Küresel ısınma dedikleri soğuk konu!

Hafif lodos, güneş ve erken bahar havası nasıl da yüzlerimizi güldürmeye başladı! Böyle sabahların özlemini çektiğimiz uçarı keyfi kaçar mı hiç! Hemen Bebek Kahve'de "konuşlandık." Güneş, kahvenin keyfi yerine gelmiş müdavimleri, kediler, ıspanaklı börek, limonlu ada çayı...

Haberin Devamı

Hafif lodos, güneş ve erken bahar havası nasıl da yüzlerimizi güldürmeye başladı!

Böyle sabahların özlemini çektiğimiz uçarı keyfi kaçar mı hiç!

Hemen Bebek Kahve'de "konuşlandık."

Güneş, kahvenin keyfi yerine gelmiş müdavimleri, kediler, ıspanaklı börek, limonlu ada çayı...

Bundan iyisi can sağlığı!

Ama iş bugünkü yazımı yazmaya gelince, gündelik hava durumundaki ısınma yerine küresel ısınma meselesine takılmaya karar verdim.

***

Bizim basın küçük arka sayfa haberleri dışında bu konuları pek sevmez.

Eğer "kıyamet kapıda" türünden heyecan yaratmaya yaramayacaksa, küresel ısınma teorilerinin "okura seksi gelmediği" kanaati hakimdir daha çok.

Dünya medyasında durum farklı artık.

2000'lerle birlikte uluslararası medyada yazarlar, yorumcular bu konuları daha fazla tartışır oldu, çevre haberleri yoğunlaştı.

Sorun şu...

Küresel ısınma denen şey bilimselliği abartılan bir hipotez mi? Yoksa insanlık için çok ciddi ve çok yakın bir tehlike mi?

Bizim popüler medyada ise şimdilik ben ve Yurtsan Atakan uzaktan uzağa "mesajlaşıyor" gibiyiz.

Yurtsan geçenlerde Kelebek'teki köşesinde küresel ısınma-iklim değişikliği tezlerinin abartıldığını yazmış ve Michael Crichton'un son romanından da esinlenerek mülti trilyon dolarlık ekolojist endüstrinin "yaklaşan felaket" atmosferinden ekmek yediğini vurgulamıştı.

Yurtsan'ın bu sözlerine karşılık, ben de "bilimsel güvenilirlik konusundaki kuşkular iyi güzel de, çevreci endüstri yerine çevrenin içine eden endüstrinin adamı olarak ABD'ye başkanlık eden Bush'un Pentagon'unun bile küresel ısınmanın çok ciddi tehdit olduğuna dair 2004'te verdiği raporu unutma" diye yazmıştım.

Malum, küresel ısınma tezini savunanların en önemli kanıtlarından biri Antarktika buzullarının çözülmeye başlaması!

Yurtsan geçen gün Hollandalı bilim adamı Michiel Helsen'in son araştırmasını gündeme getirdi.

Helsen, Antarktika'daki buz ve ısı ölçümlerinin sağlıklı olmadığını, geçmişle bugün kıyaslamalarının güvenilir kaynaklara dayanmadığını söylüyor.

***

Helsen'i bilmem.

Ama küresel ısınmanın abartıldığını söyleyen kimi bilim adamı ve yöneticilerin de kariyerlerinin bir garip olduğunu biliyorum.

En ünlülerden Myron Ebell, daha 1990'larda "fosil yakıtların yol açtığı küresel ısınmanın ABD'nin geleceğini tehdit ettiğini" anlatıyordu.

Bugün Rekabetçi Yatırım Enstitüsü'nün direktörü. Şimdi de gittiği her TV ve radyo programında "kutuplardaki buzların erimediğini, tersine katılaştığını" anlatıyor. Başında bulunduğu enstitünün kurucusu petrol şirketi Exxon Mobil. Enstitü ise Bush'a Kyoto anlaşması ve çevre sorunları konusunda danışmanlık hizmeti veriyor.

Philip Cooney de öyle...

2005 yılında Bush'a küresel ısınmanın bilimsel bakımdan güvenilmez kaynaklara dayandığı raporunu veren Cooney hemen ardından Beyaz Saray'daki görevinden ayrıldı.

Nereye mi gitmiş?

Exxon Mobil'e...

Okurdan


O pazar sabahı marketten çıkan çift
* Arnavutluk'ta bulunduğum için ancak internetten takip edebiliyorum. Sizi ara sıra büyük bir fotoğrafçı olarak algılıyorum; çünkü pazartesi günkü yazınızda da mesela, uzun saçlı bir erkek ile dünya güzeli bir kızın marketten çıkarkenki fotoğrafını gördüm. Sevdim o market ritüelini, o kızı, en az o ilişkiyi sevdiğim kadar... Üzüldüğü ya da ben üzdüğüm zaman gel aşkım sana makarna yapayım dediğimde onun yüzünde açan güneşi hatırladım... Biz de marketlerden hep plastik torbaları yırtılmacasına doldurarak çıkar, öyle mutlu mutlu eve giderdik. Pazar günleri erkenden yataktan çıkar, çay suyunu koyar, pazara uğrardım; o yatak odamızı toplayıp havalandırana kadar! Özlemişim o ritüelleri, o kızı özlediğim kadar... Haklısınız! Gerçekten de mutluluk fotoğrafıydı o anlar, biz çok farkındaydık bunun. (S. P.)

* Keşke iki yıl öncesi olsa da Haşmet Bey, ben o kadındım, bizdik o pazar sabahı gördüğünüz çift, demek için size mail atmış olsam!.. Unutmuştum, unuttuğumu sanmıştım. Ama yazınız hem hatırlattı hem de acıttı birdenbire. Yine de elinize sağlık! Öyle "yüz bir romantik fikir" cinliklerinden anlamam, başıma geldiğinde de şaşırır, nasıl tepki vereceğimi bilemem. Ancak kesinlikle doğruyu söylediğiniz nokta şu; o marketten neşeyle çıkmaktan, eve gidip yemek yapacak olmanın heyecanını taşımaktan daha romantik çok az şey vardır. Mummuş, gülmüş, bunlar işin süsü! (T. K.)

DİĞER YENİ YAZILAR