Rus mu, ABD mi fark etmez!

Afrin’de tankımıza yapılan saldırıda kullanılan füzenin ABD yapımı mı, Rus yapımı mı olduğu tartışılıyor oysa bunun fazla önemi yok.

Her ikisine ve Avrupa ülkelerine ait silahların terör örgütü tarafından kullanıldığı bugüne kadar birçok kez ortaya çıktı.

13 Kasım 2017’de PKK’da ele geçirilen 4500 Kalaşnikof silahının yüzde 72’si Rusya menşeli idi, roketlerin çoğunun da Rusya’dan geldiği anlaşılmıştı.

29 Mart 2017’de Mardin Nusaybin’de PKK operasyonunda Rus yapımı füze ateşleyicileri ele geçti.

30 Mayıs 2016’da Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rusya’nın PKK’ya uçaksavar ve füze verdiğini” söyledi.

28 Mart 2017’de Hakkari’de öldürülen bir teröristte İsveç tanksavarı görülmüştü.

O nedenle, Rusya veya ABD füzesi olması fark etmez diyorum, her ikisi de PKK’ya yardım ediyor. Zaten Afrin’de PKK’nın yanında Rusya yok muydu, Fırat Kalkanı operasyonunda TSK’nın Afrin’e geçmesini o önlemedi mi?

Rusya’nın izni olmasa Zeytin Dalı operasyonu “onunla savaşmadan” gerçekleşebilecek miydi?

Şu anda da Rusya’nın bize dost olduğunu sanmak gibi bir yanılgıya düşmeyelim. Afrin operasyonu sınırlanmazsa önümüze beklenmedik bir tablo çıkabilir.

Haberin Devamı

Roketler, füzeler, ‘üs’ler…

Afrin’e Zeytin Dalı operasyonunun 15’inci gününde 8 şehit vermiştik, 5 askerimiz yaralanmıştı, geçen Pazar günü de yine Afrin’de PKK operasyonunda 2 askerimiz şehit oldu, 5 askerimiz yaralandı.

Pazar akşamı Hatay’ın Erol Çavuş Sınır Karakolu’na yapılan havan saldırısında ise 1’i ağır olmak üzere 5 askerimiz yaralandı. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyoruz.

Başbakan Binali Yıldırım Kilis’te açıklama yaptı ve “Bugüne kadar Hatay’a 60, Kilis’e 34 olmak üzere toplam 94 füze saldırısı olduğunu, 7 sivilin hayatını kaybettiğini, 113 kişinin yaralandığını” söyledi.

TSK Afrin’de olduğuna göre, terör örgütü Hatay’a ve Kilis’e Afrin’den nasıl roket atabiliyor sorusunu soranlar var.

Gerçekten bu kadar çok sayıda roket ve füze (geçen hafta “700’ün üstünde roket atıldığı” söylenmişti) nasıl oluyor da Afrin’den hala atılabiliyor, merak edilmeyecek gibi değil.

Haberin Devamı

Aynı zamanda ABD’nin bu kadar sık yaptığı “PKK’ya destek” açıklamalarından sonra İncirlik, Kürecik ve Diyarbakır üslerinin ABD’ye neden kapatılmadığı sorusu da çok duyulan ve cevabı merak edilen bir soru.

Esad faktörü

ABD ve AB’nin “Türkiye’nin PKK endişesine hak veriyoruz” açıklamalarına rağmen TSK’yı “terör örgütü saydıkları ama kendi silahları ve kendi askerleriyle donattıkları PKK karşısında yalnız bırakmaları” büyük planı göstermektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Vatikan’a giderken “1 milyon insanın ölümüne neden olan Esad’la görüşmesinin imkansız olduğunu” dolaylı olarak söyledi. Ancak…

Kendi illerimize aralıksız füze saldırıları yapılıyorsa, terör örgütü arkasına birçok ülkenin desteğini almışsa, kendi vatandaşlarımız tehlike altındaysa bu konu tekrar düşünülebilir.

Diplomasiyi göz ardı etmemeliyiz.

DİĞER YENİ YAZILAR