Gazete Vatan Logo

Karlov suikastı iddianamesi tamamlandı

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikastına ilişkin iddianame onaylanarak, mahkemeye gönderildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 28 şüpheli hakkında iddianame düzenledi. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, FETÖ firarileri Emre Uslu ve Şerif Ali Tekalan da şüpheliler arasında yer aldı. İddianameye göre, saldırı planı 2016 Ocak ayında ABD’de hazırlandı ve suikastın FETÖ ve arkasındaki istihbarat örgütlerince gerçekleştirildiği bilgisine yer verildi. Suikastın amacının Türk-Rus ilişkilerini germek ve iki ülkeyi savaş konumuna getirmek olduğu belirtildi

Karlov suikastı iddianamesi tamamlandı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un Ankara'da 19 Aralık 2016'da katıldığı bir sergide uğradığı suikast sonucu öldürülmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Önceden planlanan saldırının FETÖ/PDY üyesi Ankara Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Mevlüt Altıntaş tarafından yapıldığı, bunun için 6 ay öncesinden hazırlıklar yapıldığı, Altıntaş'ın bilinçli olarak başka örgütlerle ilişki kurarak hedef şaşırtıldığı ve nihayetinde saldırının Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkileri bozmak, Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığını, terör örgütlerinin Türkiye'nin en güvenlikli yeri olan Çankaya ilçesinde, canlı yayında bir büyükelçiyi öldürebildiği algısını yaratarak kaosun hedeflendiği anlatıldı.

BİR NUMARALI SÜPHELİ FETULLAH GÜLEN

600 sayfalık iddianamede, saldırı talimatının örgütün tepesinden geldiği belirtilerek bir numaralı şüphelinin örgüt lideri Fethullah Gülen olduğu belirtildi. İddianamede yer alan şüpheliler ve suçlamalar şöyle:Fetullah Gülen, Şerif Ali Tekalan, Emrullah Uslu, Hamza Sevinç, Temel Alsancak, Murat Tokay, Ahmet Kılınçarslan, Salih Yılmaz, Şahin Söğüt, Ramazan Yücel, Cengiz Özkan, Cemal Karaata, Hüseyin Kötüce, Vehbi Kürşad Akalın, Hayreddin Aydınbaş ve Mustafa Timur Özkan 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Terör amaçlı tasarlayarak kasten öldürme' ve saldırıda yaralanan 3 kişiyi 'terör amaçlı kasten öldürmeye teşebbüs etme".

Haberin Devamı

Sercan Başar, Kadir Şamlı, Oğuzhan Öztürk, Sefa Kurnaz, Hasan Tunç, Ufuk Gül, Doğukan Söylemez, Bilal Dereli, Kaan Bülbül, Abdulsamet Kekeç, Burak Yusmak ve Ayşe Söğüti 'silahlı terör örgütüne üye olma'.

İddianamede Karlov'un eşi Marina Mihaylovna Karlov ile saldırıda yaralanan Anıl Değer, Anastas Zimbirikaki ve Leyla Gündoğan şikayetçi sıfatıyla yer aldı.

ÖRGÜT BAĞLANTISINI GÖSTEREN ŞEMA DA İDDİANAMEDE

İddianamede ayrıca, saldırgan Altıntaş'ın keşif yaparken, otele girerken, suikast anında güvenlik kameralarından alınmış fotoğrafları ile suikastın hazırlık ve gerçekleşme aşamasındaki ilişkilerini gösteren fotoğraflı şemada yer aldı.

Haberin Devamı

Suikastın nasıl planladığının ayrıntılı şekilde anlatıldığı iddianamede, örgüte Carlov ile ilgili bilgilerin eski MİT çalışanı örgüt üyesi şüpheli Vehbi Kürşad Akalın'dan geldiği anlatıldı. Vehbi Kürşad Akalın, ifadesinde MİT İstihbarata Karşı Koyma (İKK) bölümünde Rusya masasında çalıştığını, FETÖ soruşturmaları kapsamında 2017'nin Haziran ayında ihraç edildiğini söyledi. Teşkilatta 3 yıl 4 ay çalıştığını ve bu süre içerisinde tamamen Rusya masasında görev yaptığını belirten Akalın, yaptığı iş ve çalıştığı bölüm nedeniyle Rusya Federasyonu'nun Türkiye'deki istihbari faaliyetleri ile ilgili birçok bilgiye ve bu ülkenin Türkiye'de bulunan temsilcilikleri ile de ilgili bilgilere sahip olduğunu ifade etti. Örgütte kendisi ile ilk etapta Yıldıray Pala isimli şahsın ilgilendiğini, daha sonra ise 'Yusuf' kod adlı soruşturmanın şüphelilerinden Hüseyin Kötüce'nin kendisiyle ilgilenmeye başladığını dile getiren Akalın, Kötüce'nin Rusya savaş uçağının düşürülmesinden sonra kendisiyle sık sık görüştüğünü anlattı.
BÜYÜKELÇİLİĞİN GÜVENLİĞİ HAKKINDA İSTİHBARİ ÇALIŞMA YAPILMIŞ
Kötüce'nin, görüşmelerde sürekli olarak Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği'nin güvenliğinin nasıl olduğunu ve ne şekilde sağlandığını sorduğunu aktaran Akalın, "Büyükelçi Andrey Karlov ile ilgili ve şahsın kişiliğiyle alakalı bilgiler verdim. Sadece Karlov ile alakalı değil, sorduğu diğer çalışanlarla ve güvenlikle alakalı bilgiler de verdim. Güvenlikle ilgili bir şirketin ana kapıda nöbet tuttuğunu, bazen olası eylemlere karşı polisin dışarıda, sokakta güvenlik sağladığını, Büyükelçilik binası içerisinde ise güvenlikten sorumlu personelin görev aldığını söyledim. Bu hususları Yusuf kod adlı kişiye sohbet ortamında bir araya geldiğimizde sözlü olarak verdim. Herhangi bir belge veya dijital materyal şeklinde vermedim. Yusuf kod adlı kişi, Karlov'un aracına koruma aracının eşlik edip etmediğini sordu. Ben, bu durumun değişkenlik gösterdiğini, Büyükelçilik ile alakalı protesto eylemlerinde koruma aracının eşlik edebildiğini, gösteri ve protesto eylemleri olmadığında ise normal prosedürün devam ettiğini, Büyükelçinin protesto olaylarında korumalarının olduğunu, onun haricinde Türkiye'de kendisini güvende hissetmesi nedeniyle koruma talep etmediğini söyledim" şeklinde ifade verdi.
BU BİLGİLER SAYESİNDE SUİKAST PLANLANDI
Verdiği bilgilerin ne yapıldığını, nerede kullanıldığını Kötüce'ye sorduğunu belirten Akalın, şunları söyledi: "Bu bilgilerin 'Abi'ler tarafından incelendiğini, diğer kaynaklardan elde edilen bilgilerin bir araya getirildiğini ve elde edilen bu bilgiler sayesinde yol haritası hazırlanıldığını söyledi. Ülke içerisinde makam sahibi konumunda olan 'Abi'lere bu yönde bilgiler verildiğini ve bu 'Abi'lerin çizilen rota dahilinde politika ürettiklerini ve bu yönde işlemler yaptıklarını belirtti. Ayrıca sadece kendisinden bilgi almadıklarını, teşkilat içerisinde bulunan ve örgüt mensubu olan diğer arkadaşlarından da bilgi aldıklarını söyledi."
KÖTÜCE MİT ÜYELERİNİN 'ABİ'LİĞİNİ YAPTIĞINI KABUL ETTİ
Şüpheli Hüseyin Kötüce, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nda (BTK) 2013 ile 2017 tarihleri arasında uzman yardımcısı olarak görev yaptığını belirterek, bu sürede MİT içerisindeki bazı örgüt üyelerinin 'Abi'liğini yaptığını ve kod isminin 'Yusuf' olduğunu kabul etti. Örgüt içerisindeki 'Abi'si 'Sadık' kod adlı soruşturmanın şüphelilerinden Cemal Karaata'nın kendisinden Rusya Büyükelçiliği ile ilgili bilgiler istediğini kaydeden Kötüce, bunun üzerine MİT'in İKK bölümünde Rusya Federasyonu biriminde çalışan 'Vedat' kod adlı şüpheli Vehbi Kürşad Akalın'dan buna ilişkin bilgiler aldığını, bu bilgileri laptopuna işlediğini ve Karaata'ya teslim ettiğini ifade etti. Kötüce, Karaata'nın istediği bilgiler arasında Andrey Karlov'un kimler tarafından korunduğu, koruma kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler ile genellikle Karlov ile alakalı bilgiler olduğunu anlatarak, bu bilgilerin kendisinden Rus uçağının düşürülmesi olayının ardından istendiğini söyledi.
BİLGİLER GÜLEN'E İLETİLDİ
Kötüce, söz konusu bilgilerin doğrudan doğruya en yukarıya (Fetullah Gülen) götürüldüğünü, Karaata'nın bir keresinde Amerika'ya giderek örgüt elebaşı Gülen'e bu hususları kendisinin arz ettiğini söylediğini kaydetti. Gülen'e bilgiler gitmeden herhangi bir karar verilebileceğini düşünmediğini anlatan Kötüce, silsile içerisinde bilgilerin gittiğini, bu şekildeki bir karar verildiğini düşündüğünü, örgüt içerisinde Gülen'in bilgisi ve izni dışında karar alınmasının söz konusu olmadığını ifade etti.
ALTINTAŞ'IN 'ABİ'Sİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Suikasti gerçekleştiren Mevlüt Mert Altıntaş'ın örgüt içerisindeki abisi olduğu belirtilen şüpheli Şahin Söğüt, Altıntaş ile doğrudan veya dolaylı herhangi bir irtibatının bulunmadığını, FETÖ üyesi olmadığını savundu. Söğüt, söz konusu suikasttan de haberinin olmadığını öne sürerken, iddianamede, Söğüt'ün FETÖ ile irtibatına yer verildi. Soruşturmanın şüphelilerinden Salih Yılmaz'ın, alınan ifadesinde, Ankara'ya gelen Mevlüt Mert Altıntaş'ı soruşturmanın şüphelilerinden Ramazan Yücel'in karşıladığını ve Altıntaş'ı Söğüt'e teslim ettiğini anlattığı kaydedildi. Söğüt'ün kod adının 'Ahmet' olduğunu belirten Yılmaz'ın, "Şahin Söğüt, derecelendirilmede de 5/5 olarak derecelendirilmiş, kendisini örgüte adamış bir kişiydi. Örgütün ifadesiyle dava adamı olan bir kişiydi" şeklinde beyanda bulunduğu aktarıldı. İddianamede, Söğüt'ün ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği, FETÖ çatı davası sanıklarından örgütün üst düzey yöneticileri Ali Çelik ve Ziya Demirel ile HTS kaydının bulunduğunun belirlendiği anlatıldı.
GÖZALTINA ALINIRKEN TELEFONUNU KIRMIŞ
İddianamede, gözaltına alınan Söğüt'ün, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü D Büro Amirliği içerisinde bulunduğu esnada masa üzerinde delil poşeti içerisinde bulunan üzerinden ele geçirilen hatsız şekildeki cep telefonunu bir anda alarak açık olan oda kapısından hızla koştuğu anlatıldı. Söğüt'ün, peşinden koşan polisleri engellemek için kağıt kıyma makinesini yıktığı, boş ekran dolabını devirdiği ve tuvalet kısmana girerek kapıyı kilitledikten sonra telefonu kırdığı belirtildi. Tuvalet kapısı kırılarak etkisiz hale getirilen Söğüt'ün, polislere, "Telefon içerisindeki hiçbir şeyi alamayacaksınız, hepinizin Allah belasını versin, zalimsiniz, mazlumları eziyorsunuz" dediği aktarıldı.
MAİLLERİ DE O SİLMİŞ
İddianamede, Altıntaş'ın suikastla ilgili talimatları mail üzerinden aldığı ve olaydan hemen sonra mail adresindeki mesajların silindiği belirtildi. Altıntaş'a talimatları ileten ve birebir ilişkiyi kurduğu anlatılan Söğüt'ün olaydan sonra Altıntaş'ın maillerini de sildiği belirtildi. Söğüt'ün, suikasttan 10 gün önce de Altıntaş'ın evinin yakınlarında baz kaydı tespit edildi. Altıntaş'ın bu görüşmenin ardından suikast hazırlığı yapmaya başladığı ve suikast talimatının da Söğüt tarafından getirildiği belirtildi.
FETÖ/PDY'nin tarihçesine değinilen iddianamede, Mevlüt Mert Altıntaş'ın doğumundan suikastı gerçekleştirdiği tarih olan 19 Aralık 2016'ya kadarki yaşamı detaylı anlatıldı. Soruşturma aşamasında Türkiye ve Rusya Federasyonu birimleri arasında istinabe kapsamında talep edilecek bilgi ile belgelere en hızlı erişimin sağlanmasının temin edildiği ve iş birliği yapıldığı vurgulanan iddianamede, Altıntaş'ın, FETÖ/PDY üyeleriyle polis okulunda tanıştığı belirtildi.
STANDART POLİS EĞİTİM DIŞINDA EĞİTİM ALMIŞ
Altıntaş'ın tüm davranışlarının ve ilişkilerinin ortaya çıkarıldığı belirtilen iddianamede, suikast için silah eğitimi görüp, görmediği konusunda alınan bilirkişi raporuna da yer verildi. Raporda, 'Şahsın profesyonel bir silah atış tekniği kullanmamasına rağmen standart polis eğitimi dışında seviyesi bilinmemekle birlikte silahlı bir eğitim aldığının, göreceli olarak tecrübesiz birisi için çok iyi seviyede silah kullandığının, daha önceden bu olayı gerçekleştirmeye yönelik özel bir hazırlık yaptığının veya bu anlamda silahlı eğitim desteği almış olabileceğinin belirtildiği' kaydedildi.
Savcılıkça Altıntaş'ın polis okulundaki atış dereceleri değerlendirilerek, 'Mevlüt Mert Altıntaş'ın atış karnelerinde bulunan atım ve isabet sayıları, almış olduğu puanlar, atış yaptığı mesafe, olay esnasında sayın Büyükelçiye atış yaptığı mesafenin yakın mesafe olması hususları da nazara alınarak Cumhuriyet Başsavcılığımızda terörist Mevlüt Mert Altıntaş'ın ayrıca bir silah atış eğitimi aldığı yönünde kanaat oluşmamıştır' sonucuna ulaşıldığı belirtildi.
SALDIRGAN KISIR MIYDI?
İddianamede; Mevlüt Mert Altıntaş'ın hastane kayıtları, sağlık durumu ile ilgili bilgiler ve gördüğü tedavilerin detayları da yer aldı. Altıntaş'ın 15 Eylül 2014 tarihinde Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gördüğü, burada üroloji polikliniğinde test yaptırdığı, kendisine cinsel perhiz süresinin verildiğinin belirlendiği, bunun üzerine üroloji polikliniğinde yapılan test sonucu elde edilen sperm değerlerinin kısırlık değerleri içerisinde olup olmadığı, tedavisinin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmamış ise bu değerlerin hangi ön tanıyı gösterebileceği konularında bilirkişi raporu istenildiği iddianamede yer aldı.
İddianamede yer verilen bilirkişi değerlendirmesi şöyle:
'Altıntaş'a ait test sonuçlarının bu değerlerle düşük konsantrasyonda test sonuçları olarak yorumlandığının, spermogramın bu haliyle WHO (Dünya Sağlık Örgütü) 2010 yılı kriterlerine göre hastada oligoastenoteratozoospermi (sayıca yetersiz, hareketi az ve normal morfolojili spermi bulunmayan) vardır denilebileceğinin, hastanın bu test sonucunu almaya ve hekimden sonuçla ilgili bilgi almaya ve tekrar muayeneye gelmemiş olduğunun, bu sebeple hekimce HBYS sistemine kaydedilmiş tanının ancak bir ön tanı olabileceğinin, bu testin tek başına infertilite (kısırlık) tanısı koydurmaya yetmeyeceğinin, bunun bir ön tanı olduğunun, hastanın aynı testi 3 hafta sonra uygun şartlarda tekrar vermesinin ve ilk testle birlikte değerlendirilmesinin gerektiğinin, WHO tarafından interfilite tanısının 12 ay ve daha uzun süreyle düzenli korunmasız cinsel ilişki sonrasında gebelik elde etmedeki yetersizlikle tanımlanan üreme sistemi hastalığı olarak tanımlanmakta olduğunun, hastanın hastaneye tek başına cinsel partneri yada eşi olmadan başvurmuş olması nedeniyle ve tek tetkik olan spermiogram sebepleriyle hastaya kesin bir tanı olan interfilite teşhisinin konulamayacağının ve bir adet sperm testinin bu haliyle kişinin doğal yollardan çocuk yapma yeteneğini kaybettiğini de göstermeyeceğinin belirtildiği tespit edilmiştir.'
Öte yandan iddianamede, Mevlüt Mert Altıntaş'ın Andrey Karlov'a düzenlediği suikast anı ile polisin Altıntaş'ı silahla vurarak öldürme anının güvenlik kameralarından alınan fotoğrafları da yer aldı.

Haberin Devamı