Genetik mutasyon sonucunda oluştular ve tüm dünyada sadece 30 tane bulunuyor. Yaşları 2,5 ile 3 yaş arasında, 150 kiloya kadar ulaşanları da var. Bunlardan 2 dişi 2 erkek olmak üzere 4’ü geçtiğimiz günlerde Çekya’dan Türkiye’ye getirildi. Onlar, Türkiye’nin kayıtlı olarak yaşayan ilk beyaz aslanları. Tuzla’daki Viaport Marina’nın içinde yer alan AslanPark’ın yeni misafirleri beyaz aslanlar oldu. Beyaz aslanlar uzman veteriner hekimler gözetiminde ve Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde geçen 21 günlük karantina ve rehabilitasyon süresinin ardından misafir görüşüne bugün açıldı. Aylık ortalama 200 ila 250 kilo et tüketen ormanların ‘beyaz’ kralları albino aslanlar ile karıştırılsa da durum çok daha farklı. Albino Aslanlarda görülen melanin pigmenti eksikliği beyaz aslanlarda görülmemekte. Yani albino canlılarda gözlemlenen hiçbir soruna beyaz aslanlarda rastlanmadığı için bu durum bir genetik varyasyon olarak kabul ediliyor. Yaşam süreleri vahşi ortamda 10-14 yıl kadarken, donanımlı tesislerde bu süre 20 yıldan fazla hayatta kalabiliyorlar. Yapılan araştırmalar da bunu kanıtlar niteliğinde. O sebeple de koruma altına alındalar. Parkın yeni misafirleri hakkında açıklamada bulunan Viaport genel müdürü Ogün Turanlı, “Dünyada beyaz aslanlar iki türden oluşuyor. Bir türü albino hastası olanlar, diğeri de çekinik genlerden dolayı beyaz olanlar. Aslanpark’a gelen aslanlar genetik olarak beyaz olanlar. Dünyada bunlardan 30 tane var. Biz 4 tanesini tesisimize getirdik. Bu demek oluyor ki yaşayan beyaz aslanların yüzde 10’dan fazlası ülkemizde bulunuyor. Nesilleri tükenmekte olduğu için uğraşımız bu hayvanları çift olarak getirmek. Çekya’da bulduk ve getirdik. 2 çift olarak ülkemizde bulunuyor. Fakat bu işin olumsuz bir tarafı da var. Beyaz aslan bir aileden beyaz aslan doğmayabiliyor. Hatta yüzde doksan oranında beyaz aslan doğmuyor. Olur da beyaz aslanımız olursa dünyada bir ilki başaracağız ve neslini çoğaltmış olacağız” dedi. Hayvanat bahçelerine olan bakış açısının önyargılı olduğunun altını çizen Turanlı, “Hayvansever olmak demek, hayvanat bahçelerine karşı olmak demek midir, bunu sorgulamak lazım. Dünyada 30 tane olan bir hayvanın 4 tanesini ülkemize getirip, bunu ziyaretçilere açmak hayvan sevmenin en güzel örneği. Çünkü bakıldığında nadide bir hayvanı getiriyoruz ve neslinin çoğalması için yardımcı oluyorsunuz. Yatırım yapıp bu hayvanları ülkemize getiriyorsunuz. En basit örneği, sadece bu aslanlardan dolayı 100 bin Orta Doğulu turisti Tuzla’ya getiriyoruz. Birinci önceliğimiz hayvanlarımızın mutluluğunu doğru koşullarda sağlamak. Dünya Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) standartları var. Ve biz bunlara uyduk. İsviçre’den CITES (Nesli Tehlike altındaki Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaret Sözleşmesi) Belgesi alıyoruz. Bu belge nesli tükenmekte olan hayvanların dünya üzerindeki yetki belgesidir. Biz tamamen buna bağlıyız. Tarım Orman Bakanlığı’ndan da belgelerimizi aldık.eri.com adresine girenler isim önerisinde bulunabilecek. Bizim hedefimiz şu an 27 olan sayımızı çoğaltmaktı ki geçtiğimiz haftalarda 3 tane Bengal kaplanları doğdu dedi. Öte yandan hayvanların isimlerinin belirlenmesi için bir kampanya başlatıldı. Kampanya kapsamında www.turkiyeninkedil