Seçim, terör, anketler!

Partiler arasında bir koalisyon ihtimali varken, açıkça bir-iki partinin “kaprisi” denebilecek nedenlerle bu ihtimal rafa kaldırıldı ve erken seçim kararı alındı.

Bu keyfi kararın uygulanmasını Türkiye yine sessizce kabullenirken erken seçim kararının ekonomiye olan olumsuz etkisini bizden çok Batı medyası ve uluslararası kredi kuruluşları net şekilde dile getirdi.

Son olarak Moody’s’in “Genel seçimden kısa süre sonra tekrar seçime gidilmesinin uzayan belirsizlik dönemiyle ekonomide iyileşme sağlanmasını imkansız kılacağı, bunun da Türkiye’nin kredi notu açısından olumsuz etki yapacağı” açıklamasını duyduk.

Tüm kredi kuruluşları “Anketler farklılık gösterse de bir sonraki seçimde hiçbir parti tek başına iktidara ulaşamayacak gibi görünüyor” diyorlar.

Turizm felç!

Bu arada Güney’de geçirdiğim birkaç gün içinde otellerin ve turizm sektöründe çalışan herkesin bu yaz turizmin ne kadar çok etkilendiği, rezervasyonlar iptal edildiği için otellerin çoğunun zamanından haftalar önce kapanacağı yönündeki şikayetlerini dinledim.

Haberin Devamı

Bunda kesilmeyen ve karayollarının kapanmasına, birçok yerde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine, aralıksız can kaybına (dün 3 şehit daha var derken yenilerinin haberi geldi) neden olan PKK terörünün olduğu kadar ülkedeki belirsiz siyasi tablonun da etkisi vardır.

Seçim Hükümeti olarak 30 Ağustos’ta birlikte Anıtkabir’e giden, törenlere katılan AKP, HDP, MHP’li siyasetçiler için bu mümkünse, neden bir koalisyon hükümeti mümkün olamasın sorusunu düşünmek ve sormak milletin hakkıdır.

Tuğrul Türkeş’in partisinin kararına aykırı olarak bu hükümete girmeyi kabul ettiğini biliyoruz ama eğer gerçekten istenseydi Davutoğlu’nun; MHP veya CHP’nin koalisyon için koydukları şartlarda bir uzlaşma formülü bulmasının imkansız olmadığını da biliyoruz.

Öyle veya böyle “bir seçim hükümetinin ortaya çıkarılmış olması” ortada sorun kalmaması anlamına gelmiyor. Bağımsız davranmak zorunda olan bu hükümete girmiş olan birçok isim “bağımsız olmaktan uzak”tır.

Araştırma değilse…

Bu da seçimlerin güvenliği, sürecin gerektiği gibi yönetilmesi ve daha birçok konuda sorunlar ortaya çıkarabilir.

Haberin Devamı

Daha şimdiden “seçim araştırması” diye sunulan bazı sonuçların “sadece tahminle yapıldığı” tartışması sürüyor.

Metropol Araştırma Şirketi’nin sahibi Özer Sencar, 7 Haziran seçimlerinde de gündeme gelen “A&G’nin sahibi Adil Gür artık siyasi araştırma yapmıyor. Sadece tahmine dayalı sonuçlar veriyor” yorumlarını tekrar gündeme taşıdı.

Adil Gür’ün Sabah gazetesine verdiği sonuçlarda “4 parti için verilen rakamların hiçbirinin alanı yansıtmadığını, bunun da tahminden çok manipülasyon olacağını” söyledi. Toplumun anketlerle şartlandırılması ve yanıltılması son derece önemlidir ve gerçek ortaya çıkmalı, buna izin verilmemelidir.

Yalçın Akdoğan’ın 7 Haziran seçimlerinden sonra “Güneydoğu’da birçok köyde tulum oy çıktığını” söylemesi, seçime hile karıştığının ve buna göz yumulduğunun açıklaması değil midir?

Türkiye’nin uzunca bir belirsizlik sürecinin zararlarını göreceği biliniyor ama umalım da telafisi imkansız noktaya gelinmesin!

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR