Fırsat ganimet

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı’nın medyaya tepkisi Başbakan’ı çok mutlu etmiş görünüyor.

“Yüreği yağ bağladı” derler ya, öyle bir şey... Yalnız değerlendirme hatası yapıyor:

Orgeneral Başbuğ TSK’yı yıpratma amaçlı yayınları, gizli raporları sızdıranları ve bunları yayanları hedef almış ve uyarmışken Başbakan fırsatı ganimet bilip hedefi büyütmüştür.

İktidar yolsuzluklar ve terör yüzünden yıpranıyor. Ekonomik kriz erimeyi hızlandırmıştır. AKP’ye yakın Metropoll şirketinin anketi eylülde desteği yüzde 50’nin üstüne çıkan iktidar partisinin ekimde 35’e gerilediğini gösteriyor.

Başbakan “Medyayı kötülersem, etkisini azaltırım” diye düşünerek böyle toptancı bir değerlendirmenin yanlışına düşmüş olabilir.

Ama unutulmamalı ki, olumlu ve olumsuz ayrımı yapmadan eleştirilerin tümüne karşı çıkan iktidarlar kendi ufuklarını daraltırlar.

Erdoğan dün, toptancı bir yargının günahına girmek pahasına şu iddiayı ortaya attı:

“Terörün tek amacı propagandasını yaptırmaktır. Ne yazık ki yazılı ve görsel medya bu propagandayı yapmaktadır..”

Hedef şaşırtmak için

Hayır, mesele bu kadar basit değil.

Milletin birliğini ve vatanın bütünlüğünü korumak konusunda medyanın inanç ve kararlılığını sorgulamaya ve hele şüphe gölgesi düşürmeye kimsenin hakkı olamaz.

Adresi belirsiz suçlamalar, ancak başarısız iktidarların halkın dikkatini saptırma çabası olabilir.

Biz de teröre karşı savaşa girmenin ahlâki açıdan sadece bir görev değil, insanlık onurunun yüklediği mecburiyet olduğunu bilerek ve bölücü katillerle dağlarda çarpışan kahramanların minnet ve şükran duygularımızı fazlasıyla hak ettiklerini unutmadan hareket ediyoruz.

Ama bizden her kaybı sadece “Vatan sağolsun” diye karşılamamız istenemez.

Teröre karşı verilen kutsal mücadelede uğradığımız kayıpları azaltmak ve katil sürülerini bir an önce yok etmek için ihmal edilmiş bir tedbir, yapılan bir yanlış var mı bunları elbette sorgulayacağız.

Biliyoruz iktidar, muhalefetin yıpratıcı etkilerini azaltmak için siyaset alanını daraltmaya çalışıyor. MHP lideri Bahçeli geçen gün Başbakan’a şöyle sesleniyordu:

1 Mart’ta neredeydi?

“Terörle siyaset olmaz, krizle siyaset olmaz, diplomasiyle siyaset olmaz diyerek hayatın her alanına yasak getirmeye çalıştığın özürlü siyaset zihniyetinin takipçisi mi olacağız?”

Karikatür dergisi Penguen’in son sayısının kapağında Başbakan ekonomik krize karşı uygulayacakları programa bakıyor:

1. İnkâr edelim

2. Dua edelim

3. Krizi şerefsiz ilân edelim!

Başbakan bütün hedeflere karşı aynı taktiği kullanıyor. Bu meselede askere halkın geleneksel desteğinden de yararlanmak istiyor medyaya karşı.

Şu sözünün içerdiği örtülü mesaj Başbuğ’un öfkesini kendi hesabına ne kadar iştahla değerlendirdiğini açığa vuruyor:

“Biz doğru yerdeyiz gerisini yanlış yerde duranlar düşünsün!”

Bu tekmili vererek askerlerin gözüne girebiliyorsa kutlu olsun.

Ama “Bunu 1 Mart tezkeresini meclisten geçiremeyen iktidarın başı mı söylüyor” diye sormazlar mı?

İktidar olmanın farkı, asıl tarihi kavşaklara gelindiğinde yanlış yapmamaktır.

AKP iktidarı asıl o gün doğru yerde olmalıydı.

Öyle olsaydı Kuzey Irak’ta bir bağımsız devlet inşa ediliyor olmayacaktı bugün katil sürüleri korundukları, vurup kaçtıkları güvenli topraklar bulamayacaklardı.

DİĞER YENİ YAZILAR