Gazete Vatan Logo
Magazin İzleyiciyi eski ramazanlara götürüyoruz!

İzleyiciyi eski ramazanlara götürüyoruz!

İzleyiciyi eski ramazanlara götürüyoruz!

TRT 1’in sevilen dizisi “Zeyrek ile Çeyrek” vesilesiyle genç oyuncu Ayşen Batıgün ile keyifli bir söyleşi yaptık. Batıgün “Küçükken ramazan zamanları pide kuyruğuna girmek beklemek ve insanlarla sohbet etmek bana keyif verirdi.” diyor.

Röportaj: Olcay Ünal Sert

olcayunalsert@gmail.com

Oyunculuğa nasıl başladınız? Küçüklükten daha oyuncu olacağım diyor muydunuz?

Oyunculuk aşkıyla yanan herkes gibi çocukken başladı bende de bu sevda. Daha o yaşlarda tüm mahalleyi toplayıp biletli tiyatro oyunları hazırlardım. Liseden sonra konservatuvar sınavlarına girdim ve Müjdat Gezen Konservatuarının sınavlarını kazandım. Tümay Özokur ile tanışınca kariyer planlamamı emin ellere bıraktığımı gördüm.

- Zeyrek ile Çeyrek’te nasıl bir rolü canlandırıyorsunuz?

Evin en büyük kızıyım. Ama oldukça saf ve paranoyak bir karakter. Kocasını başka kadınlara kaptırmak düşüncesi onun en büyük korkusu. Zeyrek’e delice aşık. Kim ne derse inanıyor ve kafasında kurmaya başlıyor. Kısacası Elanur sağlığı ve iyi niyeti yüzünden oldukça anlaşılan bir tip.

Haberin Devamı

- İsmail Hacıoğlu ile aynı seti paylaşmak nasıl bir duygu?

Oldukça keyifli birisi. Beraber sahne çekmek çok keyifli. Set aralarında esprileri ile beni çok güldürüyor. Setimizin yoğunluğundan dolayı çoğu zaman beraberiz. Benim için artık aileden biri gibi oldu.

- Güçlü bir kadro var, ramazana özel bir dizi. Günlük dizide rol almak nasıl bir duygu?

Daha önce hiç günlük dizide yer almamıştım. Benim için harika bir deneyim oluyor. Oldukça yoğun çalışıyoruz. Haftalık diziden daha yorucu, çünkü her bölümden çekiyoruz. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan.

- Çekimler sırasında zorlandığınız sahneler oldu mu?

Elanur karakterine kafamda önceden hazırlandığım için hiç zorlanmıyorum. Sahneye girmeden kafamda olayın, sahnelerin fotoğraflarını çekiyorum. Karakteri sevip, içselleştirebildikten sonra da geriye sadece keyifle oynamak kalıyor.

- Dizinin konusu kısaca neyi anlatıyor?

“Ah o eski Ramazanlar nerde kaldı!” diyor herkes. Bizler de izleyiciyi işte o eski Ramazanlara götürüyoruz. Eski Ramazanlarının her daim özlenen ve hasretle anılan ruhunu anlatıyor.

Haberin Devamı

YERLİ DİZİLERİ HALKIN NABZINI YAKALIYOR

- On bir ayın Sultan’ı Ramazan sizde nasıl duygular çağrıştırıyor? Bu konuda ilginç anılarınız varsa bizimle paylaşır mısınız?

Huzur dolu bir ay. Ramazan ruhunu çok seviyorum. Küçükken Ramazan zamanları pide kuyruğuna girmek beklemek ve insanlarla muhabbet etmek bana çok keyif verirdi.

Eski Ramazanları ben de çok özlüyorum.

- Yerli diziler oldukça revaçta, bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Çok güzel hikayelerimiz var ve oldukça özenle çalışılıyor. Halkımız kendi toprağına, ruhuna yakın, nabzını yakalayan= kendi dilinden anlatılan hikayeleri izlemeyi tercih ediyor sanırım. Türk dizilerinin, yabancı dizilerden daha çok izleniyor olmasının en büyük sebebi bu bence.

ÇOCUK DRAMASI ÜZERİNE OKUL AÇMAK İSTİYORUM

- Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Oyunculuğun dışında üniversitede anaokulu öğretmenliği okudum. Oyunculuk benim vazgeçilmezim. Ama kesinlikle çocuk draması üzerine okul açmak istiyorum. Kısacası anaokulu öğretmeni olurdum. Bilgi ve deneyimi taze beyinlere ve yüreklere aktarabilmek çok güzel bir duygu.

Haberin Devamı

- Oyunculukta hedefleriniz neler?

Durmadan bıkmadan çalışmak ve kendimi oyunculuğun her alanında geliştirebilmek. Hatta ilerde kendi senaryolarımı yazıp, film çekmeyi çok istiyorum. Kamera arkasına, kamera önü deneyimini taşımanın çok farklı bir bakış açısı kazandıracağına inanıyorum.

- Formunuzu nasıl koruyorsunuz?

Abur cubur yemiyorum. Az porsiyon ile şık, keyifli yemeye özen gösteriyorum. Vaktim varsa uzun süre yürüyüşler yapıyorum sahilde. Bir oyuncu olarak her zaman formuma dikkat etmem gerektiğini biliyorum. Hem sağlıklı ve düzenli beslenmek hem de spor hayatımın vazgeçilmezi.

EL ATTIĞIM HER İŞTE BAŞARILIYIM
En çok nelerden korkarsanız, ya da hoşlanırsınız? Fobileriniz, takıntılıranız var mıdır?
En nefret ettiğim şey yalandır. Yalancı insanlardan ve egosu yüksek kişilerden hep uzak durmayı tercih ediyorum. Başarıya takıntım var. El attığım her işi mutlaka başarı ile tamamlamalıyım. Her şeyin en güzelini ve en iyisini yapmak isterim.
Ayşen Batıgün genelde nasıl biridir ve neleri yapmaktan hoşlanır? Kırmızı çizgileriniz, olmazsa olmazlarınız var mıdır?
Kim bana nasıl davranırsa karşılığını aynen alır. Daha çok yalnızlığı tercih ediyorum. Film izlemek, kitap okumak ve kendim ile baş başa kalmak benim en büyük terapimdir.
BEYAZPERDE SİHİRLİ BİR DÜNYAYA GEÇİŞ YAPMAK GİBİ
- Bugüne kadar çok sayıda dizi ve sinema filminde rol aldınız. Sizin için en özel olanları hangisi?
Oynadığım her proje benim için çok değerlidir öncelikle. Uzun süredir birbirinden oldukça farklı karakterleri canlandırdım ki bu da benim için büyük bir keyif. Tüm canlandırdığım karakterler benim bebeğim gibi; asla ayırt edemem.
- Sinema filmini mi daha çok tercih ediyorsunuz, yoksa dizileri mi? Dram, komedi, korku türlerinden kendinize en yakın bulduğunuz tür hangisi?
Hepsinin ayrı bir tadı var. Tek bir tip canlandırmayı sevmediğim için her türü çok seviyorum. Ama sinemada büyük ekranda kendini izlemek çok farklı bir duygu. Sihirli bir dünyaya geçiş yapmak gibi. Korku filmlerine olan bağımlılığımı artık herkes biliyor. Çocukluktan beri Stephen King okuduğum için korku sineması benim için her zaman çok özel. Korku hikayelerindeki karakterleri biriktirmek benim için çok eğlenceli, hatta korku köşem var!

Haberin Devamı