Sokaklarda infaz çetesi

Kabil Okyayatan’ın hikâyesi derin incelenmeli.

Kobani isyanındaki esrarı çözecek anahtar oradan çıkabilir!

İstanbul’un sokakları Kobani protestolarına, daha doğrusu gözü dönmüş yağmacılara teslim olmuşken Esenyurt’ta ibretlik bir olay yaşandı.

Olayın mağduru 35 yaşında bir inşaat işçisi olan Kabil Okyayatan’dı.

Daha iyi bir yaşam için Van’dan İstanbul’a gelip Esenyurt’a yerleşen bu talihsiz yurttaş, eşi ve beş çocuğunun kendisini beklediği evine gidiyordu.

Akşam saatleriydi ve Kobani protestolarının ateşi kenti sarmaya başlamıştı.

Kabil Okyayatan bir anda polislerle protestocuların arasında kaldığını farketti. Ama canını kurtaracak hamleyi tamamlamaya zaman bulamadan bir polisin silâhını üstüne yönelterek “dur” diye bağırdığını duydu.

Sonrasını o anlatsın:

“Beni durduran polise eve gittiğimi söyledim. Bu sırada ellerinde bıçaklar bulunan bir grup geldi polisin elinden beni alarak darp etmeye başladı...

Polis hiçbir şey yapmadı.

Beni çırılçıplak soyup 16 yerimden bıçakladılar. Biri bacağıma üç kez balta ile vurdu. Döner bıçağı ile sırtımı kestiler.

Haberin Devamı

Öldüğümü düşündükleri için bıraktılar..”

Olaylar kışkırtıcı ajanlara ve hatta infaz mangalarına dönük bir himaye anlayışının sokakları kapladığını göstermiyor mu?.

“Alçaklar, hainler ve nankörler” asıl bu olayda aranmalıdır.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu hakaretleri muhalefet partilerine yönelterek işbirliği kapılarını kapatıyor.

Evine giden bir adam ne hakla, hangi suç isnadı ile yakalanıyor?

Masum bir vatandaşın bıçaklı, satırlı sopalı haydutlara, hangi yasanın öngördüğü yetkiye dayanarak infaza verilmiştir?

Devlet, bütün imkânlarını kullanarak karanlığı aydınlatmalıdır.

Aksi halde bu kavram karambolu terör tahriki üreten bir bataklık yaratır.

Meclis’in “çare kapısı” olma umudu asla kaybedilmemeli.

Şüpheye karşı kredi

HSYK seçimini “Yargıda Birlik Platformu” kazandı.

İktidarın desteklediği grubun başarısı, yargının tamamiyle iktidar güdümüne gireceği şüphesini doğurdu.

İktidar yanlısı cephenin 22 üyeli HSYK’da temsil gücünü 15’e çıkarması cemaatin tehdit olmaktan uzaklaştığı anlamına geliyor.

Haberin Devamı

Peki iktidar yanlısı oldukları inkâr edilmeyen çoğunluk yargının tekrar güven ve itibar kazanmasını önlemeyecek mi?

Bu arıza biraz seçilenlerin meslek ahlâkına bağlılıkları ile düzelecek.

Bir de o meşhur söz...

Taç giyen baş akıllanır.

Seçilenlerin adalet duygusuna güvenmek ve yapacağı ilk hataya kadar beklemek lâzım!

DİĞER YENİ YAZILAR