Gece Vardiyası Cuma akşamı

Haberin Devamı

Müze ziyareti ile müzik zevkini bir araya getiren “Gece Vardiyası” konserleri, yıl boyunca Türkiye’nin belli başlı müzelerinde takip edilebilecekmiş haberini aldım ve cuma akşamı bu vardiyanın ilk durağı, S. Ü. Sakıp Sabancı Müzesi ve müzenin bu dönemdeki sergisi “Monet’nin Bahçesi”ndeki yerimi tuttum hemen...

Geçtiğimiz yıl “Bach, Before and After“ kapsamında Bach-Itri konseriyle ayakta alkışlanan Kudsi Erguner’e dünyaca ünlü besteci Kâmran İnce viyolonseliyle katıldı...

En alt kattaydık... Müzenin bahçesine bakan büyük camların önünde iki değerli sanatçıyı dinlerken usul usul kar yağmaya başladı...
Gece Vardiyası Cuma akşamı
Sanki Monet eşlik ediyordu...

Böyle küçük mucizevi anlar her zaman yaşanmıyor... Şahaneydi... Üstelik Kudsi Erguner çok hastaydı... Gece Vardiyası Konserleri Hakan Erdoğan Prodüksiyon tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Hakan Bey o gece çok heyecanlıydı. İngiltere’de müzik okuyan kızı da uçaktan inip eve uğramadan doğruca konser salonuna gelecekti..

***


Hakan Erdoğan’dan aldığım bigilere göre:

Bu konserler devam edecek... 25 Aralık’ta yine dünyaca ünlü piyanist Hüseyin Sermet sahneye çıkacak. Bu resitale gelenler Musorgski’nin ünlü eseri “Bir Sergiden Tablolar”ı Hüseyin Sermet’ten dinleme ayrıcalığına sahip olacak.

26 Aralık’ta gerçekleşecek ayın son konserinde ise son yıllarda İstanbul’da verdiği her resital büyük ilgi gören ve müziğiyle olduğu kadar enerjisiyle de seyircileri etkileyen viyolonselci Jiri Barta, piyanist Jan Cech’le beraber Debussy, Faure, Rubinstein, Çaykovski ve Messiaen’in çok sevilen viyolonsel-piyano sonatlarını çalacak.

Konserlere gelen izleyiciler müzeyi ve “Monet’nin Bahçesi” sergisini ücretsiz gezebilecek. Arzu eden izleyiciler ise geceyi Müzedechanga lokantasında “Yemekte Monet Esintileri”yle noktalayabilecek.

***


Diyor ki Hakan Erdoğan:

“Kahvaltıda Caz daha önceki önemli projelerden biriydi. Emirgân denince ilk akla gelenler arasında. Hatta artık müzenin yanındaki muhallebicide bile caz çalıyor.

Bu projeler, konser salonu sıkıntısından doğmadı ama evet, İstanbul’da bu sıkıntı var. İstanbul’da şu an doğru dürüst bir konser salonu yok. En iyi konser salonu, bin 500 sene önce Bizanslıların yaptığı Aya İrini.

Bundan sonraki etap şubatta başlayacak ve yıl boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle, çoğunlukla bakanlığa ait müzelerde ve tarihi açık hava mekânlarında gerçekleşecek. Arkeoloji Müzesi, Yıldız Sarayı Has Bahçe, Yedikule Zindanları’nı düşünüyorum. Göreme Açık Hava Müzesi, Bodrum Kalesi ve Hüsamettin Koçan’ın Baksı Müzesi’ni de düşünüyorum. Gaziantep, Mardin gibi illeri düşünüyorum. Küçük mekânlarda barok müzik ve oda müziği konserleri olacak. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı açık hava konserleri de olacak. Yine Sakıp Sabancı Müzesi’nin bahçesi de yaz aylarında konser için uygun olabilir.”

***


Bunlardan haberdar etmesi bizden, imkânları yoklayıp belki zorlayıp ruhu beslemek sizden.

DİĞER YENİ YAZILAR