İhracata dayalı büyüme ihtiyacı

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan sanayi üretimi endeksinin, Türk ekonomisinin ihracata dayalı büyüme ihtiyacında olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyduğunu kaydetti.

Çağlayan, "Keşke bankalarımız da krizde reel sektöre daha fazla destek olsaydı, o zaman krizden daha hızlı çıkardık" dedi.

Yaptığı yazılı açıklamada bugün TÜİK tarafından açıklanan 2009 Aralık ayı sanayi üretim endeksini değerlendiren Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, 2009 yılı Aralık ayında sanayi üretimi endeksinin 2008'in aynı ayına göre yüzde 25,2, bir önceki aya göre de yüzde 8,7 oranında yükseldiğini hatırlattı.

Bu verilerin sanayideki, üretimdeki toparlanmanın devam ettiğini gösterdiğini belirten Çağlayan, "Sanayi üretimi verileri, ihracatla paralel bir eğilim gösteriyor ki, bu da normaldir. Biliyorsunuz daha önce açıklanan Aralık ayı dış ticaret verileri, ihracatımızın Aralık ayında yüzde 30,3 artarak 10 milyar 62 milyon dolara ulaştığını göstermişti" dedi.

İhracattaki artışın sanayi üretimindeki artışın öncü göstergesi, tetikleyicisi olduğunu ifade eden Devlet Bakanı, genel sanayi üretimi endeksi yüzde 25,2 artarken, imalat sanayindeki artışın yüzde 28'e ulaşmasının da bunu destekleyen bir unsur olduğunu bildirdi.

Çağlayan, sanayi üretimi-ihracat paralelliğinin Kasım ayında yaşandığını, geçen yılın Kasım ayında ihracatın bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,22 azaldığını, ardından da sanayi üretiminde yüzde 2,2 gerileme olduğunun açıklandığını hatırlattı.

Kasım'daki gerilemeden sonra Aralık ayında hem sanayi üretiminde, hem de ihracatta çok ciddi artışlar yaşandığını, bunun da sanayinin ve üretimin toparlanmaya devam ettiğini gösterdiğini belirten Çağlayan, bu konuda ihracatçıya ve sanayiciye güvendiklerini kaydetti.

-"ÇOK DAHA FARKLI NOKTADA OLABİLİRDİK"-

Üretim ve ihracat artışının Türkiye'nin döviz kazanması anlamına geldiğini belirten Çağlayan, açıklamasına şöyle devam etti:
"Üretim artmalı ki, ihracat artsın ve Türkiye döviz kazansın. Küresel krizin en önemli mirası olan işsizlik sorununu başka türlü aşamayız. Şimdi bu rakamları gördüğümüzde diyorum ki; keşke krizin derin olduğu günlerde, krizden en az etkilenen, burnu bile kanamayan finans sektörümüz de, özellikle bankalarımız da reel sektörümüze daha fazla destek olsaydı. İhracatçımıza, sanayicimize üretimini, ihracatını devam ettirecek desteği verebilseydi, çok daha farklı bir noktada olabilirdik. Maalesef bu süreçte çok az finansal kurumun sanayicimizin, ihracatçımızın yani reel sektörümüzün yanında olduğunu gördük."

Finans sektörünün zaman zaman, reel sektörle, sanayici, tüccar ve ihracatçılarla aynı gemide olduğunu unutabildiğini ifade eden Çağlayan, bu anlayış gösterilebilseydi, bugün ortaya çıkan olumlu rakamlara, çok daha önce ulaşılabileceğini vurguladı.

Çağlayan, "Ben hala umutlu olmak istiyorum, finans sektörümüzün de en azından şimdiden sonra, varlığının en önemli teminatının reel sektör olduğu bilinciyle hareket edeceğine inanmak istiyorum. Bu yapılabilirse, çıkışımızı çok daha hızlı gerçekleştirebilir, krizi fırsata dönüştürebiliriz" dedi.