Devlet içinde devlet...

Haberin Devamı

Başbakan bir hafta önce özel yetkili mahkemelerin son durağa geldiğini ilân eden sözler söylemişti.

“Devlet içinde devlet” gibi davranan bu mahkeme Başbakan’dan izin almadan MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağırarak çizmeyi aşmıştı;

“Haddinden fazla yetki doğuran bu madde (CMK 250) üstünde düşünmemiz lâzım” diyen Erdoğan adeta “kapatın bu mahkemeleri” demeye getiriyordu.

Ama bu gerekçelerin döşediği yolda hiçbir ilerleme olmadı.

Başbuğ’un hayali

Son bakanlar kurulu ardından Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan’nın açık beyanlarına rağmen özel yetkili mahkemelerin yetkilerini sınırlayan, yani CMK 250’yi değiştiren bir düzenlemenin taslak halinde bile mevcut bulunmadığını öne sürdü.

En yaygın şikâyet, gerekli gereksiz suçlanan herkesin tutuklanıp hapse atılması, uzun tutukluluk yoluyla insanlara ceza çektirilmesidir.

Başbakan o konuşmasında “Tutuksuz yargılanabileceği halde maalesef tutuklu yargılanan insanlar var” demişti.

Bunu söylerken gözünde canlandırdığı “mağdur”ların başında kuşkusuz eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ geliyordu.

Ahlâk ve vicdanla yıkanmış aklın kılavuzluğu, Başbuğ’un kendisine yöneltilen suçları işlemiş olabileceğine ihtimal vermiyor. Nitekim eski Genelkurmay Başkanı, ağır bir hakarete ve haksızlığa uğradığını, her fırsatta haykırıyor.

İki gün önce Silivri’yi ziyaret eden milletvekillerine söyledikleri insana acı veriyor:

Zor bir ameliyat

“Ben gündüz Genelkurmay Başkanlığı yapıp gece silâhlı terör örgütü mü yönettim? Bu suçlama doğruysa bu devleti kapatın gitsin!”

İsyanının sebebi, Silivri’ye “zindan” şöhreti kazandıran hukuk ihlâllerinin aynıdır:

“Gizli tanık ifadeleri ve imzasız ihbar mektupları ile tutuklanıyoruz. Dijital uydurma belgeler var. Hükümeti yıkmak için örgüt kurmak ve hükümet aleyhinde kara propaganda oluşturmakla suçlanıyorum. İnternet sitelerinden bahsediliyor. Bu siteleri göreve gelince ben kapattım!”

Türkiye “Yüce Divan’da yargılanması gereken eski Genelkurmay Başkanı niçin özel yetkili mahkemede?” sorusuna cevap aramaktan çabuk vazgeçti.

Sadece o kadar mı?

Hükümet aleyhine propaganda yapan internet sitelerini kapatan Genelkurmay Başkanı tutuklandı ama onları açtıran Genelkurmay Başkanı mezara kadar gidecek sırların kazandırdığı dokunulmazlığı yaşıyor.

Başbakan geçen hafta “süreci yumuşatarak atlatmamız lâzım” derken işaret fişeğini atmış oluyordu.

Kararlılık yansıtan bu sözlerine “cemaat” tehdit kokan uyarılarla karşılık verdi.

Başbakan’ın dünkü özel yetkili mahkemelerin tamamen kaldırılabileceğini belirten sözleri önemli bir dönemeçtir.

Dileriz başarır.

Eğer bu tecrübe, siyasi iddia sahibi bir cemaatle işbirliği yapmanın tehlikelerini AKP iktidarına öğretmişse, adalet kendini kurtarmak için iyi bir fırsat yakalayacak demektir.

Peki “Devlet içindeki devlet” nasıl temizlenecek; tabii o başlı başına zor bir ameliyat olacaktır!

DİĞER YENİ YAZILAR