Not defterimden

Cuma günü TÜYAP kitap fuarındaydım. Yaklaşık üç saat süren imza sırasında okurlarımız Duygu Asena'yı sordular. Duygu hanım dün hastaneden çıktı ve şu anda evinde dinleniyor. Ameliyatı son derece başarılı geçti

Haberin Devamı

Cuma günü TÜYAP kitap fuarındaydım. Yaklaşık üç saat süren imza sırasında okurlarımız Duygu Asena'yı sordular. Duygu hanım dün hastaneden çıktı ve şu anda evinde dinleniyor. Ameliyatı son derece başarılı geçti. İyi dileklerinizi, güzel selamlarınızı kız kardeşi İnci Hanım vasıtasıyla kendisine ilettik. En kısa zamanda toparlanıp odasına dönmesini bekliyoruz.

Sevgili dostum araştırmacı şair Sunay Akın muhteşem bir anlat albümü ile okurlarına merhaba diyor. Sunay Akın "Şimdi Daha Yakın" isimli albümünde birbirine geçen yedi hikaye anlatıyor. Müziklerini Altuğ Öztunç'un yaptığı bu güzel albüm bana çok özlediğim radyo günlerimi anımsattı. Severek dinleyeceğiniz bu albümde Sunay Akın'ın sesi ve kendine has konuşması size yakın arkadaş olacak... Adım gibi eminim!

Madem bir dosttan bahsettik bir diğerini de anmadan geçmeyelim. Metin Uca nihayet kitabını bitirdi ve yayıncısına teslim etti. Epsilon Yayınevi'nden çıkacak olan kitapta Metin Uca'nın tatlı sivri dilini özleyenler için şahane öyküler var.

İstanbul'daysanız... Lütfen ama lütfen Hüsrev'e (Gayrettepe) gidip kurufasulye ve pilav yiyin. "Benim annem alâsını yapar, bu kadın akimi kaçırmış" diyenlerdenseniz bakın ilk defa bir şey için ısrarcıyım diyorum size! Dün akşam toplantımızın en orta yerinde genel koordinatörümüz Nüket Hanımı da yoldan çıkarıp, toplantının kurufasulye pilav eşliğinde devam etmesi konusunda herkesi ikna ettikten sonra soluğu Hüsrev'de aldık. Bugün Pazar. Gerçi ay sonu ama... Fasulye için ideal bir gün!

'Ev ödevleri stres yapıyor'diye manşet vardı dün bir gazetede. Yeni keşfedilmiş bir gerçek gibi manşete çıkması ilginçti. Dün arkadaşımız Gamze sık sık gördüğü bir rüyadan söz ediyordu. Ortaokulu bitiremiyormuş ve tek dersten kalıyormuş. Strese bakar mısınız, 25 yıl olmuş okul biteli hâlâ izleri sürüyor. Benim çocukluğumda gazeteler böyle manşetler atmıyorlardı ki alıp annemin önüne koyayım. Kesin çocukluğunda ödevden bunalmış bir editörün intikam manşetidir bu. Gerçi haber bir istatistiki bilgiyi içeriyordu ama insan başlığa takılıyor haliyle...

Köşe yazılarını okuyorum. Aşkın tarifini, ekonomiyi, hamileliği, yazarın yediği yemeği, yazarın izlediği klibi, şöhretler çiftliğini, siyaseti, sanatı ve bir sürü ıvır zıvırı... Bu pazar "yüksek bir fikir" bulamıyorum kafamda. Artık arabanın anahtarını bile üzerinde unutup gidiyorum bir yerlere. Sevgili arkadaşım Veda da zor bir beyin ameliyatından çıkıyor. Kocası Mahirle televizyon ekranına bakıyoruz. Veda yoğun bakımda. Mahir bana dönüyor "boş" diyor...

Boş!

Fasulyeler, pazar günleri, diziler, köşeler,evlilikler... "Veda gözlerini açtı" diyorlar.

Bu pazar kafamdaki en anlamlı cümle oluyor.

DİĞER YENİ YAZILAR