Gazete Vatan Logo

Genç türbanlılar rahatsız!

AKP ve MHP'nin üzerinde mutabakat sağladığı 'başörtüsü bağlama' şekline sokaktan, başını örten genç kadınlardan farklı tepki geldi.

"Önden bağlamayamam, rüzgârda açılır" diyen de, "O nine modeli, öyle yapmam" diyen de var. Ancak yine de başörtüsü takmanın yasada yer almasından memnun görünüyorlar.

Türban tartışmalarının yükselişiyle birlikte sayıları artan ve türbanla tıpkı saçla olduğu gibi çeşit çeşit modeller yaratan kuaförlerse ikircikli. 'Yasayla tanımlanan' yeni baş bağlama modelinin nasıl bir moda yaratacağı konusunda henüz karar veren yok. Ama tesütter kuaförleri de tıpkı tesettürlü genç kızlar gibi başörtüsünün çene altından bağlanma şeklini eski ve 'sıradan' buluyor. "Bu model kendi modasını yaratır mı, zamanla göreceğiz" diyorlar.


Yüz açık, düğüm çene altında...

AKP ve MHP, anayasal değişikliklerin yanı sıra YÖK Yasası'nın Ek 17'nci maddesine de ekleme yapma konusunda uzlaştı. İki partinin ortak metninde başörtüsünün nasıl bağlanacağı tarif edildi. Bu tarife göre yüz açık olacak. Başörtüsü önden, çene altından bağlanacak.
Peki bu tarif şu anda üniversite sınavlarına hazırlanan ya da halihazırda bir üniversitede okuyan türbanlı kızlarda nasıl yankı buldu. Sokaktaki türbanlılara, uzlaşı metnindeki tarifle ilgili düşüncelerini sorduk:

Sümeyra İşçi, 23 yaşında, Fatih Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi: Okula giderken peruk takmıyorum. Türbanımı çıkarıyorum. Karar uygulanırsa tabii çok rahatlarım. Ama tarif ettikleri şekilde bağlanmasını da doğru bulmuyorum. Gerdanın kapanması gerek. İki ucu, önden bağlandığı zaman, rüzgârda açılır. Zaten görüntüsü de tabiri caizse babaanne gibi. Çok eski moda. 'Sıkma baş' gibi yapsınlar. Yani başörtüsünün uçları arkadan bağlansın. Ayrıca yasaklar her zaman daha cezbedici. Başörütüsü yasağı kalkınca açılanlar artabilir.

Emine Yeşim Uzun, 21 yaşında ve üniversiteye hazırlanıyor, imam hatip lisesi mezunu: Ne o öyle! Nine gibi. Yasak sürseydi, peruk takmaz, okula açık girerdim. Ama o dediğiniz şekilde asla bağlamam, çok çirkin. Mutlaka bir yolunu bulurum.

Fidan Akçakaya, 21 yaşında, açıköğretim fakültesi öğrencisi: Çift taraflı bakmak gerek. Kapanmak isteyenler için çok iyi olacak. İsteklerine kavuşacaklar, ama ailelerince zorla kapatılmak istenen arkadaşlar çok zorluk yaşayacak bundan sonra. Onlar için üzülüyorum. Ben sınavdan sınava gidiyorum okula. Bağlama biçimi karışık konu. Fatih'teki çarşaflı kadınlara kalsa yüzü de kapatmak gerek.

Ayşegül Kaya, Dumlupınar Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi: Kararı sevinçle karşıladım. Allah'ın emrini uyguladıktan sonra çene altından da bağlarız. İsterlerse, tek tip renk belirlesinler, ona da uyarız.

İsimlerini açıklamayan ilahiyat fakültesi öğrencisi türbanlı üç kız: Bir şey düzeltilecekse tam düzeltilsin. Onlar da istiyorsa mayoyla gelsin, biz de onlara karışmayız.

Saliha Kaya, imam hatip lisesi 10. sınıf öğrencisi: Biz onlara karışmıyoruz, onlar da bize karışmasın. Bu bağlama şekli yaşlı gibi. Bir bez parçası için okula girmemize izin vermiyor, sonra da kızlar neden okumuyor diyorlar. Ne kadar doluyum... Çok kızgınım.
Fakma Aktan, meslek lisesi 10. sınıf öğrencisi: Ne fark eder ki.. Ha yandan ha arkadan ha önden bağlamışsın.. Ama önden bağlamak güzel durmuyor.
İsim vermeyen İstanbul Üniversitesi öğrencisi: Amacımız başımızı örtmek. Aşırıya kaçmak değil. Olumlu bir gelişme ama yine de bir yaptırım. Ha çene altından bağlamış ha başka türlü. Ne fark eder ki? Ben hiç çene altından bağlamadım. Tarzım değil.

İsim vermeyen İstanbul Üniversitesi'nden bir öğrenci: Bağlama şekline karışılması, 'Düğmeni neden öyle ilikledin' demek gibi bir şey. Komik. Bize artık karışmasınlar. Herkes istediği gibi gezsin. Biz kapıda her seferinde üstüme başıma ne diyecekler endişesi yaşamak istemiyoruz. Çok geç kalmış bir karar. Üniversitede değil sadece, kamuda da serbest kalmalı. Biz kamuda da çalışmak istiyoruz.

Sevim Yıldız, bir iç giyim mağazasında tezgâhtar olarak çalışıyor: Başörtüsünü siyasette kullanmasınlar. Ben okumadığım için çok bilmiyorum. Bu yeni tarife de eskiler öyle görmeye alıştıkları için öyle istediler sanırım. Her türlü bağlanabilir ama aşırıya kaçılmasın.
Zeynep Dursun, 25 yaşında, ev hanımı: Dinin gereğini yerine getirdikten sonra şekli fark etmez. Çok olumlu bir gelişme.


'Uçlarına güller bağlanabilir'

Türbanlara saç gibi şekil veren, eşarptan bukleler, güller yapan kuaförlerse bu bağlama şeklinin türban kadar stilize edilemeyeceği görüşünde. Kimi türban tarayan kuaförler, bu bağlama modelinin kendi modasını yaratıp yaratmayacağını zaman gösterecek diyor. Hayriye ve Atalay Güzellik Salonu sahiplerinden Atalay Dereçiçeği "Bu bağlama modeli için kuaföre gerek yok. Zaten türbana verdiğimiz farklı modeller, özel günler için fantazi şeklinde düşünülen modeller. Yeni model, daha çok gündelik yaşam modeli gibi. Yasalaşırsa, tarz haline gelir, sokakta da böyle bağlanır. Çene altından modelde başörtüsü iki ucuna broşlar, kolyeler, güller geçirilerek süslenebilir. Yeni modelin modası da bu olacak herhalde" diye konuşuyor.
Diğer kuaförler net bir şey söylemezken, "Şimdi konuşmak için erken" dedi.



Türbanda zaten devrim olmuş!

Peki ya türban ve eşarp satıcılarıne düşünüyor?

İpek Eşarp'ın sahibi İbrahim Terzioğlu'na göre yeni model çok Anadoluvari :
"Refah Partisi döneminde 110 santimetreye 110 santimetreydi. Şimdi 90 santimetreye 90 santimetre. Büyük bir değişim yaşandı. Ama bu yeni modelle türban modasında değişiklik olacağını düşünmüyorum" dedi. Tekbir Giyim'in Fatih şubesi sorumlusu adını vermek istemiyor ancak görüşlerini anlatıyor: "Modada bir şeyi değiştirmez. Eşarbın boyutunu da değiştirmez. Aynı eşarplarla alttan da bağlanabilir. Ama herkes bu şekilde giyinmeye zorlanırsa, kendine moda oluşturmak zorunda kalır."



Haberin Devamı