Üzülmek kader midir?

Seçimin üstünden bir ay zaman geçti, ülke hükümet bekliyor ama bunun yerine hala siyasi partilerin etik ve hatta yasa dışı çekişmelerini izliyoruz.

Salı günü gazetelerde Manisa’nın Çökelek köyünde 13’ü kadın 15 tarım işçisi “şerit ihlali yapan bir tanker”in bindikleri araca çarpması sonunda hayatını kaybetti.

Bu işçiler 1 kilogram asma yaprağını 1.5 TL’den satarak günlük 40-50TL kazanç sağlamak için sahur vakti yollara çıkmıştı. Kazançlarıyla bayramda çocuklarına kılık kıyafet almak üzere çalışıyorlardı.

Hükümetin başındaki kişilerin “Çok israf yaptık, böyle yapmasaydık vergi toplamamıza bile gerek kalmazdı” dediği, devlet kaynaklarının itiraftan kaçamayacak kadar sorumsuzca harcandığı, benzersiz yolsuzlukların yargıya bile gönderilmediği bir ülkede bu acı çelişki ve haksızlık kabul edilebilir mi?

Siyasi etik yok oldu!

Günde 40 TL için maden işçileri, asma yaprağı toplayan köylüler hayatını kaybederken, yüzlerce öksüz ve yetim bayramı boynu bükük geçirecekken diğer tarafta har vurup harman savurma, haksız hukuksuz sınıf farkları yaratma vicdanları sızlatmaz mı?

Haberin Devamı

Ülke bir aydır hükümet bekliyor ama etik dışı tartışmalar, anlamsız oyalanmalar bitmek bilmiyor. Seçmen “koalisyon istediğini” göstermesine ve görevini yapmasına rağmen hala çocuk mızıkçılığı gibi tavırlarla erken seçime yönelik algı çalışmaları sürüyor.

TBMM Başkanı seçilen AKP’li İsmet Yılmaz’ın “Başkanlık Divanı oluşmadığı için Genel Kurul oturumunu kapatacağını” söylemesi üzerine CHP ve HDP milletvekilleri haklı olarak tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök “Çalışmaların iktidardan düşmüş bir partinin geçici hükümetiyle sürdürülerek bu süreçte 663 üst düzey atamanın yapıldığını, bunların içinde bakanlık kadroları, kaymakamlar, büyükelçiler olduğunu” açıkladı.

Bunun siyasi ahlaka aykırı olduğunu, ancak Meclis’ten güvenoyu almış bir hükümetin yetkisi içinde olduğunu bildirdi. Nihayet dün Başbakan Yardımcısı Arınç “2 gün içinde Cumhurbaşkanı’nın Davutoğlu’nu görevlendireceğini” söyledi.

MHP’nin gafı!

Son olarak MHP Grup Başkanvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun; Meclis başkanlığı seçimindeki tutumlarına mazeret olarak “Baykal’ı desteklesek bize ‘muhalif adı altında dinsiz, inançsız bir partiyi seçtirdiniz’ diye yükleneceklerdi” demesi çok talihsiz ve beklenmedik bir çıkıştı.

Haberin Devamı

Yılların deneyimli bilim adamı olarak hiç kimsenin bir başkasına, bir partiye veya kitlelere “dinsiz, inançsız” diyemeyeceğini, hele laik bir rejimde bunun söz konusu olamayacağını bilmeliydi.

PKK ve IŞİD tehlikeleri de büyürken ülke hükümet bekliyor, herkes sorumluluğunu artık üstlenmelidir!

DİĞER YENİ YAZILAR