Yargısız infaz

Haberin Devamı

Cezaevine bitişik “özel mahkeme” burada adalete hizmet edecek işler yapılmayacağının işareti idi.

Bu şüphe çok geçmeden gerçekleşti.

Silivri adaletin değil önyargının sembolü olarak tarihe geçecektir.

MHP lideri Devlet Bahçeli dün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile MHP milletvekili emekli general Engin Alan’a reva görülen haksızlıkları protesto etmek amacıyla Silivri’yi ziyaret etti.

Onlarla görüştükten sonra yaptığı açıklamada “Terör örgütü PKK’nın elebaşılarını ve militan kadrosunu temize çıkarma gayretlerinin sürdüğü dönemde Başbuğ’a yargısız infaz yapılması kabul edilemez ilkelliktir”dedi.

MHP liderine göre “bölücü terörle mücadelede kahramanlık sergilemiş komutanları terör örgütü kurmakla itham etmek akla ve zekâya ihanettir.”

Akıl ermeyen çelişki

Eski Cumhurbaşkanı Demirel de aynı konuda medyaya konuşmak ihtiyacını duymuş olmalı ki dün “adil yargı” çağrısı yapıyordu.

Demirel’e göre Silivri yüzünden “adil yargı” çoktan gölgelenmiştir.

Hukuksuzluk halkı bölmüştür.

“Silivri, her gün zulüm feryatlarının yükseldiği bir ıstırap yuvası” görüntüsü taşımakta, düzeleceği ümidini de hiç vermemektedir.

Gerçekten de toplum vicdanı kanamaktadır.

Çünkü halkın büyük kesimi, devletin bir yandan kan dökenlerle uzlaşma arayışı gösterirken öte yandan kan dökücülere karşı kahramanca mücadele veren insanları acımasız ve hukukdışı biçimde cezalandırma isteğindeki çelişkiyi çözememektedir.

Demirel “Türkiye’de korku iklimi hâkim.. Dilerim bunun yerini artık güven alır” diyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski yargıcı Rıza Türmen’in şu anda milletvekili olması, hukuk devletini samimiyetle önemseyen bir iktidar için büyük şanstı. Yazık ki kullanamıyoruz.

Hasret bitsin artık

Önümüzdeki dönemde Silivri kararları ile ilgili olarak büyük tazminatlar ödeyeceğiz.

Ek olarak T. C. devletini utandıran mahkûmiyet kararları üstümüze yağacak.

Eski AİHM yargıcı Türmen “Balyoz davası Türk adaleti üzerine çok büyük bir lekedir. Gölgedir” diyor.

Kararların daha önceden verilmiş olduğunu düşünüyor ve mahkemenin “Biz şimdi hukuk kılıfını nasıl uyduracağız” bunun arayışı içinde hareket ettiğini öne sürüyor.

Buna rağmen adil yargılama unsurları eksik kalmıştır.

Mahkemenin cunta lideri olduğunu düşündüğü emekli orgeneral Çetin Doğan’ın ameliyat olması nedeniyle darbenin gerçekleşmediğine karar verilmesi yaşanan trajediye lüzumundan fazla güldürü katmıştır.

“İşim çıktı” mazereti bir randevunun iptaline gerekçe olabilir. Ama darbe yapacak bir cuntayı ameliyat durdurmaz.

Hukuk devletine hasret daha ne kadar sürecek?

DİĞER YENİ YAZILAR