Gazete Vatan Logo

Her ay en güzel 4 kadın seçilir 'Apo bunları geliştirecek' denirdi

Nejdet Buldan'ın "PKK'de Kadın Olmak' kitabı, Abdullah Öcalan'ın örgütteki kadın militanları nasıl kullandığını gözler önüne seriyor

Avrupa'da serbest gazetecilik yapan Nejdet Buldan, değişik tarihlerde PKK'ya katılmış, çatışmalara katılmış ve bir şekilde kendi iradeleriyle örgütten kopup Avrupa'ya yerleşmiş on kadınla konuştu. Buldan'ın röportajları Doz Yayınları tarafından geçen yıl Eylül ayında "PKK'de Kadın Olmak" adıyla kitaplaştırıldı. PKK'ya yakın çevreler tarafından ambargo uygulanan kitap, örgüt içindeki kadınların hali üzerine ilginç bilgiler içeriyor. İşte çarpıcı tanıklıklardan bazıları:

* Aysel: 1958 Tunceli doğumlu. PKK'nın kuruluşunda bulundu, 1986'da dağa çıkan ilk kadınlardandı. 1993'de eşi Selim Çürükkaya'yla birlikte örgütten ayrıldı.

16 yaşında bir kıza tecavüze yeltendi
Apo beni aldı Şam'a kendi evine götürdü. Orda tüm inancım kayboldu. Bir bayana tecavüze yeltendi. Aslen Bingöllü Avusturya'dan katılmış 16-17 yaşlarında güzel bir bayandı. Bir ara başka bir odadan dehşet içinde bağırarak kaçtı, benim arkama saklandı. "Aman Allahım, ben nereye gelmişim" diyordu. Yanımda bulunan bayanlar onu ikna etmeye çalışıyor, Başkan'ın kendisini çağırdığını söylüyorlardı. Tekrar götürdüler, tekrar aynı tepkiyi gösterdi, oraya buraya, tuvaletlere kaçıp bağırıyor, ağlıyordu. Arkama geçti "beni kurtar bu canavarın elinden" diye yalvarıyordu. O an daha önce Bekaa'da tutuklanan kızların anlattıklarını, yapılan dedikoduları hatırladım ve bunların yalan olmadığını anladım. Sonra kızı ikna etmiş olmalılar ki onun odasında olduğunu öğrendim.

* Helin: 1977 Diyarbakır doğumlu. 1994-2000 arası PKK'lıydı.

Kadınlarla havuza girerdi
Kadın arkadaşları dudaklarından öptüğü, beraber havuzlara girdiği, bunların isminin "özgürlük havuzları" olduğu çok söylenirdi.

* Gülbahar: Mardinli. 1990'da PKK'ya katıldı, 7 yıl sonra ayrıldı.

Evinde siyasi değil cinsel eğitim veriliyordu
Onun elinden geçenler "özel ve özgür kadınlar" olarak görülüyordu. Yani özgürlüğün yolu PKK liderinin evinden geçiyordu .Onun evindeyse siyasi eğitim yerine cinsel eğitim veriliyordu. Eğer özgür olmak ve parti içinde bir yere gelmek istiyorsan, onun isteklerine direnmemen ve kendini onun sihirli ellerine bırakman gerekiyordu.

* Pelin: 1975 Diyarbakır doğumlu. 1995'de PKK'ya katıldı. 2000'de ayrıldı

Çirkin kadını sevmezdi
Öcalan çirkin kadını gerçekten sevmiyordu. Biçime ve fiziğe müthiş önem veren bir insandı. Lise mezunu, üniversite mezunu, fiziği güzel olanlara canım-cicim derdi.. Yoğunlaşma evlerinde neden hep güzel bayanların kaldığını sanıyorsunuz? Biz dağda acımızdan ölürken saraylarda yaşıyordu.

* İpek: 1962 Tunceli doğumlu. 1988-2000 yılları arası PKK'lıydı.

Apo'ya ayda 4 bayan yollanırdı
Apo'nun evi için ayda bir dört bayan seçilirdi. Bunlar genellikle üniversitelilerden olurdu. Fiziki olarak cazibeli olanlar, metropollerde, Avrupa'da büyüyenler seçilirdi. "Önderlik bunları geliştirecek" deniyordu. Onların ne kadar geliştiklerini bilemiyorum. Onun yanında kalan birçok bayan bunalıma giriyordu. Bazı bayanlar onun evinde kalmak istemiyordu.
Boyun eğenlere de en iyi görevler verilirdi.

* Hevi: 1972 doğumlu. Bursa'da büyüdü. 1996'da örgüte katıldı, 2001'de ayrıldı.

'Yoğunlaşma' evlerinin sırrı
PKK'da elit bir tabaka oluştu. "Merkezi bayanlar" dediğimiz. "Öcalan'ın kadınları" deniliyor. "Öcalan'ın tanrıçaları" olarak bilinen bir kesim var. Bu kesim savaşa katılmamış, genellikle karargahlarda kalmış ve Öcalan'ın Şam'daki "yoğunlaşma evlerinden" geçmiş bayanlardan oluşmaktadır. Bu bayanlar örgüt içinde imtiyazlı konuma getirildi. 7 yıl savaştıktan sonra akademiye gitmiş, dönüşte yanımıza gelen bir bayan vardı. Akli dengesi bozulmuştu. Öcalan kendisine sarkıntılık yapmıştı. Yönetici tüm bayanların Şam'daki "yoğunlaşma evleri"nde kaldığını öğrendim. Değişik şeyler anlatılyorlardı. Çok basit ve ahlaksızca şeyler.

Haberin Devamı