lı militanlar aranıyormuş gibi evinin kuşatıldı. Bu görüntülerle, polisin darbe yaptığı düşünülebilir.

TSK HEDEF ALINIYOR: Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı hedefleyen bilinçli, sinsi ve sürekli bir şekilde oluşturulan Veli Küçük imajı üzerine kurulan, uydurma ve hayali senaryolarla sanık olarak mahkeme huzuruna getirildim. Bu hazin, hazin olduğu kadar da gülünç oyunda başta TSK olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’ni ayakta tutan kurumlar hedef alınmaktadır.

ÜZGÜN VE GURURLU: Bu davada bulunmaktan dolayı hem memnun, hem üzgün, hem de gururluyum. Memnunum çünkü Türklüğe ve Cumhuriyete kasteden zihniyetin hangi koşullarda ve nasıl topluma egemen olmaya çalışacağını, Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı insanlarımızı, ’Türküm, vatanımı milletimi bağrağımı seviyorum’demekten korkar hale getirmek için, nasıl Allah korkusu olmadan acımasız ve vicdansız senaryolar sergileyeceklerini anlayacaklar ve ders çıkaracaklardır. Üzgünüm çünkü bu hazin bu gülünç oyunda başta TSK olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’ni ayakta tutan kurumlar hedef alınmaktadır. Gururluyum çünkü askerliğe girdiğim anda ettiğim yemine uygun olarak milletime, Cumhuriyetime sadık kaldım.

ÖRGÜTÜM YOK: Avcılar ve Atıcılar Derneği dışında hiçbir örgüte üye değilim.

Rejimle hesaplaşma

“Türkİye’de terörle mücadele adına yasaların verdiği yetki çerçevesinde savaşmak suç ise, uluslararası aktörlerin sözde Ermeni soykırımı safsatasına ilave olarak sözde Pontus soykırımı safsatasını ve Karadeniz’deki Pontusçuluk faaliyetlerini deşifre etmek anlamında bir fail aranıyorsa suçluyum. Rejimin koruyucu unsurlarını hedef alanlar büyük bir hesaplaşma içerisindedir. Bu hesaplaşmanın altında, başta Şeyh Sait isyanı olmak üzere, Cumhuriyet tarihindeki irticai kalkışmaların, bölücü teröre karşı yasal zeminde verilen mücadelelerin ve irticai, yıkıcı-bölücü çevrelerin maskelerinin sürekli olarak düşürülmesinin hıncı, hırsı ve intikam duygusu yatmaktadır.”

Peker ile Hoştan mafya değil

Samİ Hoştan ile 1983-1984 gibi Edirne’de muvazzaf subay olarak görev yaparken iş adamı arkadaşım Mustafa Bilgin sayesinde tanıştım. Bayramlarda kutlama amaçlı bir iki telefon görüşmesinde bulunduk. Tutukevinde yakından tanıma fırsatı edindim. Tanıdığıma pişman değilim. Sedat Peker’in babası Ahmet Peker ise benim arkadaşımdır. Sedat’ı çocukluğundan bilirim. Bayramlarda beni arardı. Son 5 senedir görüşmüyoruz. Benim bu şahıslarla iddia edildiği gibi ’yoğunlukla’ bir faaliyetim olmamıştır. Bu kişiler çete lideri değil. Ali Yasak ile 2004-2005 gibi İstinye’deki üyesi olduğum Avcılar ve Atıcılar Klubünde ve Yeditepe Üniversitesi’nde bir kez karşılaştık. Kendisini tanımıyorum.

Çatlı’nın cesedini kaçırmak istemedim

Veli Küçük ifadesinde Susurluk çetesirnin merkezinde olduğu iddiasını şöyle yanıtladı: Sami Hoştan beni telefonla aradı, kaza hakkında bana bilgi verdi. Sedat Bucak ve Hüseyin Kocadağ’ı tanırım. Balıkesir Emniyet Müdürü’ne ölen erkeğin Abdullah Çatlı olabileceğini söyledim. Abdullah Çatlı’nın ismi daha önce yaptığı illegal faaliyetler nedeniyle basından biliniyordu. İddiaya göre ben Çatlı’nın cenazesini kaçıracakmışım. 35 yıl kolluk kuvveti görevinde bulunmuş bir asker olarak böyle durumlarda cesetlerin iade edilemeyeceğini en iyi ben bilirim.

‘JİTEM diye bir örgüt hiçbir zaman var olmamıştır!’

Veli Küçük hakkındaki suçlamalara yanıt verirken JİTEM’in hiçbir zaman olmadığını savundu. Savcı Öz’ü öç almakla suçlayan Küçük, Tuncay Güney’le kendisini eski bir albayın tanıştırdığını söyledi

Velİ Küçük ifadesinde hakkındaki iddiaları da tek tek yanıtladı:

TSK lojmanlarından neden çıkarıldı: Emekli olduktan sonra devlet bana korumalı lojman tahsis etti. Sürem dolunca diğer emekli silah arkadaşlarımla lojmandan çıktık. 44 yıl TSK’da görev yapıp, her görevinde takdir alan bir generalin lojmanlardan çıkarıldığı iddiası söz konusu değildir. Gayriresmi çıkarılmadım.

Halk içerisinde ayrımcılık iddiası: Güneydoğu’da görev yaptığım sürece eşim ve ben köy köy gezip vatandaşlarımıza Doğu sorununun bir Kürt meselesi değil, aslen Ermeni meselesinden kaynaklandığını anlattım. Bu yönde bazı yazıları vatandaşlara dağıttım. Bu ayrımcılık olarak adlandırılamaz.

Ergenekon’un ‘sivil’ dernekleri: Hakkımda iddia edilen bu suça ilişkin olarak hangi dernek ve platformları oluşturmuşum isimlerini söyleyin. Benim örgütsel anlamda hiçbir plan ve faaliyetim olmamıştır.

Alternatif ordu kurma iddiası: Bu niyette olsaydım emekli olmadan önce yapardım. Benim güvenlik şirketim üzerinden ordu kurmaya çalıştığım iddia ediliyor. Türkiye’de benim şirketim gibi yüzlerce güvenlik şirketi var. İddiaya göre ben 10 bin adet kalpak yapılması için bir şirkete sipariş vermişim. Parası fazla olduğu için Türkiye’de verdiğim bu siparişten vazgeçip işi Azerbaycan’a yönlendirmişim. Hesapta kalpakları dağıtıp, emekli paşamız Hurşit Tolon’u da başına koyacakmışım. 10 bin kalpaklı askerle birlikte Meclis’e girecekmişim. Meclis’teki askerler bana yol verecekmiş, bu arada Meclis’te asker yok ve darbe yapacakmışım. (Danıştay saldırısı davası hükümlüsü) Osman Yıldırım benim bir yağ fabrikasına el koyduğumu bu fabrikadan 50 milyon dolar para aldığımı, bu paranın bir kısmıyla bu kalpakları yaptıracağımı iddia ediyor. Aynı zamanda ’gizli tanık 17’de olan Osman Yıldırım’ın bu iddiasının ne kadar gayri ciddi olduğunu anlatmaya bilmem gerek var mı?

Ergenekon’un yurt dışı yapılanması: Yurtdışına çıkış nedenlerimi ve nerelere gittiğimi anlattım. İddia edildiği gibi sanıklar Avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortadoks Kilisesi Başın Sözcüsü Sevgi Erenerol, İÜ eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever ile yurtdışında hiç beraber olmadım aynı alanda bulunmadım.

JİTEM’in kurucusu mu?: Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı olarak görev yaptım. Görev yaptığım yer itibariyle bir çok istihbarat faaliyetinde bulundum. Ancak emekli olduktan sonra hiçbir istihbarat faaliyeti yapmadım. Ayrıca JİTEM’in kurucusu olduğum iddia edilmektedir. Jandarmada JİTEM diye bir örgüt yoktur, hiçbir zaman olmamıştır. Görevli olduğum süre boyunca da hiçbir illegal istihbarat faaliyetinde bulunmadım.

Tuncay Güney’in iddiaları: Hakkımdaki en büyük suçlamalar Tuncay Güney isimli şahsın 2001 yılında İstanbul Emniyeti’nde verdiği ifadelerden kaynaklanıyor. Adına mülakat denilen ne olduğu belirsiz ifadelere ’Tuncay Güney’in samimi itirafları’ deniyor. Tuncay Güney ilk kez yaşça benden büyük bir albayla bana geldi. Bana ’Turgut Büyükdağ ve Ümit Oğuztan ile birlikte dergi çıkartacağız’dedi. Giresun’da görev yaptığım sırada ara sıra gelir ve bana istihbarat bilgileri verirdi. Ancak verdiği bilgiler derin ve nitelikli değildi. Tuncay Güney emniyetteki ifadesinde ’Veli Küçük’ün silahlı birliğini hiç duymadım hiç rastlamadım, Küçük Paşa’nın kurduğu örgüt yok’ demesine rağmen, sorgucu ’JİTEM var ya’ diyor.

Danıştay saldırısı: Danıştay saldırısından sonra bir yetkili “sürprizlere hazır olun” şeklinde beyanat verdi. Daha sonra da Muzaffer Tekin ile çekilen fotoğraf servis edildi. Bu fotoğraf sürpriz için bekletildi. Tekin’in intihar edeceğini düşünmedim. Birinin öldürtmek için uğraştığını düşündüm. Ölmüş olsaydı sürpriz ortaya çıkacaktı. Sonradan öğrendiğim kadarıyla Muzaffer Tekin onurlu ve gururlu olduğu için intihara teşebbüs etmişti. Sonra sürprizin ikinci kısmı sahneye konuldu. İsveç’teki toplantıda çekilen fotoğrafta Alparslan Arslan’ın da yer aldığı ileri sürüldü. Bu fotoğraf günlerce basında yayımlandı, bu gencin Azeri olduğu ortaya çıkıncaya kadar. Yargısız infaz yaptılar. Olayların azmettiricisi olarak beni ve Tekin’i gösterdiler. İddianame bitme aşamasındaydı ve fotoğrafı koyamadılar ancak, beni koymak zorunda kaldılar. İddia makamı mecbur kalmış olabilir. Benim ne Alparslan Arslan ile ne de diğer sanıklarla ilişkim var. Kesinlikle reddediyorum.

Çapraz sorguda gerinlik

Veli Küçük’ün çapraz sorgusu sırasında ise gergin anlar yaşandı. Savcının soruları karşısında bir ara sinirlenen şekeri yükselen Küçük’e avukat kızı tarafından ilaç verildi. Küçük sanıklardan davanın müdahil avukatlarından Özkan Yücel’in tüm sorularına ise bağırarak ” Cevap vermiyorum “ diye karşılık verdi.

Yarın 9:30’da başlayacak 27. duruşmada çapraz sorguya devam edilecek.

Haberin Devamı