Irak ve Suriye’de oyunlar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’la görüşmesindeTürkiye açısından en önemli konu “IKBY’nin 25 Eylül’de yapmakta ısrar ettiği bağımsızlık referandumu ve ABD’nin Irak ve Suriye’de oynadığı rol”dü ama Trump yine “DAEŞ’le ortak mücadelemiz” diye başlayan yuvarlak, oyalayıcı açıklamalar mı yapmıştır belli değil.

Daha önce de olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de “Amerika’nın PYD/PKK’ya yaptığı silah yardımları, verdiği desteklere Türkiye’nin tepkisini” bildirdiği saatlerde TIR’lar dolusu silah ve zırhlı araç ABD tarafından (Apo posteleriyle dolu alanlarda) PYD’ye ulaştırılmaktaydı.

Bugüne kadar 3000 TIR’dan fazla araç ve silah gönderdiklerine göre, bu silahların hepsi (zaten ABD ve PYD’nin dümen suyunda hareket eden) IŞİD’e karşı mı gönderilmiştir?

3000 Tır ne için?

Trump, Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki gelişmelere tepkisini bilmiyor mudur ki Erdoğan BM Genel Kurul’unda bu tepkiyi bir kez daha ortaya koyarken, yıllardır süren IŞİD (DEAŞ) bahanesiyle PKK’ya silah sevkiyatı yapılmıştır?

Haberin Devamı

Binlerce araç ve silah olmadan da, savaşmadan da IŞİD daha önce kentleri ABD destekli PYD’ye bıraktığına göre bu 3000 TIR silah, zırhlı araç ne için gönderilmiştir, asıl soru budur.

Mesut Barzani’nin “Kerkük de Kürdistan’a dahildir. Bir başka grup müdahale ederse her Kürt savaşmaya hazırdır” şeklindeki açıklamalarından sonra Kerkük’te Kürtler Türkmen Partisi’ne (sınırsız sayıdaki silahlarıyla) silahlı saldırı yaptılar.

Onlara bu silahlar “yardım” olarak gönderilirken Cumhurbaşkanı Erdoğan “NATO üyesi ülkelerin bile, parasıyla bile silah vermediğini” söylüyor. Bu durum diğer ülkelerle çekişmeli ilişkilerimiz nedeniyle mi acaba?

Kerkük çatışma ortamı içinde.

Bu arada Başbakan Binali Yıldırım, Barzani’ye şu mesajı verdi:

“Türkiye uluslararası ve ikili anlaşmalardan (Lozan ve Ankara anlaşmaları) doğan haklarını kullanmaya kararlıdır”.

Ankara Anlaşması

O günün şartlarına göre olabilecek en iyi anlaşmaya, Lozan Anlaşması’na bile bugün haksızca eleştiriler yapılabiliyor.

Oysa, parçalanmış bir devletten zaferle biten savaşlarla, zeka ürünü anlaşmalarla Türkiye’nin bugünkü sınırlarının çizilmesini sağlayan Atatürk, Ankara Anlaşması’yla da bugünleri önceden gördüğünü belli etmişti.

Haberin Devamı

1926 Ankara Anlaşması’na göre Irak toprak bütünlüğünü resmen kaybettiği an Türkiye’nin Musul ve Kerkük üzerinde hak sahibi olması kabul edilecekti.

Demek ki Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti ilan edildiği takdirde Türkiye’nin Musul ve Kerkük’e müdahalesine BM de tepki gösteremez.

ABD, IKBY referandumunu istemiyor görünse de gerçek bu değildir.

Suriye’de de bir Kürt devletini bir yanda petrol ve madenler nedeniyle, diğer yanda “İsrail hatırına” istediği saklı, gizli bir konu olamayacağına göre artık oyalanmak yerine kararlar bu yönde alınmalıdır.

Unutmayalım, tatlı sözlerle politika paralel yürüseydi bugün Barzani “ancak ertelenirse referandumdan vazgeçerim” noktasına gelemezdi!

DİĞER YENİ YAZILAR