Fotoğraflarla Atatürk
.

''Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin !'' Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor:
Atatürk'ün Çankaya Köşkü'ndeki bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Atatürk'ün geçeceği yolu kapadığını gördük. Ağacın bir yanı dik bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata,havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım:

'Emrederseniz derhal keselim Paşam.'' Bir an yüzüme baktı, sonra:

'Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin !''

''Yurdumun Toprağı Temizdir'' Kral Edward İstanbu'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı'na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir.

Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır.

O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve:

'Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.'' diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.

''Oradan Böyle Geçilir'' Salih Bozok anlatıyor:
İngilizler Çanakkale'de Anafartalar Grubu'nu mağlup edip de cepheyi sökemeyince, yeni bir harekete giriştiler ve bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı. Halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altına tutuluyordu. Her an gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor, ölüm saçıyordu.

Bir insanın değil, bir kurdun bile geçmesine imkan görülmüyordu. Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan Türk subay ve askeri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı.

Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. Mustafa Kemal bu hali görünce siperlere koştu,askerin arasına karıştı ve sordu:

''Niçin geçmiyorsunuz ? '' İçlerinden biri cevap verdi:

'Düşman ölüm saçıyor, geçilmez !'' Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden:

''Oradan böyle geçilir!'' dedi ve ileri fırladı.Mehmetçik artık durur mu ? O da kumandanının arkasından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar, tepeyi tuttular.

''Sizin kendinize mi itimadınız yok, Türk hanımının faziletine mi?'' Muallimler Ankara'da bir toplantı yapmışlar, bu içtimaya iki-üç muallim hanım da iştirak ederek salonda ayrı bir yere oturmuşlardı.

Muallim hanımların içtimaya gitmelerini hoş görmeyen meclisin sarıklıları Gazi'ye şikayete giderler. Gazi kızarak:

''Kimmiş muallimler cemiyet reisi ? Çağırın onu!''der. Mazhar Müfit birkaç dakika sonra içeri girince gürleyen bir sesle ona çıkışır:

''Siz Muallimler içtimada ne yapmışsınız ? Ne ayıp şey bu?'' Mazhar Müfit şaşakalır. Gazi'den bu hareket mi beklenirdi? Sarıklılar muzaffer bir beşaretle gülmektedir. Sarıklılar neşe içinde iken, Gazi'nin sesi hep aynı tonda devam eder:

''Olur şey değil,olur şey değil! Mazhar müfit hala ayakta ve hala ne diyeceğini şaşırmış bir halde cevap vermeye çalışır:

''Efendim vallahi...''

''Bırak bırak ben hepsini biliyorum; içtimaya muallime hanımları da çağırdınız. Fakat onları niye ayrı sıralara oturttunuz ? Sizin kendinize mi itimadınız yok,Türk hanımlarının faziletine mi ? Bir daha öyle ayrılık gayrılık görmeyeyim, anladınız mı ?''

Paşam biraz gülümser misiniz?
KENAN BUTAKIN / VATAN HABER MERKEZİ Atatürk’ün gülümseyen fotoğrafının öyküsü ortaya çıktı. 1922’de, tıbbiyeli Muhterem Bey’in, “Paşam fotoğraflarınızda sert görünüyorsunuz. Rica etsem gülümser misiniz’ dediği öğrenildi.
Hem tıp doktoru hem de yazar olan Prof. Dr. Metin Özata, 14 Mart Tıp Bayramı öncesinde yayınladığı “Atatürk ve Hekimler” adlı kitabında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cephede ilk gülümsediği fotoğrafın öyküsünü ele aldı. Özata, Araştırmacı Atilla Oral’ın Kurtuluş Savaşı döneminde tıp öğrencisi olan Radyoloji Uzmanı Prof.Dr. Muhterem Gökmen’in eşi Dilara Gökmen ile 2005 yılında gerçekleştirdiği hiç yayınlanmayan röportajını kaleme alarak o fotoğrafın öyküsünü yazdı.

İşte o öykü: Mustafa Kemal Paşa’nın 1922 yılında ilk defa gülümseyen fotoğrafının çekilmesinin gerçek hikayesini yazan Özata, kitabında o öyküyü şöyle anlattı:”13-23 Haziran 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, Yunan işgal kuvvetlerine yapılacak harekata hazırlık için Kocaeli bölgesine geldi. Ziyareti sırasında beraberinde birçok gazeteci bulunuyordu. Paşa’nın yaptığı açıklamaları gazeteciler not alıyor, teftiş sırasında fotoğraflar çekiliyordu. Paşa’nın fotoğraflarını çeken Tıbbiye öğrencisi. Muhterem Bey, Mustafa Kemal Paşa’nın gazetelerde yayımlanan fotoğraflarının sert ifadelerle çekildiğini düşünüyordu. Oysa Mustafa Kemal Paşa güler yüzlü ne neşeli bir mizaca sahipti. Gülümseyen bir fotoğrafı gazetelerde hiç yayınlanmamıştı. Mustafa Kemal Paşa, Geyve’de bulunduğu sırada, Karaçam bölgesinde kısa bir an teftişe ara verdi. Paşanın bir tarafında Kocaeli Cephesi Kumandanı Halit Paşa, diğer tarafında Cevat Abbas Gürer oturuyordu. Muhterem Bey o sırada Mustafa Kemal Paşa’ya hitaben ‘Paşam fotoğrafınızı çekmeme izin verir misiniz?’ dedi. Mustafa Kemal Paşa da, ‘Buyurun çekin’ dedi. Muhterem Bey daha sonra, “Paşam bütün fotoğraflarınızda sert ifadelerle poz veriyorsunuz. Sizden rica etsem bu fotoğrafta gülümseyebilir misiniz?’ diye sordu. Paşanın beraberinde bulunanlar genç tıbbiyelinin teklifini münasebetsizlik olarak gördüler. Asabiliği ile tanınan Halit paşa derhal kaşlarını çattı. Bir anda buz gibi bir hava esti. Herkes Mustafa Kemal Paşa’ya bakıyor ve bu ciddi olmayan teklife nasıl yanıt vereceğini merak ediyordu. Oysa bu teklif, Mustafa Kemal Paşa’nın çok hoşuna gitmişti. Paşa gülümseyerek, ‘Çocuk doğru söylüyor. Tıbbiyeli bu gencimizin arzusunu yerine getirelim.’ dedi. Üstelik Muhterem Bey’in teklif ettiği bu fotoğrafta kendisinin de çıkmasını istedi ve genç tıbbiyeliyi yanına çağırdı. Fotoğraf Etem Bey tarafından çekildi. Mustafa Kemal Paşa’nın Kurtuluş Savaşı sırasında cephede çektirdiği ve basında ilk defa yayımlanan gülen fotoğrafı buydu. Mustafa Kemal Paşa çekilen fotoğrafı çok beğendi. Öyle ki bu fotoğraftan imzalayarak Muhterem Bey’e de hediye etti.”
Atatürk cephede gülümserken poz verme teklifini tıbbıyeli Muhterem Bey’in (sol başta) yanına oturması şartıyla kabul etmiş.

Arşivden çıkan fotoğraflar ile Mustafa Kemal Atatürk





















