Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunuyla imtihanı!

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçimden sonra Wall Street Journal gazetesine verdiği söyleşide ‘Kürtlere yeteri kadar güven vermediğimiz kanısındayım. Biz o bölgeye çok fazla gittik. Yeni projelerimizle gittik, öneriler götürdük. Çözüm sürecinin AKP tekelinde olmadığını, CHP iktidarında da sorunun çözümü için olağanüstü çaba harcayacağımızı ifade ettik. Ama Diyarbakır ve Hakkâri’de yokuz’ dedi. Bu sözler aslında tarihsel itiraf anlamına geliyor.

1970’ler bir yana 1990’larda SHP’nin kalesi olan şehirler zaman içinde kaybedildi. CHP ikircikli politikaları nedeniyle bölgeden çekildi. Geldiğimiz noktada partinin bölge ortalaması yüzde 2 düzeyinde seyrediyor. Kılıçdaroğlu bu seçimde Diyarbakır’da miting dahi yapmadı.

CHP’nin bölgede aldığı oy bir yana, Kürt sorunu karşısındaki tavrı, alternatif hâline gelmesine engel. Bir anlamda sorun CHP için imtihana dönüşmüş durumda. Sonuçları üzerinden bir okuma yapıldığında partinin Kürtlere güven verememesi ülkeye/dünyaya güven vermemesi anlamına geliyor.

* 20 yılda sekiz Rapor hazırlandı!

Son 20 yılda sosyal demokrat partiler toplam 8 Kürt raporu hazırladı...

1. SHP Güneydoğu Raporu, 1990

2. SHP Newroz Raporu, 1992

3. CHP Tunceli Raporu, 1996

4. CHP Doğu ve Güneydoğu Raporu, 1999

5. CHP Demokratikleşme ve İnsan Hakları Raporu, 1999

6. Algan Hacaloğlu Raporu, 2000

7. CHP Demokratikleşme ve Hukuk Devleti Raporu, 2001

8. CHP Van Kürt Sorunu Çalıştayı, 18-20 Şubat 2011(Kılıçdaroğlu başkanlık yaptı)

* CHP Kürt sorununun çözümü için ne önerdi?

SHP/CHP raporlarında dile getirilen tespit ve öneriler şunlardı:

1. Milli Eğitim Bakanlığı gözetiminde Kürtçe eğitim yapılmasına imkân verilmelidir.

2. Genel af çıkartılmalıdır.

3. Ölüm cezası kaldırılmalıdır.

4. DGM’ler kaldırılmalıdır.

5. Olağanüstü Hâl Kanunu kaldırılmalıdır.

6. Bölge valiliği uygulamasına son verilmelidir.

7. Üniversitelerde Kürt enstitüsü kurulabilmesine imkân sağlanmalıdır.

8. Kürtçe televizyon ve radyo yayını yapılmasının önündeki yasaklar kaldırılmalıdır.

9. Katılımcı ve çoğulcu yerinden yönetim yapılanmasına geçilmelidir.

10. Kapsamlı bir idari ve yerel yönetim reformu yapılmalıdır.

11. Jandarma yerine sivil kır polisi, özel tim yerine çağdaş bir güvenlik gücü oluşturulmalıdır.

12. Köy koruculuğu tasfiye edilmelidir.

13. Ekonomik kalkınma için Doğu’da özel tedbirler kullanılmalıdır.

14. Bölgedeki hukuk dışı uygulamalara son verilmelidir.

15. Adları değiştirilen köy ve mezralara eski adları yeniden verilmelidir.

16. Çocuklara isim verme özgürlüğünü kısıtlayan engeller kaldırılmalıdır.

17. Faili meçhul cinayetler aydınlığa kavuşturulmalıdır.

18. Bölgede işsizlik sigortası uygulamasına geçilmelidir.

19. Toprak ve tarım reformu yapılmalıdır.

20. Bölgede giderek zayıflayan ticaret ve hayvancılık yeniden canlandırılmalıdır.

21. Köye dönüşün önündeki hukuki ve toplumsal engeller kaldırılmalıdır.

22. Özel Tim yerine yeni bir güvenlik gücü oluşturulmalıdır.

23. Bölgede sınır ticareti geliştirilmeli ve serbest ticaret bölgeleri kurulmalıdır.

24. Merkez köy projesi hayata geçirilmelidir.

25. GAP hızla tamamlanmalıdır.

26. Yeni bir anayasa yapılmalıdır.

27. Adalet ve yargı reformu hayata geçirilmelidir.

28. Milli İstihbarat Teşkilatı sivilleştirilmelidir.

29. Silahlı Kuvvetler’in temel görevi dış güvenlik olmalıdır.

30. Fikir açıklama suç olmaktan çıkarılmalı, her alanda örgütlenme özgürlüğü sağlanmalıdır.

Raporlarda sıralanan ortak öneriler aslında fazla söze gerek bırakmayacak biçimde. Ancak CHP bu önerileri bir parti siyasetine ve dolayısıyla kamu siyasetine çeviremediği için kendisi için ‘turnusol’a dönüşen bu sorun karşısında ne yapacağına karar veremiyor.

CHP, MHP çizgisine kayıyor!

SHP’de yöneticilik yapmış ve Erdal İnönü kabinesinde yer almış Onur Kumbaracıbaşı’nın konuyla ilgili özeleştirisi çok önemli. Kumbaracıbaşı 1990 Raporu ve rafta unutma hastalığıyla ilgili şunları söylüyor: “Sanırım günümüzde tartışılan Doğu ve Güneydoğu sorununa getirilen en gerçekçi çözüm önerilerini ve politikalarını içeren metin, 1990 SHP raporudur. Yazık ki parti yeni yönetimlerin elinde, çoğu kez yaptığı gibi, bu çalışmayı da rafta unutarak günübirlik çelişkili söylemlerin girdabında yalpalamasını sürdürüyor... Giderek MHP’yi anımsatan ama son derece bulanık bir çizgiye kayıyor. Parti, Doğu ve Güneydoğu’yu gözden çıkarmış görünüyor. Bölgeye uğramamalarına şaşmamak gerek” (O. Kumbaracıbaşı, İnönü’lü Günler, Detay Yayıncılık, 2007).

DİĞER YENİ YAZILAR