Gazete Vatan Logo

12 Eylülcüler yargılanacak mı?

12 Eylül'de yapılacak referandumla birlikte gündeme oturan tartışmada hukukçular ne diyor?

12 Eylül darbesi mağdurları, Anayasa değişikliğinin darbenin 30. yıldönümünde yapılacak halkoylamasında kabul edilmesi halinde uğradıkları zararlar nedeniyle darbeciler hakkında suç duyurusunda bulunmaya ve tazminat davası açmaya hazırlanıyor. Ancak hukukçuların bir bölümü, “zamanaşımı” ya da “af” nedeniyle darbecilerin ve onların kararlarını uygulayanların artık yargılanamayacağını, bu yüzden suç duyurusu ve davalardan sonuç alınamayacağını savunuyor. Referandumun kabul edilmesi halinde yargılama yapılabileceğini savunan hukukçular ise ceza ve tazminat davalarının açılabileceğini belirtiyor.

Tartışmaların odağındaki geçici 15. madde, 12 Eylül 1980 ’den 6 Kasım 1983 ’te yapılan genel seçimlere kadar görev yapan Milli Güvenlik Konseyi, konsey dönemi hükümetleri ve Danışma Meclisi üyelerine karşı cezai, mali veya hukuki dava açılamayacağını düzenliyor. Madde ayrıca bu organların kararlarını yerine getirenlere, yani kamu görevlilerine de koruma sağlıyor. 12 Eylül darbesinin yargılanması önündeki en büyük engel zaman aşımı olarak görülüyor. Darbeciler hakkında istenecek en ağır ceza “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olabilecek. Eski TCK’ya göre bu suç 20 yıllık dava zamanaşımı süresine tabiydi. Zaman aşımını kesen bir işlem olduğunda bu süre 30 yıla uzuyordu. Yeni TCK ’da zaman aşımı süresi 30 yıla, kesen işlem olduğunda da 45 yıla çıkarıldı. Ceza Hukuku ’nda “sanık lehine ” olan düzenleme geçerli olduğu için yeni TCK hükümleri 12 Eylül ’cüler için uygulanamayacak.


Zaman aşımı kaç yıl?

12 Eylül’cüler hakkında dava açtığı için HSYK ’nın meslekten attığı eski savcı Sacit Kayusu, 2000 yılında hazırladığı iddianamenin zaman aşımı süresini kestiğini ve 30 yıla uzattığını savunuyor.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ahmet Gökçen ise zamanaşımının yönetimin sivil iradeye geçtiği 1983’e kadar suçun devam ettiğini ve zamanaşımının da seçimlerin yapıldığı 6 Kasım 1983’de işlemeye başladığını savunuyor. Bu durumda suçun işlendiği tarih olarak darbeden sonra ilk seçimlerin yapıldığı Kasım 1983 kabul edilirse zamanaşımı süresi 2013 Kasım ayına kadar uzuyor.

Emekli askeri hakim Ümit Kardaş, yeni TCK ile işkence suçunda zaman aşımının kalktığına dikkat çekerek “Her ne kadar eski TCK döneminde işkenceye zamanaşımı öngörülmüşse de uluslararası hukukta ’insanlığa karşı suç ’ kategorisindeki suçların zamanaşımından düşmeyeceği yönünde de bir görüş var. Darbe döneminde yapılan sistematik işkenceler nedeniyle zaman aşımı olmaz denilebilir ” görüşünü savunuyor.


15, af hükmü mü?

Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk ise geçici 15. maddenin darbeciler için bir af hükmü olduğunu, halkoylaması ile yürürlüğe giren bir affın daha sonra geri alınmasının mümkün olmadığını savunuyor. Emekli askeri hakim Ümit Kardaş ise bu görüşe karşı çıkarak düzenlemenin bir af niteliği taşımadığı görüşünü dile getiriyor. Af görüşüne karşı çıkan hukukçular ise geçici 15. maddenin darbecilere getirilen bir tür dokunulmazlık olduğunu ve yürürlükte kaldığı sürece zamanaşımının işlemeyeceğini savunuyor. Zamana şımı referandumdan “Evet” çıkmasıyla başlayacak.


Erler de yargılanabilir mi?

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Doğru ise yargılamanın Evren ve üst yöneticilerle sınırlı olmadığını görüşünü savunarak, şöyle dedi: “Diyarbakır cezaevinde tutuklulara işkence eden askerlerin de bulunması ve yargılanması gerekir. Suç olan bir emri yerine getirmemekle yükümlü bu insanlar. O askerler şimdi 50’li yaşlarında olmalı, tespit edilmeli ve yargılanmalılar.”


Tazminat davası açılır mı?

Geçici 15. maddenin kalkmasının ardından Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya’ya karşı tazminat davaları açılabilecek. Maddede “mali ve hukuki” açıdan da dava açılamayacağı düzenlendiği için darbe nedeniyle maddi ve manevi zarar görenler kişisel tazminat davası açamıyordu. Darbecilerin yargılanmasını sağlayabilecek önergeler ise Anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.

BDP’li Hasip Kaplan’ın, insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımının kesilmesine ilişkin önergesi ile CHP’nin Anayasa’ya “Milli Güvenlik Konseyi üyeleri hakkında anayasal düzene karşı suç işlediklerinden soruşturma açılarak yargılama yapılır” şeklinde bir hüküm konulması önergeleri kabul edilseydi 12 Eylül’e yargılama yolu açılabilecekti. önergelerin kabul edilmesi halinde Anayasa hükmü haline gelecek olan bu hükümler doğrultusunda yargılama yapılsaydı darbecilerin yapabileceği tek şey ise AİHM’e gitmek olacaktı.



EVREN, ŞAHİNKAYA VE TÜMER KALDI


Anayasa’nın Geçici 15. Maddesi ’nin kalkması halinde yargılanması gündeme gelecek olan darbeyi yapan dönemin 5 MGK üyesi Orgeneral Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya ile Oramiral Nejat Tümer hayatta. Nurettin Ersin ve Sedat Celasun ise hayatta olmadıkları için yargılanmaları söz konusu olmayacak. Bülent Ulusu hükümetinde görev alan bakanlar ile Danışma Meclisi ’nde görev alan 160 kişiden hayatta olanların yargılanması gündeme gelecek.


‘YARGILANAMAZLAR’ DİYENLER:

Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Prof. Dr. Ülkü Azrak, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Prof. Dr. Ergun Özbudun, eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, eski YARSAV Başkanı ve Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu.


‘YARGILANABİLİRLER’ DİYENLER:

Emekli askeri hakim Ümit Kardaş, eski savcı Sacit Kayasu, Prof. Dr. Ahmet Gökçen, 78 ’liler Federasyonu Ba∫kanı, hukukçu Nejat Kangal.

Haberin Devamı