Kendi Mot’unu yarat
Genç girişimci ve tasarımcı Can Öker’in reatif ve yenilikçi yaklaşım ile tasarladığı MOT Atelier’in yeni koleksiyonu Silver Line ortaya çıktı. Aksesuar tutkunları, “Kendi MOT’unu yarat” mottosuyla iki ucu vidalı olarak tasarlanan bilekliklere istedikleri dizaynı yaratabiliyor. Öker ile markasını konuştuk.
Aslında aileniz inşaat sektöründe yer alırken siz tam tersi bir meslek seçmişsiniz.
Yaratmayı, güzel şeyler sunmayı çok seviyorum. MOT Atelier’i de benim gibi yaratmayı seven, Toprak Yazır ile hayata geçirdik. Toprak çok iyi bir tasarımcı. Mükemmeliyetçi kişiliği ile koleksiyonları yaratıyor.
MOT markası nasıl doğdu?
Toprak’la beraber sadece eğlence olsun diye başladık, tepkiler pozitif olunca markalaşma sürecini başlattık. Marka ismimizin tatlı, aynı zamanda flörtöz olmasını istedik. MOT eski İrlanda’da sevgilerin birbirlerine söylediği “tatlım, balım” gibi bir sevgi sözcüğü.
Tasarımlarınızın ilham kaynağı nedir?
İlk koleksiyonumuz Titanlar; Titan Tanrılarından esinlenerek ortaya çıktı. Bu koleksiyon tamamen titanyumdan oluşuyor ve toplamda 12 renk var. Her bir renk bir titan tanrısını simgeliyor. Siyah renk “Kronos” gücün, savaşın, azmin Tanrısını temsil ediyor. Kutularımızın içerisinden kartlar çıkıyor, renklerin hangi Titan’ı simgelediği izah ediliyor.
Mika-Der’e biz de el uzattık
Yeni koleksiyonunuz Primitif de oldukça dikkat çekici. Doğal ve yalın olma duygusunu işliyorsunuz. Primitif’te esin kaynağınız ne oldu?
Primitif koleksiyonumuzda insanların günümüz hayatında unuttuğu yalın, doğal, en sade biçimi ortaya koymak istedik. Bu metropol yaşamında içimizde olan doğal duygularımızı zamanın telaşından unutuyoruz. İç güdüleri, ön sezgileri olan çok mükemmel varlıklarız ama robotlaştık. Bu temada doğallığı, içimizdeki yalınlığı ama aynı zamanda yüceliği hatırlatmak istiyoruz.
Ürünleriniz için satış kanallarınız neler?
Ürün kanalımız şu anda sadece online’da çünkü dijital çağdayız. Ama birçok mağazadan koleksiyonlarımızın satışı konusunda teklif alıyoruz ve şu sıralar bu teklifleri değerlendiriyoruz. Viyana’da bir satış noktamız oluyor. Dubai’de bir firma ile görüşme aşamasındayız. Buna ek olarak sık sık Amerika’dan sipariş alıyoruz.
Minik Kalplerle El Ele Derneği (MİKA-DER) ile işbirliği içindesiniz. Neden MİKADER?
Mika-Der’in yardım severliğini gerçekten çok taktir ediyorum. Aynı zamanda çok iyi, gayet şeffaf bir dernek olduğunu biliyorum. Hem şahsımız, hem de markamız adına söylüyorum, yapılan işlerin bir parçası olmak istedik. Mika-Der’e özel iki ayrı bileklik ürettik, satışlarından gelecek tüm gelir Tekirdağ’da yapılacak olan “Mika-Der İçerde Spor Rehabilitasyon Merkezi”ne gidicek. Onun için sizleri ve bu röportajı okuyan herkesi de o bileklikleri almaya davet ediyorum.
