Duygusal yöntemle vatandaşlık!

Türkiye 3 konuyu konuşuyor; 1-terör, 2-mültecilere vatandaşlık verilmesi, 3-Başbakan Binali Yıldırım’ın “İnsanlar artık acil servislere tedavi olmaya değil, kız bakmaya gidiyorlar”sözü…

Terör nedeniyle huzuru kaçmış, hangi köşesinde kimlerin, hangi sınırlardan gidip gelerek saldırı hazırlığı yaptığı bilinmeyen bir ortamdayız.

Türkiye “misafirperver bir ülke” olarak bilinse de, savaştan kaçan insanlara yardımcı olmak insanlık görevi sayılsa da, misafir sayısı 3 milyon olunca…

Suriye iç savaşı başladığından bu yana artan terör eylemleri bile sığınmacı olarak ülkeye girmiş olan milyonlarca insana “Türk vatandaşlığı ve bunun yanında Türklerin bile sahip olmadığı imkanlar sunma”nın tepki yaratması için yeterlidir.

Kilis’te Suriyeli nüfusunun Türk nüfusu geçmesi, birçok ilde sınırlı iş alanlarına Suriyelilerin ortak olması, kültür farkından çıkan çatışmalarda şimdiden can kaybı olması da gelecekte yaşanabilecek sıkıntılar, gerginlikler konusunda yeterince ipucu veriyor.

Halk rahatsız mı?

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli “Bu konuda anketler yapıyoruz, hiç sıkıntı görünmüyor” dedi.

Haberin Devamı

TOKİ’nin aksi yöndeki açıklamasına rağmen “Suriyeliler TOKİ konutlarına yerleştirildiği takdirde iskan kanununa göre bunların ücretsiz olacağını” söyledi.

Yoksulu, açlık sınırında yaşayanı çok olan ülkemizde Suriyeli mültecilere parasız sağlık, eğitim hizmeti, öğrencilerine Türk öğrencilerden fazla burs verilmesi gibi imkanlar zaten tepki yaratmış durumda…

Asker ve şehit aileleri kırık dökük gecekondularda yaşarken, gazilerin “takma bacaklarının parası” bile kendilerinden istenirken mültecilere bir de “parasız konut” sağlanması bu tepkinin büyümesine davetiye çıkarmaktır.

Halkın rahatsız olup olmadığı anketlerle değil ancak “dürüst ve adil şartlarda yapılan” bir referandumla ortaya çıkabilir.

Toplum mühendisliği

Hacettepe Üniversitesi “Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi” Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan birkaç gün önce CNNTürk’te şunları söyledi:

“Suriyeliler evlerini, vatanlarını kaybettiler ama ikinci büyük kaybeden biz olduk… Bu iş duygusal yöntemlerle çözülemez.

Haberin Devamı

Sosyolojik, siyasi sorunlar çıkar. Türk toplumunun da görüşleri dikkate alınmalıdır. Nitelikli Suriyelilerin çoğu zaten başka ülkelere gitti ayrıca bunların kalması için vatandaşlık gerekmiyor…

Suriyelilere yardım, misafirlik tamam ama ekmeğinize talip birileri çıkınca tepki gösterirsiniz…

Bir sene sonra Suriyeli ‘asker ve öğretmen olduğunda’ ne olacak? Bir süreç ve strateji olmadan, böyle emrivaki gibi vatandaşlık verilmesi yanlıştır.

Birlikte yaşamaya hazır mıyız? Alalım şuraya yerleştirelim diyorlar. En fazla 100-200 bini yerleştirirsiniz. Toplum mühendisliği o kadar kolay değildir.”

Sanıyorum şimdiye kadar duyulan açıklamaların en akla yakını bu.

Hiçbir ülke “Arzu eden, kapımıza gelen herkes vatandaş olabilmelidir. Ülkemiz onların da vatanıdır” demiyor.

Bu konuyu tartışmaya devam edeceğiz. Girişteki, “3’üncü madde”den de söz etmek isterdim ama neden bahsettiğini anlayamadım.

DİĞER YENİ YAZILAR