Gazete Vatan Logo

İhlaszedeye 6 aydır para ödemiyor, AKP yağcılığında sınır tanımıyor

İhlaszedeye 6 aydır para ödemiyor, AKP yağcılığında sınır tanımıyor

İhlas Finans Kurumu battığında ardında 1 milyar doların üzerinde alacağı olan 200 bin İhlaszede bırakmıştı. Tasfiyeyi TMSF değil, Sanayi Bakanlığı yürütünce ödemeler ağır aksak ilerledi. Tasfiyenin 5 yılda bitirilmesi gerekirken, sadece bakiyesi küçük olanlara ödeme yapıldı. Büyük miktarda alacağı olanlara ise “Size sıra daha gelmedi” dendi

700 milyon dolara yakın alacağı olan 69 bin 872 kişiye ’kur çok arttı, kriz var’ bahanesi ile Eylül ayından bu yana da tam 6 aydır ödeme yapılmıyor. İhlas Grubu yasal olarak herhangi bir pürüzle karşılaşmamak için de sahibi olduğu Türkiye Gazetesi ve televizyonu aracılığıyla seçimler öncesi eşi benzeri görülmemiş bir AKP propogandası yapıyor

70 bine yakın İhlaszede’ye Eylül ayından bu yana tek kuruş ödeme yapmayan Enver Ören, sahibi olduğu Türkiye Gazetesi ve televizyon kanalı ile iktidara destek veren haberlerin dozunu iyice artırdı.

İhlas Finans, 2001 yılında battığında ardında 1 milyar doların üzerinde alacağı bulunan 200 bine yakın hesap sahibi bırakmıştı. 2002 yılında Tasfiye Masası kuruldu ve borçların ödeneceği söylendi. Tasfiyenin 5 yılda bitirilmesi gerekiyordu ancak 8’inci yıla girildiği halde ödemelerin ağır aksak gitmesi İhlaszedeler’in hep tepkisine neden oldu. İhlaszedeler, İhlas Finans tasfiyesinin neden diğer finans kuruluşları gibi TMSF nezdinde yürütülmediğine de bir türlü anlam veremediler.

Ödemelerde göz boyanıyor

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın kontrolünde yürüyen tasfiyede ise bugüne kadar gelinen nokta çok tatminkar olmadı. Her ne kadar İhlas Grubu, alacağı olanların yarısına yakınının borcunun temizlendiğini söylese de, borcu temizlenenlerin alacak miktarlarının çok düşük olduğu dikkat çekti. Bu konuda İhlaszedeler tarafından kurulan internet sitelerinde yapılan yorumlarda “İhlas göz boyuyor. Ödeme yapıyor görüntüsü vermek için 300-500 dolarlık bakiyesi olanlara ödeme yapıyor” eleştirileri dikkat çekti.

4 bin dolarını alamayan Kütahyalı vatandaşın durumu şikayet etmesi üzerine İhlaszedeler’e Eylül ayından bu yana ödeme yapılmadığı da ortaya çıktı. Şikayeti değerlendiren Sanayi Bakanlığı İhlaszede’ye “Kriz var, sıranız gelince alırsınız” diye cevap yazdı.

Bakanlıktan gelen cevabi yazıda, son olarak, Eylül 2008 ödemelerinin yapıldığı 74. ödemeyle, 2 bin 69 dolara ve 1.507 euro’ya kadar olan borçların ödendiği kaydedildi. Komisyona başvuran vatandaşın eşi ile birlikte ortak hesap açtırdığı ve bu hesaplara dolar cinsinden para yatırdığı belirtilen yazıda, vatandaşın bir hesabının son bakiyesinin 2 bin 611 dolar, diğer hesabının son bakiyesinin ise bin 920 dolar olduğu, dolayısıyla vatandaşın İhlas Finans Kurumu’ndan toplam alacağının 4 bin 531 dolar olduğu bildirildi. Sıra geldiğinde vatandaşın alacağının aracı banka olan Şekerbank’tan ödeneceği belirtildi.

Yazıda, İhlas Finans Kurumu’nun fonlarını kullanan borçlu firmaların, ekonomik kriz nedeniyle borç taksitlerini zamanında ödeyememesi nedeniyle, şirketin 2008 yılının Ekim-Kasım-Aralık aylarına ilişkin nakit ödemelerini yapamadığı ifade edildi. Öte yandan ödemelerin 2009 yılında da yapılmadığı ve Ocak-Şubat-Mart ayına ait ödemelerin de geciktiği öğrenildi.

Tasfiyenin 5 yılda bitirilmesi gerekiyordu üstünden 2 yıl geçti


İHLAS Finans Kurumu’nda parası batanların tasfiye süreci Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kontrolünde gerçekleştirilirken yasa gereği bu tasfiyenin 5 yılda tamamlanması gerekiyordu. Tasfiye Masası 2002 yılında kuruldu. İhlaszedelere ilk ödeme Mart 2002’de gerçekleştirildi. Tasfiyenin normal şartlarda 2007 yılı Mart ayında bitirilmesi gerekiyordu. Ancak 2009 yılına gelindiği halde ödemeler konusunda hâlâ çok ağır aksak gidildiği dikkati çekiyor.

İhlaszedeler sahipsiz kalmaktan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın da konuya duyarsız kalmasından şikayet diyorlar. İhlas Finans yetkilileri, paralarının peşinden koşan İhlaszedelere “Biz Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan 5 yıl daha ek süre aldık” cevabı veriyor. Ancak yasa gereği böyle bir ek sürenin alınması ya da Bakanlık tarafından verilebilmesi mümkün değil.

Bakanlık müfettişleri daha önce hazırladıkları bir raporda İhlas Finans’ın alacaklı olduğu firmalarla 2016 yılına kadar uzanan ödeme protokolleri yapmış olmasına dikkat çekmiş ve bu durumun bir tutarsızlık göstergesi olduğunu belirtmişlerdi.

TMSF “Hortum var” dedi ama tasfiye TMSF’ye bırakılmadı

Bankacılık Yasası’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, İhlas Finans’taki durumu “Bu tam bir hortumlamadır” sözleri ile açıklamıştı. İhlas Finans’ta ödeme problemi olduğunu, zarar problemi bulunmadığını belirten Ertürk “Hortumlama tabirinin çok geçerli olduğu bir durumdur oradaki” demişti. Sermaye Piyasası Kurulu da İhlas Finans ile ilgili hazırladığı raporda “Burada saadet zinciri kurulmuş” tespiti yapmıştı.

CHP milletvekilleri batan bankalarda olduğu gibi İhlas Finans’ta da tasfiyenin TMSF tarafından gerçekleştirilmesi için önerge verdi. Ancak bu önerge komisyondan geçtiği halde AKP milletvekillerinin red oyu vermesi nedeniyle Genel Kurul’da kabul edilmedi. İhlas Finans’ta “Hile, desise ve nitelikli dolandırıcılık var” denmesine rağmen tasfiyenin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nezdinde yürütülmesine karar verildi. Tasfiye memurları İhlas Finans tarafından oluşturuldu.

Kredi verilen firmalar İhlas’ın kendi firmaları

Sanayİ ve Ticaret Bakanlığı’nın denetim raporuna göre 200 bin mudiden toplanan paraların büyük bir bölümü grubun organik bağlantı içinde olduğu pazarlama şirketleri aracılığıyla yine İhlas Grubu yöneticilerinin kurdukları şirketlere aktarıldı. Raporda İhlas Finans’a el konmadan önceki 6-7 aylık süre içinde sadece İstanbul’da kurulan 36 firmaya herhangi bir teminat alınmaksızın her birine senet mukabilinde 3 ile 5’er milyon dolar fon kullandırıldığı tespitleri yer aldı. Ayrıca paralar İhlas Holding ve İhlas Matbaa A.Ş’ye aktarıldı.

İhlas Finans’ın 850 milyon doların üzerinde alacaklı göründüğü şirketlerin neredeyse tamamının sermayeleri çok düşük şirketler olduğu anlaşıldı. Bu alacağın yüzde 95’lik bölümünün 234 firmadan olduğu ancak bu firmaların İhlas Grubu’na yakın kişilere kurdurulduğu tespiti de raporda yer aldı. Yani İhlaszedelere söylendiği gibi bu şirketlerden alacakların temin edilerek, kendilerine ödeme yapılabilme imkanı pek bulunmuyor.

Haberin Devamı