Sakın yanma!

Haberin Devamı

Çok sevdiğim bir Şadan ablam var... Sözüne, tavrına hayranlık duyduğum, çok kulak verdiğim biridir... “Canım kardeşim” diye başlar konuşmaya...

Telefonuma bir elektronik posta geldiğine dair uyarı sesini duyduğumda gazetelerin birinci sayfasındaki o iki çocuğun fotoğrafına bakıyordum. Sabahın erken bir saatiydi ve hemen hemen tüm gazetelerin birinci sayfasında o iki küçük çocuğun masum uyku fotoğrafı vardı:

“Uyurken öldüler”

“(...)Baba Adem Yaldız ise Of İlçesi’nde bir inşaatta iş bulunca şantiyede kalmaya başladı. Önceki gece Yaldız ailesinin evinde yangın çıktı. Elektrik kontağından çıktığı sanılan yangın evin ahşap olması nedeniyle kısa sürede büyüdü. Anne Arzu Yaldız, uyuyan çocuklarına ulaşmak için alevlerin arasına daldı. Ancak ulaşamayınca elbiseleri yanar şekilde komşulardan yardım istedi. Ne var ki Simgenaz (7) ve Sercan (4) çatının çökmesiyle uyudukları yatakta can verdi. Ağır yaralanan ve KTÜ Farabi Hastanesi’ne kaldırılan anne Arzu Yaldız, yoğun bakıma alındı(...)”

Haber bu! Kurtarılamamış çocuklar. Yanık yarası görünmediği için bütün yayın yönetmenleri fotoğrafı birinci sayfaya koymakta sakınca görmemişler demek ki. Ama perişan ediyor insanı o iki güzel çocuğun masum uykusu. Peki anneleri kurtarmayı başarsaydı?

***


Başımı gazeteden kaldırıp, telefonumdaki elektronik postayı açtım. Şadan ablam bir mektup iletiyordu bana Tesadüf bu ya bir yanık yarasından, kazadan bahsediyordu. “(...) Ya fakir fukara ki en çok o yaşamdan çıkmaz mı yanık? Ya Anadolu?” diye soruyordu Bana ilettiği mektubu ilgiyle okudum. Kamuyla paylaşılması gerekiyor diye düşünüyorum.. İşte o mektup:

Sevgili Şadan,

Sakın gecenin bir yarısı bir yerini yakma. Çünkü İstanbul’da Türkiye’nin en büyük şehri, yollar, tüneller, geçitlerin bir sürü olduğu bu mega şehirde, yanık tedavi edecek bir nöbetçi doktor bulamazsın. Nöbetçi doktor arayışım aklıma gelen en büyük ve iyi dediğimiz hastanelerde oldu, yani; Amerikan, Florence Nightingale, Memorial, Vakıf Gureba, Başkent Üniversitesi, Kartal Devlet, Kartal Eğitim, Gata vs. hiçbir hastanede gece yarısı, yanık uzmanı nöbetçi bir doktor bulamadım.

Eşimin koluna, bacağına sıçrayan asidin sebep olduğu yanıkların ilk yardım tedavisi için aklıma gelen ilk şey saydığım bu hastanelerin acil servislerine telefon edip, asit yanığı tedavisi yapıp yapamayacaklarını sormak oldu. Olumlu bir cevap alamayınca Cerrahpaşa’nın acil servisine gittik. Orada da gencecik, hevesli ve iyi kalpli bir tıp fakültesi son sınıf öğrencisi, yaraları fizyolojik su ile yıkayıp, bize ertesi gün mutlaka plastik cerrahi polikliniğine gitmemiz gerektiğini söyledi. Zaten evde ilk yardım olarak biz de aynı şeyi yapmıştık.

Ertesi gün doktor arkadaşlarımızın yardımıyla, yanık konusunda uzman Türkiye’nin yetiştirdiği sayılı doktorlardan biri olan askeri doktor estetik plastik cerrah Prof. Dr. M. Adnan Uzunismail’e ulaştık ve tedavi başladı, minnettarız.

Ancak başımıza gelen bu olaydan dolayı, (İstanbul’da) yanık gibi çok acılı bir sıkıntıda ortada kalındığına tanık olmaktan çok şaşırdık. Çok ciddi bir tedavi merkezi sıkıntısı var. Türkiye’nin en büyük yanık hastanesi olacağı iddia edilen Kartal yanık hastanesi ilkbaharda açılacakmış. Daha Başbakanımız tarafından resmi açılışı yapılmadığı için tam kadro çalışmıyor.

Kimbilir ileri derecede yanıkları olan hastalar (bizimki ikinci derece derin yanık) hastane hastane dolaşacak, şansı varsa yanık hastanesi tam kadro faaliyete geçmiş olacak ve Kartal’a gidebilecek imkânları olacak; daha da önemlisi Kartal’da yanık üzerine bir tedavi merkezi olduğundan haberdar olacak.

Şadan’cığım, biliyorsun eşim hem kendi dalında (diş hekimliği) hem diğer tıp dallarında bilgili ve meraklı bir doktor buna rağmen geçen gece çaresiz kaldık. Sabaha kadar telefon başında yanık merkezi araştırması yaptık.(...)

***


İstanbul’da iki hekimin başına gelenler bunlar... Ya Trabzon? Ya Elazığ? Ya Manisa?...

Simgenaz ve Sercan’ı kurtarabilseydi anneleri, çocuklar hastane bulup yaşayabilecek miydi?

DİĞER YENİ YAZILAR