Derya Arbaş'a Kızılderili töreni

Hayretler içindeyim... Allahaşkına bu Kızılderili merakımız nereden çıktı, söyler misiniz? Günlerdir garip bir medya bombalaması altındayız. Derya Arbaş Kızılderili töreniyle gömülecek, Kızılderili töreni yapılacak, Kızılderili dualarıyla uğurlandı vs.

Haberin Devamı

Hayretler içindeyim... Allahaşkına bu Kızılderili merakımız nereden çıktı, söyler misiniz?

Günlerdir garip bir medya bombalaması altındayız...

Derya Arbaş Kızılderili töreniyle gömülecek, Kızılderili töreni yapılacak, Kızılderili dualarıyla uğurlandı vs.

Olayın arkasında sosyal-siyasal bir şeyler olsa diyeceğim ki, Türk basını Kuzey Amerika yerlilerine fırsat bu fırsat "barış çubuğu" uzatıyor.

Ama ne ilgisi var!

Biz toplum olarak hiç o kadar "Batı"ya gitmedik ki!

Arada bir birileri çıkıp "ya sizin Asyalı atalarınız Amerikan Kızılderilileriyle ortak kökten geliyor" diyor.

Sonra biraz çizgi romanlardan, biraz western filmlerden yakınlığımız var. Bizim de derin köklerimizde "Oturan Boğa" olmayı sevmek gibi şeyler var, biliyorum.

Bir de son yıllarda spiritüalizm veya Yeni Çağ inançlarına dair kitaplarda bol bol yer alan "yerli kültürüne sempatimden etkilenenlerimiz var bir miktar.

Fakat hepi topu bu...

Şimdi ne oldu da Derya Arbaş'ın ölümünün etkisi bile Kızılderili lafının yarattığı medyatik büyünün
gerisine düştü?

Talihsiz ve ani bir ölüme egzotik bir hava katayım derken basınımız ipin ucunu mu kaçırdı acaba? Yoksa bu da öyle sıradan bir medya gıdıklaması ve hoşluk mu sadece? Belki...

Belki de içimizden bazılarının "Son Mohikan" olduğunu düşünmekten hoşlanıyoruzdur. "O bizim son Mohikanımızdı, kaybettik!" Duygusallıkları hani! (Fakat zavallı Derya bu ağırlığın altından kalkamaz ki!)

Takıldığım öteki noktalara gelince...

Tamam, Arbaş babası tarafından Kızılderili kanına sahip.

Ama basındaki bunca "Kızılderili töreni" bombalaması içinde babasının hangi kabileden olduğunu bile öğrenemedik.

Editör arkadaşlar Kızılderili lafının gıdıklayıcılığını sevdikleri kadar okurlara bilgi vermeyi de sevselerdi öğrenirdik belki.

Birbirlerinden kilometrelerce uzak bölgelerde yaşayan, bazen kilometrelerce uzak kültür ve inançlar taşıyan sayısız kabile var.

Beyaz adam hepsine "Kızılderili" deyip geçmiş, onlar da yine Hollywood kültürüne göre beyazlara "soluk benizli" deyip geçmişler. Ama iş inançlara, törenlere, yaşayış biçimlerine gelince değişir, ortak noktalar kadar farklılıklar da önem kazanır.

Nihayet Derya Kızılderili törenine göre uğurlandı...

Böyle yazıyor gazeteler.

Oysa lafın gelişi o ya, Apaçiler başka, Çerokiler başka, Irokiler başka törenlerle uğurluyorlar ölülerini...

Ama birçoğu ölülerini gömerken, az sayıda kabile de yakmayı seçiyor.

Bazıları ölülerini eşyalarıyla gömerken, bazıları çırılçıplak, topraktan geldiği gibi toprağa veriyor kaybettiklerini.

Mesela Çerokiler ölenlerin ruhlarının yeryüzünde yaşadıktan süre kadar yine yeryüzünde dolaştığına ve ancak ondan sonra; "yedi katlı cennette" yavaş yavaş tekamül ettiğine inanıyor.

Irokiler ölülerin ruhlarının sadece törenler sırasında kabileye uğradığına, Siular ise ölenlerin ruhlarının yeryüzünde fazla oyalanmadan ruhlar alemine gittiğine inanıyor.

Bir de tabii unutmamak gerekir ki beyaz adam Kuzey Amerika yerlilerini acımasızca yok edip, geri kalanını da topraklarından sürerken, bir yandan da misyonerler yoluyla onları Hıristiyanlaştırmaya çalışmıştır.

O yüzden bazı antropologlar bugünkü yerli inançlarında Hz. İsa ile "Büyük Ruh" arasında bu etkilenmeden kaynaklanan benzerlikler görürler.

Son not olarak da genç kuşak ve politize yerlilerin yavaş yavaş Hıristiyan misyonlarını bölgelerinden çıkardığı bilgisini aktarayım. Mesela 1800'lerin sonunda Hıristiyan olan Siuların ünlü kabilesi "Çılgın At" ın üyeleri yeniden arkaik inançlarına geri döndüler...

Nereden nereye geldik...

Yazıyı kabilede özel bir yeri ve konumu olmayan kadınların gömülme törenlerinde okunan bir Çeroki duasıyla bitireyim. (Acaba Derya Arbaş'a okunan dualardan biri bu olabilir mi?)

"Şimdi içimiz rahat sevgili kardeşimiz, çünkü yola çıktın...

Bir zamanlar hayat ağacında bir kadın olarak çiçek açmıştın.

O çiçek dalından düştü ve soldu şimdi.

Sen ulusumuzun annelerindendin. Biz de senin geride bıraktıklarına anne olacağız. Bize güven."

DİĞER YENİ YAZILAR