Gazete Vatan Logo

Kim vurduya gitti!

Hapis cezasını “Öldürücü yaraları hangi polisin vurduğunun belli olmadığı” gerekçesiyle bozdu.

Yargıtay, polisin feci dayağı ile öldürüldüğü adli tıp raporları ile tespit edilen emekli öğretmen Metin Yurtsever’le ilgili davada sanık polislere verilen hapis cezasını “Öldürücü yaraları hangi polisin vurduğunun belli olmadığı” gerekçesiyle bozdu.

Polis, 20 Kasım 1998’de Öcalan’ın İtalya’da bulunduğu sırada Türkiye’ye iade edilmemesi için HADEP binasında yapılan açlık grevine son verilmesi amacıyla operasyon düzenledi. Aralarında emekli öğretmen Metin Yurtsever’in de olduğu çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Götürüldüğü Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nde fenalaşan Yurtsever yapılan ameliyata rağmen kurtarılamadı.

Adli Tıp raporunda, Yurtsever’in kalp hastası olduğu hatırlatılarak, gördüğü şiddetle hastalığın birleşmesi sonucu öldüğü belirtildi. Başlatılan soruşturmada tanık Ramazan Bilginer, Yurtsever’e karakolda tekme atıldığını gördüğünü anlattı. Yurtsever’le birlikte gözaltına alınanlardan bazıları da poliste kötü muamele gördüklerini anlattı. Bazı tanıklar da binadan çıkarılırken toplanan kişilerin linç girişimine maruz kaldıklarını anlattı. Savcılık bu deliller doğrultusunda 16 sanık hakkında dava açıldı.

Polis sınırı aştı

Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, dokuz sanığa “delil yetersizliğinden” beraat, 7 sanık polise ise 1 yıl 8’er ay hapis cezası verdi. Mahkeme, Yurtsever’in binadan çıkarılırken linç girişimine maruz kalanlar arasında olmadığının TRT görevlisi bilirkişilerin incelediği kamera görüntülerine göre sabit olduğunu, ölümün görevli 7 polisin açlık grevine müdahale sırasında aşırı şiddet uygulayarak Yurtsever’i döverek ölümüne neden oldukları sonucuna vardı. Mahkeme, Yurtsever’in karakolda da tekmelendiği yönündeki tanık ifadesini ise tanığın olaydan sonra DGM’de yargılandığı gibi ilginç bir gerekçeyle kabul etmedi. Kararda polislerin Yurtsever’in kendilerine saldırdığı ve karşılık verdikleri savunmasına ilişkin de, “Bina çevresinde ve içinde yeterli sayıda emniyet gücü tertibat almıştır. Eylemcilerin yanlarında küçük çocuklar da vardır. Eylemcilerin saldırıları direkt polisin nefsine saldırı olarak kabul edilemez” denildi.

‘Kasten adam öldürme’

Mahkeme bu nedenle polisleri “kasten adam öldürmük” suçundan mahkum etti. Ancak ölümün Yurtsever’in kalp hastalığı ile polislerin dayağının birleşmesi sonucu olduğu dikkate alınarak ceza 6 yıla düşürüldü. Bu ceza da suçun polisin yasal yetkisini aşarak işlendiği ve iyi halli oldukları gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapse düşürüldü. Bu kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi 20 Aralık 2006’da “hakim duruşma tutanağını imzalamadı” diye usulden bozdu. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Temmuz 2007’de aldığı kararla sanık polis memurları Ş.Ö.E, Ş.K, İ.T, S.T, B.O.T, B.Ş. ve T.Ç’yi görevlerini yaparken kendilerine direnen Metin Yurtsever’i “kastı aşan adam öldürme” suçundan mahkum etti. Suç tipinin değişmesi nedeniyle sanıklara verilen ceza da bu kez 5 yıl 6 ay 20’şer güne yükseltildi.

‘Hangisi yaptı belli değil’

Yargıtay ikinci temyiz incelemesinde, 11 Şubat 2009’da 7 polis memurunun mahkumiyetlerini “maktulde meydana getirilen ve ölüme neden olan yaraların hangi sanık ya da sanıklarca meydana getirildiğini gösterir kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı, sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkum edildikleri” gerekçesiyle bozdu. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Temmuz 2010’da 7 polise 5’er yıl 6’şar ay 20’şer gün hapis cezası kararında direndi. Direnme kararında “Sanık polisler gerek sayı gerekse de donanım olarak eylemcileri bu denli sert bir uygulama ile etkisiz hale getirme zorunda değillerdir. Vefat edenin vücudunun muhtelif yerlerinde ve hayati bölgelerinde adli raporlar ve otopsi tutanakları ile fotoğraflardan anlaşılacağı üzere çok sayıda darp izi vardır” denildi.

Gözaltında ölüm davası önceki gün Ceza Genel Kurulu’nun önüne geldi. Kurul, mahkemenin sanık polislere cezada direnme kararını bozdu. Böylece polislere beraat kararı verilmesi kesinleşti.

Haberin Devamı