Anlaşılmaz çelişkiler!

Öyle görünüyor ki Ortadoğu’da bütün bu olup bitenler, diğer ülkelerin de sağ gösterip sol vurması yalnız toplumun değil, hükümetin de kafasını karıştırmış.

Başbakan Davutoğlu Almanya Başbakanı Angela Merkel’le görüştükten sonra “Mülteciler için AB’nin vereceği 3 milyar euroluk desteğin hemen kullanıma geçmesi lazım” açıklaması yaptı.

Aynı gün Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş medyada “Bizim mülteciler için parasal desteğe ihtiyacımız yok. Türkiye’nin Avrupa ile pazarlığa ihtiyacı yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da sık sık “Batı’nın sığınmacılar için maddi destek vermediğini” dile getiriyor.

Türkiye enayi mi?

Yine Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise hepsinden sonra AB için şunları söyledi:

“Bombardımanları seyrediyor, sonra Türkiye’ye dönüp ‘sınırlarınızı açın, herkesi alın’ diyorlar. Türkiye enayi mi? Dünyanın en akıllısı sizsiniz, Türkiye bütün yükü çekecek. Siz niye almıyorsunuz?... Türkiye 9-10 milyar dolar harcadı, gelen yardım 455 milyon dolar oldu”.

Böyle düşünüyorsak Merkel’le neden “mültecilerin Türkiye’de kalmasına karşılık 3 milyar euro almayı” konuşuyoruz? Milyonlarca insanı sonu olmayan bir süre için almak başlıbaşına “bütün yükü çekmek” değil mi?

Haberin Devamı

Akdoğan ülkemizde “2.6 milyon Suriyeli, 172 bin Iraklı” mülteci olduğunu ifade ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan “Iraklılarla birlikte 3 milyona yakın mülteci bulunduğunu” söylüyor.

Sonuç olarak; ne kaç milyon mülteci olduğunun ne de onlar için dış yardıma ihtiyaç olup olmadığının net bir ifadesi yoktur.

Bir yandan sığınmacıların getirdiği maddi-manevi yük ortadayken ve dile getiriliyorken diğer tarafta devamlı olarak “Sınırımıza gelen sığınmacılara kapımızın açık olduğu” da vurgulanıyor.

Kuşatma altındaki Halep’ten “milyona varan mülteci akını olacağı” da belirtildiğine göre yakında Türkiye tüm illeriyle “açık bir Ortadoğu kampı”na dönüşecek.

Irak ve Başika!

Bir başka çelişki ve tehlike Irak’ın Musul bölgesine yakın Başika’da “peşmerge eğitmek için” bulunan Türk askerleri için mevcut.

Irak Parlamentosu Savunma Komisyonu “işgalci” olarak nitelediği Türk birliğinin askeri bir hareketle oradan çıkarılacağını, bunun ulusal bir mesele olduğunu, Türklerin Irak’ın egemenliğine dokunduğunu” açıkladı.

Haberin Devamı

“Musul’u aldıktan sonra Türk askerini oradan çıkaracağız” dediler.

Sonra Bağdat yönetimi Musul’u almak için yakınındaki bir üsse binlerce asker sevketti. Bunu Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (Barzani’nin) izniyle yaptı.

Peki Barzani ve Bağdat anlaşma içindeyse biz neden Bağdat’ın tepkisine rağmen Barzani’nin peşmergelerini eğiteceğiz diye Başika’dayız?

Onları neden ABD eğitmiyor?

Irak ordusu oradaki askerlerimize saldırırsa ne olacak?

Biz “Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız” derken “Kürdistan’ın ilanına hiç olmadığımız kadar yakınız” açıklaması yapan, Suriye Kürdistanı için de adımlar atan Barzani’ye destek vermemiz de çelişki değil mi?

Bir yanda Rusya ve Suriye ile başımız dertteyken dış politikamız hata kaldırmayacak kadar kırılgan noktada, bunu unutmayalım!

DİĞER YENİ YAZILAR