Orduya Kumpas!

Haberin Devamı

Uygunsuz işbirlikleri bir yere gelince olaylı biçimde bozuluyor.

Siyasal İslâm çizgisindeki bir siyasi partinin cemaat adı verilen dini bir toplulukla siyasi ittifak kurması İslâm’ın ruhuna aykırıdır.

Son iktidar-cemaat çatışması bunu kanıtlıyor.

Çünkü siyasi güç kolay paylaşılabilen bir şey değildir.

Son olay, laikliğin sadece toplum düzenini değil, dini de koruduğunu kanıtlamıştır.

Dini sömürünün bizdeki gibi alıp başını gidecek kadar kontrolden çıktığı yerlerde en büyük zararı din görür.

Nereye kadar sürer bu gidiş?

Sahte laiklik teşhis edilip gerçeği yerine konulana kadar.

Kolay değil tabii.. Çünkü siyaset dinin egemenliği altına girmiş, güç mücadelesi aleniyet kazanmıştır.

Gümbür gümbür...

Şu anda meşruiyeti şüpheli bir mücadelenin gerginliğini yaşıyoruz.

İktidar partisi ile ona destek veren cemaatin arasında başgösteren kötülüklere her gün bir yenisinin eklendiğini izleyerek şaşırıyoruz.

Başbakan’ın siyasi başdanışmanı olan Yalçın Akdoğan dün gazetedeki köşesinde sarsıcı bir iddia ortaya attı:

“Cemaat orduya kumpas kurdu!”

Türkçe sözlüklerde “kumpas kurma” deyimi, “gizli tertip kurma” diye açıklanıyor.

Akdoğan cemaate yönelik suçlamasını, ileride doğabilecek pişmanlığı hesap etmeden gümbür gümbür açıklamış yazısında:

“Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranlar bu ülkenin hayrına çalışıyor olamaz!”

Türkiye’nin en büyük sorunu adaletten yoksunluktur.

Kumpası yakalamak...

Akdoğan yıllar yılı Başbakan’ın en yakınında bulunmuş, en gizli bilgileri paylaşmış kişidir.

Eğer cemaati kumpas kurmakla suçlamışsa peşinden gitmek, iddiasını ispatlayacak kanıtları aramak yalnız hukuka saygının değil ahlâkî bir mecburiyetin de sorumluluğudur.

Kumpas hangi hileleri içeriyordu?

AKP iktidarı, o sırada yaşanan yüzlerce aile faciasını önlemek için ne yaptı?

Yoksa o da cemaatin devlet içindeki etkinliği hazır kendi intikam arayışına hizmet ediyor diye seyirci mi kaldı?

Çok önemli bir “tanık” Silivri mahkemelerine güvensizlik besleyenleri haklı çıkaran şeyler söylemiştir.

Adalet devletin temeli ise harcanacak çabanın sınırı yoktur.

Mağdur ve mazlumları kurtaracak mucizenin yolu açık tutulmalıdır.

Hukuka güveni yeniden inşa edecek hâkimleri görev bekliyor!

DİĞER YENİ YAZILAR