Gerçek İtalyan lezzeti tadacaksınız!
İtalyan mutfağının en yeni temsilcilerinden Trattoria La Scarpetta, İtalyan mönüsünü, yaz sezonu için baştan sona yeniledi. Trattoria La Scarpetta’nın yaz için hazırlanan ve şehrin göbeğinde açıkhava deneyimi sunan ‘arka bahçesi’, yazı İstanbul’da geçirenler için iyi bir alternatif olacak. Mekanın sahibi Cem Orkut ile La Scarpetta’yı konuştuk.
Trattoria La Scarpetta’yı diğer İtalyan restoranlarından ayıran özellikler nelerdir?
Mönümüz klasik İtalyan lezzetlerinden oluşuyor. Buradaki iddiamız; Türkiye’deki İtalyan restoranlarının herhangi birine gittiğinizde mönüde görebileceğiniz ‘garanti’ seçeneklerden farklı olarak, İtalya’nın farklı bölgelerini temsil eden ve Türkiye’de kolay kolay tadamayacağınız İtalyan lezzetlerini sunuyor olmamız. Mesela İstanbul’daki İtalyan restoranları genel olarak aynı standartta makarnalar kullanıyor. Hazır da alsalar kendileri de yapsalar; penne, pappardelle gibi seçenekleri görürsünüz. Biz bu durumu biraz daha değiştirmek istedik ve mönümüzde İtalya’da bile henüz ‘ticari’ olmamış, yerel makarnaların kullanılmasını tercih ediyoruz. Mönüde yer alan ‘agnolotti’ dana dolgulu alışılmamış bir makarna stili var. Türkiye’de başka bir restoranda bulunmuyor. Makarnalarımızın çoğu, bütün ekmek, hamur çeşitleri de taze olarak mutfağımızda yapılıyor. Ayrıca mevsiminde yetişmeyen hiçbir ürün, konserve, kurutulmuş ve dondurulmuş bir malzeme kullanmamaya da özen gösteriyoruz.
İsminizin anlamı nedir?
La Scarpetta ismi, İtalyanca’da ayakkabı anlamına gelen Scarpa’dan türetilmiş ve ‘küçük ayakkabı’ anlamına geliyor ama halk arasında ‘tabağın dibinde kalan yemeğin suyunu sıyırmak için kullanılan lokma’ anlamında kullanılıyor.
‘GİZLİ BAHÇEMİZ İSE TÜM YAZ AÇIK’
Mekanın konseptinde neyi ön plana çıkardınız?
Şehrin en merkezi noktalarından birindeyiz ama çok sakin bir sokaktayız. Gizli bir arka bahçede hizmet veren ve İtalyan mutfağının en güzel örneklerini sunma iddiasıyla yola çıkmış bir restoranız. Sadece mönümüzle değil; sunduğumuz ortamdan servise, restorandaki her detayla misafirlerimize ‘farklı bir İtalyan tecrübesi’ vadediyoruz. Mönümüzün yanı sıra, yaklaşık bin şaraplık, yüzde 60’ı yerli ve yüzde 90’ı yabancı şaraplardan oluşuyor.
La Scarpetta ayrıca sizin ilk restoran yatırımınız. Yola çıkışınız nasıl oldu?
Değişik mutfaklar ve iyi restoranlar benim özel ilgi alanım. Güzel yemeğe ve iyi restoranlara her zaman ilgim vardı ama yurt dışında yaşadığım süreçte, çok fazla seyahat etmem vesilesiyle bu ilgi daha da arttı. Farklı restoranları ve farklı mutfakları deneyimlemeye devam ettikçe de bu alanda bir şeyler yapma fikri kafamda yerleşmeye başladı. Trattoria La Scarpetta’yı da 10 yıllık ‘farklı konseptlerde restoranlar açma planımız’ın ilk projesi olarak, Genel Koordinatörümüz Mürşit Göksüzoğlu ile beraber Etiler’de hayata geçirdik.
‘İŞ TOPLANTILARI İÇİN SES GEÇİRMEZ ALANLAR VAR’
La Scarpetta’nın doğanın içinde oldukça ilginç bir tasarımı var.
Mekanın genel tasarımı, yatırımcılar ve işletmecinin ortak çalışması sonucu gerçekleştirildi. Ama bir yandan da bir arka bahçede, doğanın içinde yer alan bir restoran olduğumuz için dekorasyonda doğal malzemeler ve yer yer sıcak tonlar da kullandık. İtalyan mutfağının sıcaklığına ve doğallığına uygun olarak La Scarpetta’da, girdiğiniz ilk anda size içine alan ve kendinizi rahat bir ortamda hissetmenizi sağlayan bir konsept yaratıldı. Arka bahçesinde, şehrin göbeğinde bambaşka bir açıkhava deneyimi vadediyoruz. Üst katımızda ise iş yemekleri ve toplantılar için tasarlanan izole bir bölüm seçeneği sunuyoruz. Ayrıca; dileyenlerin şarküteri mönüsünden istedikleri ürünleri satın alma durumu da var.
